"على شخص" - Translation from Arabic to Turkish

    • birinin
        
    • Birisi
        
    • biri için
        
    • Birileri
        
    • bir adamı
        
    • kişi için
        
    • birisini
        
    • bir insana
        
    • birisinin
        
    • bir adam
        
    • adam için
        
    • Birilerinin
        
    • kişiyi
        
    • birini
        
    • birine
        
    Bu çok önemli ve sencede güvenebileceğimiz birinin yapması iyi değil mi? Open Subtitles هذا هام جداً, ولا أظن أننا قد نعتمد على شخص مثلى لعمله
    O zaman neden birinin ölümüne hüküm vermiş gibi hissediyorum? Open Subtitles إذاً لمَ أحس وكأنني حكمت على شخص ما بالموت ؟
    Şimdi, hadi ama bu daha yeni halisünasyon geçirmiş Birisi için oldukça iyiydi. Open Subtitles اللآن، هيّا، هذا له وقع قوي جدا على شخص خرج لتوّه من هلوسة
    biri için para harcamamak demek sağlık hizmetinin reddi anlamına gelir. Open Subtitles أَعْني، متى أنت لا تَصْرفُ مالَ على شخص ما، تُنكرُ عنايتَهم،
    Birileri özgürlük için bir şeyler yapmalıydı. Open Subtitles نعم انا , كان على شخص ما السعى وراء الحرية
    Bize bir adamı muslukçu olduğu için tutuklayabileceğini mi söylüyorsun? Open Subtitles أتريد ان تخبرنا أنه يمكنك القبض على شخص لأنه سباك؟
    Tek kişi için biraz büyük bir ev, sizce de öyle değil mi? Open Subtitles على الأرجح انه منزل كبير على شخص واحد، ألا توافقيني؟
    Öyleyse burada kalıp sonra da öleceğim. Bilen birisini bul! Open Subtitles إذن , سأبقى هنا و أموت أعثرى على شخص يعرف
    Daha önce bir insana bağımlılığı olan bir hastam olmamıştı hiç. Open Subtitles لم يكن لديَّ حقاً مريض مدمن على شخص أبداً.
    Evet, ama birinin de hangi kapıdan girileceğini bilmesi gerek. Open Subtitles حسناً، أجل، لكن على شخص أن يعرف أيّ بابٍ يقتحمه.
    İşler ters gittiğinde, birinin kıçınızı çatışmadan çekip çıkarması lazım. Open Subtitles على شخص أن يقوم بإنقاذكم من الموت عندما يسوء الوضع.
    Öldüğü için memnun olduğun birinin yasını tutmak çok daha kolay oluyor. Open Subtitles الـحُـزن على شخص ما يكون أسهل بكثير حينما يكون المرء سعيد بموته.
    birinin üzerine basıyor olabilirsiniz ve bu aynı etkiyi verir. TED في حال أنك تضغط على شخص ما، فإن لذلك نفس التأثير.
    Birisi P. R'lerin bölgesine girip casusluk yapmalı. Open Subtitles حسبت أنه يجب على شخص ما إختراق أرض البورتوريكيين. ويكون جاسوساً
    Üzgünüm ama bu dersi anlatabilmek için gerçekten seks yapmış Birisi gerekmez mi? Open Subtitles انا اسف , و لكن ألن نستطيع الحصول على شخص قام فعلا بالجنس ليدرس هذه الماده
    Beni bu şekilde üzemezsiniz. Sevdiğim biri için yas tutuyorum. Open Subtitles لا يجب أن تزعجني هكذا، أنا أحزن على شخص أحببته.
    Tabi ölümden sonra yaşama inanan biri için. Benim için değil. Open Subtitles أعرضه على شخص أخر يؤمن بالحياة الثانية ،أما انا فلا.
    Birileri üniversiteye gitmek zorunda. Ben değil. Open Subtitles على شخص ما الذهاب للكلية عزيزتي ليست أنا
    Hiçbir bağlantısı olmayan bir adamı suçlamak gibisi yok, değil mi? Open Subtitles كيف لك أن تُلقي اللوم على شخص لا يملك علاقات. ؟
    Bir kişi için kaynak harcamamı istiyorsun ve şu anda bunu yapamam. Open Subtitles تطلب مني استخدام الكثير من الموارد على شخص واحد وحالياً لا يُمكنني فعل ذلك د.
    ve buraya birisini getirtebilir misin ve koruyabilirmisin diye bak dediler. Open Subtitles لأرى إذا استطعت الحصول على شخص ما ليحضر إلى هنا ويحميهم،
    Hayatın tek bir insana mı bağlı? Open Subtitles هل يجب على حياتكِ وخرابكِ أن تعتمد على شخص واحد؟
    birisinin üzerinde öğrenmeleri lazım. Neden yaşlı bir kadın üzerinde olmasın. Open Subtitles يجب أن يتعلموا على شخص ما حتى ولو على سيدة عجوز
    Hiç tanımadığım bir adam için nasıl yas tutabilirim ki? Open Subtitles كيف استطيع ان احزن على شخص لم اعرفه ابداً ؟
    Bu askerlerin buna ihiyacı var. Birilerinin hikâyelerini yayınlaması gerek. Open Subtitles هؤلاء الجنود يحتاجون ذلك على شخص ما أن ينشر قصصهم
    Hayaletleri görebilme yeteneğim sayesinde benim için özel kişiyi ilk karşılaşmada fark edebildim. Open Subtitles ربما، بفضل قُـدرتي الخاصة على رؤية الأشباح تعرّفتُ على شخص مُميّز بالنسبة لي و تمسكت بهِ فوراً
    Buna gerçekten inanıyorsan, birini tut o da beni vursun. Open Subtitles إذا تَعتقدُين ذلك، يَجِبُ أَنْ تَحْصلَي على شخص ما لقتلي.
    Bir muhabir olarak birine mikrofon uzattığım zaman bu onaydır. TED حسنًا، كمراسلة، إذا علقت ميكروفونًا على شخص ما، فهذه موافقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more