Bu bazen yüksek maliyetli olan aşırı riskli bir araştırmadır. | TED | هذا البحث عالي المخاطر وفي بعض الاحيان يكون عالي التكلفه |
Ben, benim at kuyruğum vardı, askısız bir elbise ve yüksek topuklu. | TED | بالنسبة لي، كانت لدي ضفيرة كذيل الحصان، وفستان حمالات وأحذية بكعب عالي. |
Ezici fiziksel gücü ile Tamam, üst düzey şeytanlar . | Open Subtitles | حسناً ، مشعوذ ذو مستوى عالي و لديه قوى هائلة |
Yürüdüğünüzde zemin sarsılır. Gördüğünüz gibi, burada yer altı suyu fazla. | Open Subtitles | هنا تهز الأرض إذا مشيت فوقها منسوب المياه بها عالي أترى |
Kusura bakmayın, kafamda sanki aşırı gürültülü sirk müziği çalıyordu da. | Open Subtitles | لكن فقط بدات اسمع في راسي صوت عالي من موسيقى السيرك |
Evet, biliyorum. Önümüzdeki hafta büyük şaşalı bir dansa gidecekler. | Open Subtitles | إنهم سيذهبون إلى درس رقص عالي المستوى في الأسبوع المقبل |
Bazıları zehirliydi, tropik ipekotu dahil, çok yüksek konsantrasyonlarda kardenolitleri vardı. | TED | بعضها سام، يشمل الصقلاب الإستوائي، بتركيز عالي جدا من مادة الكاردولين. |
Bunu daha düşük proteinli, yüksek lifli, kaba bir diyet türüne değiştirdik. | TED | وقمنا بتغيير هذا إلى بروتين أقل، ونظام غذائي عالي الألياف وأكثر خشونة. |
İlk adım olarak yüksek mevkideki bir politikacıyı tuzağımıza düşüreceğiz. | Open Subtitles | إنّ الخطوةَ الأولى أَنْ تَحْصرَ شخص كبير عالي في السياسةِ. |
- Belki de komşusu gramofonu çok yüksek sesle dinliyordur. | Open Subtitles | من الممكن أن جاره كان يشغل الفيكترولا بصوت عالي حدا |
Hükümetin içindeki üst düzey birisini mi? Yoksa kendinizi mi? | Open Subtitles | هل هو شخصاً عالي المستوى في الإدارة،، آم تغطي نفسك؟ |
Sen olsan, üst düzey adamlarının arasında bir hain olduğunu Ulyanov'a söyler miydin? | Open Subtitles | ماذا , هل تريد أوليانوف ان يعرف ان هناك خائن في مستوى عالي |
100 kat tırmanmak için biraz fazla. Bir ortağın olmamasına şaşmamalı . | Open Subtitles | هذا أكثر مِن 100 طابق عالي لا عجب أنّك لا تحظى بشريك |
ve yoğunluğu fazla olacak olan talimatlar var. | TED | هي ذات قيمة لتلك الكائنات الحية وترددها سوف يكون عالي |
İnlemelerim fazla gürültülü olursa beni de Eddie gibi kısırlaştırırsınız. | Open Subtitles | و إذا كان صوت إلتفافي عالي جدابالنسبة لك .. |
Yani her şey çok gürültülü. | Open Subtitles | إنه لصوت عالي أعني ، بأن كلّ شيء صوته عالي |
Konuşmanın mevcut durumu anlatan giriş bölümünün sonuna bakarsak, insanların ilk kez gerçekten alkışladığı ve büyük bir gürültüyle coştuğu yer, | TED | لذا إذا نظرنا لأول نهاية لذلك في أول نهاية لذلك، كانت أول مرة حين صفق الناس بحرارة وهللوا بصوت عالي |
Bu ismi yüksek sesli söylemek bile güçlü hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | ببساطة , عند قول الكلمة بصوت عالي يجعلني أشعر بالقوة |
Burada ne çok gürültü var. Belki benim evimde rahat edersiniz. | Open Subtitles | انه ضجيج عالي هنا، ربما اذا ذهبتي الى منزلي سترتاحين أكثر |
Birinci sınıf kokain, fahişeler reşit olmayanlarla seksi de eklemeliyim. | Open Subtitles | كوكاين عالي الجوده و عاهرات و ممارسة الجنس مع الاطفال |
Hastalık beraberinde öfke nöbetleri getirdi; ölüm oranı çok yüksekti. | Open Subtitles | بدأت العدوى بعاصفة من الحُمى مع معدل وفيات عالي |
Supraorbital kabartısı, çok yüksekte ve kalın. | Open Subtitles | لأن النتوء العلوي عندك عالي جدا وسميك |