"عليك ان" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerek
        
    • zorunda
        
    • zorundasın
        
    • gerekiyor
        
    • lazım
        
    • gerekecek
        
    • gereken
        
    • gerekir
        
    • vermelisin
        
    • etmelisin
        
    • iyi olur
        
    • gerektiğini
        
    • gerekmiyor
        
    • sen
        
    • Bana
        
    Mutlu ol." Ama ben "Yürütemedik. Var olmaman gerek," tiplerindenim. Open Subtitles ولكني من نوع, نحن لم نعمل عليك ان لا تتواجد
    Affedersin ama, böyle korkutucu bir surat takınmana gerek yok. Open Subtitles أنا آسف ولكن لم يكن عليك ان تكوني مخيفة هكذا
    Bazen de çok kötü filmler yapmak zorunda kalabilirsin. Evet. Open Subtitles وبعد ذلك فى وقت ما عليك ان تعود الى البئر
    - Daha nazik olmak zorundasın. - Ve sen çok yenilikçiydin. Open Subtitles عليك ان تكون قادرا ان تكون لطيفا وانت كنت تقدمى جدا
    Galiba şu yoldan dönmemiz gerekiyor ama tam olarak emin değilim. Open Subtitles انه فوق التل على ما اعتقد يجب عليك ان تفتح الطريق
    İnsanlığı ilgilendiren olayların akışı içinde... Gömleğini teslim etmen lazım! Open Subtitles في اثناء هذه الملحمة البشرية، يجب عليك ان تسلم قميصك
    Bir yerlerden başlaman gerek, Santiago. Parası iyi sonuçta. Şikayet etmemen gerek. Open Subtitles عليك ان تبدا من مكان سانتياغة انها نقود جيدة , لا تتذمر
    Onları durumdan haberdar etmen gerek, yoksa bu işi unut... çünkü akşamları ve hafta sonları burada olman gerekiyor. Open Subtitles يجب عليك ان تصل معهم الى ترتيب او حتى المحاوله بالذلك تستطيع ان تبغى في المساء وفي الاجازات هنا
    Bak dostum, Bana ürünü satmana gerek yok, ben zaten işin içindeyim. Open Subtitles اسمع ياصديقي لاينبغي عليك ان تبيعني على المنتج انا بالفعل موجود به
    Danışmaya sormana gerek yoktu. Bana sorsaydın neye yaradığını söylerdim. Open Subtitles لم يكن عليك ان تسألي البوّاب أستطيع أن أخبرك ماهي
    Eğer on saniyede ulaşamazsan, beş yüz şınav çekmek zorunda kalacaksın! Open Subtitles إذا لم تصل في خلال 10ثوان عليك ان تؤدي 500 ضغط
    Beni yemeğe götürmek veya Bana iyi davranmak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليك ان تأخذني لتناول العشاء أو تكون لطيفا معي.
    Bir kaç gün burada kalmak zorundasın. Eve gidecek kadar iyi değilsin. Open Subtitles عليك ان تبقي هنا يومان اخرين لا يجب ان تعود لمنزلك الان
    ben abimin istediği herşeyi yaparım... ama önce bir şeyi öğrenmek zorundasın. Open Subtitles افعل اي شيء يريده اخي لكن يجب عليك ان تتعلم شيئا اولا
    Geri çekilip seçenekleri tartman ve akıllı bir karar vermen gerekiyor. Open Subtitles لا يجب عليك ان ترجع للوراء وتزن الاختيارات لتصل للاختيار المحسوب.
    Bunlar birkaç yayık kıçlı piçtir yani kabuk dökmediklerinden emin olman gerekiyor. Open Subtitles فهنالك بعض الأوغاد الكسالي لذا يجب عليك ان تتأكد أنهم لا يتكاسلون
    Hayır, senin Mia'yı yatırman lazım. Biz iyiyiz. Sorun yok. Open Subtitles لا ، عليك ان تضع ميا في الفراش نحنٌ بخير
    Bunu anladığına sevindim, çünkü bu ilişki yürüyecekse... - ...değişmen gerekecek. Open Subtitles انا سعيد من اجل هذا لانه كان سيجب عليك ان تتغيرى
    Bu yalnızca yapmamız gereken bir şey. İlla hoşlanman gerekmiyor. Open Subtitles إنه فقط شيء نفعله لا يعنى أنه عليك ان تحبه
    Çünkü biliyorsun, hayatını değiştirecek dalgayı yakalamak için kabuğundan çıkman gerekir. Open Subtitles لإنك .. تعرف .. عليك ان تسبح بعيدا عن منطقة راحتك
    O dosyalardaki hiçbir şey kurbanlarını zahmete değer hale getirmeyecek. Boş vermelisin. Open Subtitles لاشئ في هذه الملفات، تجعل من تضحيته مستحقة، عليك ان تنسي ذلك.
    Bu çok çaba gösterdiğin anlamına gelir. Dinle Jackson, Bana yardım etmelisin adamım. Open Subtitles يعني انا اجهد نفسي قليلا اسمع جاكسون , يجب عليك ان تساعدني اخي
    Koşsan daha iyi olur sevgilim, çünkü bunları atlardan gizlemeyeceğim. Open Subtitles عزيزتى عليك ان تجرى لاننى لن أستطيع وقف تلك الخيول
    Eşime gelmesini rica ederim ve mutlaka bunu görmesi gerektiğini söylerim . TED طلبت من زوجتي ان تحضر، وقلت لها، عليك ان تري ذلك.
    Sakin ol, Pony. Hepsi geçecek, oğlum. sen sakin ol, oğlum. Open Subtitles خذها برفق, بوني, ستكون بخير يجب عليك ان تهدأ يا رجل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more