"عدا أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olması dışında
        
    • Tek fark
        
    • olması hariç
        
    • etmesi dışında
        
    • olması haricinde
        
    • koymadığın sürece
        
    Barry Leonard'ın öğrenci olması dışında. Kim bir öğrenciye suikast düzenler? Open Subtitles عدا أن باري لينارد كان تلميذاً من يرغب باغتيال تلميذ ؟
    Bunların çöp olması dışında şüpelendiğin kişi ölü, cinayet silahın da büyü. Open Subtitles عدا أن كل هذا هراء المشتبه به ميت وسلاح الجريمة تراهات
    Okuldan atılmak da öyle bir şey havanın muhteşem olması dışında tabii. Open Subtitles الفصل عن المدرسة يشبهه تماماً عدا أن الجو رائع
    Tek fark taşaklar ne tarafa gidersen git seni takip ediyor. Open Subtitles ما عدا أن خصيتيه التي تلحقك حيث ما تحركتِ
    Bunun imkansız olması hariç, çünkü onu daha önceden hiç bilmiyorum. Open Subtitles فيما عدا أن هذا أمر مستحيل، لأنني لم ألتقِ بها قط آنفاً.
    Tabi Garlin'in geceye şirketten... ..kimsenin katılmadığını iddia etmesi dışında. Open Subtitles عدا أن (غارلين) تدعي أن لا احد من الشركة حضرَ
    Evet, teklifin benimle bir randevu için olması haricinde. Open Subtitles أجل ، عدا أن ذلك العرض كان مقابل موعد غرامي برفقتي
    Sen gizlice adaylığını koymadığın sürece. Open Subtitles عدا أن تكوني تسعين خفية للمنصب
    Hepsinin bir rol olması dışında, ve sen de biliyordun. Open Subtitles عدا أن كُل ذلكَ كان تمثيلاً، وكُنتَ تعرف ذلك
    Bu şeyin antik olması dışında, Kiril dilini okuyamıyorum. Open Subtitles عدا أن هذا الشيء بغاية القدم أنا لا أقرأ اللغة
    Neden yapıyor, derdi nedir bilmiyorum kocasının iğrenç, şişmanın teki olması dışında. Open Subtitles لا أعلم سبب مشكلتها. عدا أن زوجها مقرفٌ للغاية.
    Keşlerin deliği tutturabilme yeteneğinin daha iyi olması dışında. Open Subtitles عدا أن صداع الرأس لديه هدف أحسن المرحاض
    Bir yayınevinde çalıştığını keşfettiğim, Barbara adında eski bir karısının olması dışında. Open Subtitles ما عدا أن زوجته السابقة كانت تُدعى (باربرا) التي إكتشفت إنها تعمل بالنشر
    Tabi Doktor'un bizimle olması dışında. Open Subtitles ليس لنا أي قيمة، عدا أن لديناالدكتور!
    Naomi'nin daha iyi ayakkabıları ve daha küçük bir bıyığı olması dışında. Open Subtitles ما عدا أن (نايومي) لديها حذاء أفضلو شواربأصغر.
    Atmosferi büyük oranda moleküler nitrojen, bu odada soluduğunuz gibi, Tek fark basit organik materyaller olan metan,propan ve etan ile kaplanmış olması. TED غلافه الجوي مكون بشكل كبير من النيتروجين الجزيئي, كالذي تتنفسونه في هذه الغرفه ما عدا أن غلافه يتخلله مواد عضوية بسيطة مثل الميثان و البروبان و الإيثان.
    Tıpkı Panama'daki gibi olacak. Tek fark, bu sefer üç kişi olacağız. Open Subtitles سيكون الأمر كما "بانما" عدا أن هذه المرّة سيكون هناك ثلاثتنا
    Evde bir çocuk bakıcımızın olması hariç tam burada, Lafitte Otelde. Open Subtitles هُنا فى فندق (لافيت) ، عدا أن لدينا جليسة أطفال فى المنزل.
    Evet, bunun karışık bir pislik olması hariç. Open Subtitles أجل، عدا أن هذا هراء بالفعل.
    Karaciğerinin iflas etmesi dışında. Distrofi... Open Subtitles عدا أن كبدها بدأ ينهار ...لا حثل يمكنه
    Karaciğerinin iflas etmesi dışında. Distrofi... Open Subtitles عدا أن كبدها بدأ ينهار ...لا حثل يمكنه
    Doğru bir tespit hepsinin saçmalık olması haricinde. Open Subtitles معك حق ما عدا أن هذا الحديث كلّه هراء
    Tavanın alçak olması haricinde. Open Subtitles عدا أن السقف منخفض.
    Sen gizlice adaylığını koymadığın sürece. Open Subtitles عدا أن تكوني تسعين خفية للمنصب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more