"عسل" - Translation from Arabic to Turkish

    • tatlım
        
    • bal
        
    • balayı
        
    • hayatım
        
    • balı
        
    • ballı
        
    • canım
        
    • balım
        
    • şekerim
        
    • balayına
        
    • Cee
        
    • baldan
        
    • Mead
        
    İlgine teşekkürler tatlım, ama aynı anda iki iş olmaz. Open Subtitles شكراً على الاهتمام يا عسل لكن انتبه لشئ واحد فقط الان
    Haksızdın ve komiktik, buna dayanamıyorsun, tatlım. Open Subtitles أنت كُنْتَ خاطئ ونحن كُنّا مضحكون وأنت لا تَستطيعُ أوقفْه، عسل
    Nico olayının seni kızdırmasına izin veremezsin, tatlım. Open Subtitles أنت لا تَستطيعُ التَرْك الذي شيءُ نيكو إجعلْك تُزعجُ، عسل.
    Kulaklarıma bal koyup karınca yuvasında uyumamı da önerir misin? Open Subtitles لتقترح أن تضع عسل فى أذنى. وتسقطني على جحر نمل.
    Şeftali, zencefil, bal, şeker, zeytin..." Bence bu yanlış liste. Open Subtitles عسل ، حلوى ، زيتون أتعلم ماذا؟ هذه القائمة الخطأ
    Sizsiz pek de balayı olmayacağı için evet diyeceğinizi umuyor." Open Subtitles ‫يتمنى أن تردّي بالإيجاب. ‫لأنه لن يكون شهر عسل بدونكِ.
    - Çok hoş olur hayatım. Open Subtitles أوه، نعم، ذلك سَيَكُونُ ممتازَ، عسل.
    Donna'nın yüzüğünün parasını ödeyemedikten sonra kimse bana aşık olmayacak, tatlım. Open Subtitles بعد أنا لا أَستطيعُ دَفْع ثمن حلقةِ دونا، لا له سَيصْبَحُ عاشق لي، عسل.
    Bu bizden tatlım, bir yere kaybolma,[br]hemen geliyorum. Open Subtitles خذ هذه الروح البارده مني هذا مجانا يا عسل
    İşte tatlım düşün ki balayına geldik , bak harika oldu Open Subtitles لكنكما بنيتما جناح شهر عسل كان لديكما وقت طويل لهذا -خذ
    Aslında tatlım özür dilemeye zamanın olabildiğine şaşırdım. Open Subtitles هو كَانَ غير ملائمَ. أوه في الحقيقة عسل أَنا مُفاجئُ كَانَ عِنْدَكَ وقتُ حتى للإعتِذار.
    Kızlar iyi, tatlım. Open Subtitles إنّ البناتَ لَطِيفات، عزيز. إنّ البناتَ لَطِيفات، عسل.
    tatlım,sence saçlarımı boyatırsam şapşal görünür müyüm? Open Subtitles عسل ، في رأيك فما استقاموا لكم فاستقيموا لهم تبدو سخيفة لو كنت مصبوغة؟
    Yoğurt, havuç suyu, süzme peynir organik bal, yağsız, yumurta, kümes dışında beslenenlerden. Open Subtitles عصير جزر ، جبن عسل عضوي ، خال الدسم وبيض مخصب
    Toplayın nektarları, benim küçük işçi arılarım... ve bal yapın-- çocuklarınız için bal. Open Subtitles اجمعي الرحيق أيتها الطائرات الصغيرة، واصنعي العسل، عسل لصغارك.
    Piskopos duymasın ama ruhban sınıfında Nottingham ekmeği üzerine bal sürüp yemek çok yaygınmış. Open Subtitles فإن أردت ألا يعلم الأسقف، حتى يقوم رجال الدين بغمس عسل نوتنجهام على خبزه؟
    Artık dünyayı umursamadan, harika bir balayı geçirebiliriz. Open Subtitles الآن يمكننا أن نقضى شهر عسل حقيقى,بدون أن نبالى بالحرب
    İkinci balayı olarak, Floransa'ya gitmek istediğini düşünüyordum. Open Subtitles كنت أظن بأنكِ أردتينا أن نذهب الى فلورنس لقضاء شهر عسل آخر
    Diyeceğim ki "İşte hamstırın hayatım." Open Subtitles أَنا فَقَطْ سَأَقُولُ، "هنا جرذُ هامستركَ، عسل."
    Bir kaşık uzay balı, acıyı hafifletmeye iyi gelir derler. Open Subtitles يقولون أن ملعقة من عسل الفضاء تساعد على تخفيف الألم
    Eski, çayın her zaman ballı olduğu evimiz. Open Subtitles موطن الأجداد، حيث كان هناك عسل للشاي دائماً
    "tatlım, canım, bebeğim" gibi saldırganca ya da aşağılayıcı isimler kullanmak... Open Subtitles إستخدام ألفاظ مهينه أو مقلله من الشأن مثل "عسل, حلوتي, طفلتي"
    balım yolculuk hikayelerimizi dinlemeye bayılırdı. Open Subtitles عسل كانت تحب ان تسمع عن رحلأتنـا
    Afedersin, şekerim. Seni flört yarışması için ödünç alabilir miyim? Open Subtitles اعذرينى يا عسل هل يمكنني ان استعيرك فى موعد?
    En azından İtalya ve Fransa'da balayına uygun bir şeyler. Open Subtitles على الأقل سنجد ما يناسب لشهر عسل في إيطاليا وفرنسا
    Cee! Open Subtitles يا عسل!
    Müşterileriden bir tanesinin daha klüpten çok pahalı baldan almasını anlarız. Open Subtitles نفهم أن أحد زبائنك الأخرين اشتروا عسل غالي الثمن من ملهى
    Bu civarda sadece Mead Gölü'nde martı bulunur. Open Subtitles حَسناً، المكان الوحيد نحن سَيكونُ عِنْدَنا نوارسُ حول هنا سَيَكُونُ شرابَ عسل بحيرةِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more