| Çünkü, aslında insanlarla ilişkiye geçmeyi gerektiren her iş, bir ahlaki görevdir. | TED | فالحقيقة أن أي عمل يقتضي تعاملاً مع أفراد آخرين هو عملٌ أخلاقي. |
| İyi niyetin işareti olarak, yapılmasını istediğim ufak bir iş var. | Open Subtitles | الآن، كإشارَة على حُسنِ النيَة هُناكَ عملٌ صغير أُريدُ أن يُنجَز |
| Manyak bir iş. çalışma şevki olmadan yapılamaz bir iş. | Open Subtitles | إنه عملٌ مجنون لا يمكن القيام به دون الشعور بالواجب |
| İyi işti Brian. Endişelenme, bunu atlatmana yardımcı olacağım. | Open Subtitles | عملٌ جيد يا براين، لا تقلق سأساعدك في هذا |
| En azından gerçek bir işim vardı. | Open Subtitles | على الأقل كان عندي عملٌ حقيقي، نصف مستمعيك يسمعون أصواتًا مسبقًا في رؤوسهم |
| Desene oldukça yetenekli bir aşçısın ve burada bir iş görüşmesi ayarlayabilmişsin. | Open Subtitles | يا إلهي، حسناً، لابدّأنّكشيفٍموهوب.. لتحصل على مُقابلة عمل هُناك. إنّهُ عملٌ رائع. |
| Harika bir iş değil, ama birçok insan için gayet mantıklı bir seçim. | TED | صحيح انه ليس عملٌ جيد ولكنه الخيار المنطقي الوحيد لديهم |
| Çocuklar iyi iş çıkarıyorlar. | Open Subtitles | عملٌ رائع يقوم به رجالنا حقيقى من الطراز الأول |
| Dün gece yapman gereken bir iş vardı, unuttun mu? Gerizekâlı bücür. | Open Subtitles | لديكَ عملٌ لَم تنجزه البارحة أيّها الحثالة |
| Omaha'da bir iş yapıyorduk. Bir gözcü kullanabilirdik. | Open Subtitles | نحن كان لدينا عملٌ في أوهاما لم نستطع أن نستخدم حارس، أليس كذلك، ياجون؟ |
| Yapılmasını istediğim bir iş var, ve buna ödeyecek param da mevcut. | Open Subtitles | لديَ عملٌ أريدُ التكفُل بِه و لديَ النقود لأدفعَ مُقابل ذلك |
| Bunun bir seçme olduğunu düşünmüştüm. Benim için yapabileceğin bir iş olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | خلتُ أنّ هذا لقاء تقييم، تم إخباري أنّ لديكَ عملٌ ليّ. |
| - Profesyonel bir iş olduğunu biliyoruz ama henüz bir fidye talebi olmadı. | Open Subtitles | نعلم أنه عملٌ محترف، لكن لم تُطلب أيّة فدية |
| İyi işti bugün. Böyle devam et. | Open Subtitles | أنت , عملٌ رائع اليوم , واصل العمل الجيد |
| - İyi işti millet. Neredeyse hiç hasar yok. | Open Subtitles | عملٌ جيدٌ يا رفاق, لم يكنْ هنالكـَ أضرارٌ تُذكَر |
| Bir işim var zaten. Saatin ne kadar? | Open Subtitles | لديّ بالفعل عملٌ لكِ ، كم أجركِ بالساعة؟ |
| Tüm bu konferanslar, seyahatler yorucu işler. | Open Subtitles | كل هذه المؤتمرات كل هذه الرحلات هذا عملٌ منهك |
| Bir işi yapacaksan, doğru yapacaksın. | Open Subtitles | لديكَ عملٌ تقوم به , فقم به على نحوٍ جيّد |
| Yetki bende ve böyle yapmak istiyorum. Şirketlere aktardığımız başka işlerimiz var. | Open Subtitles | لدينا عملٌ آخر بجانب تحويلها إلى شركات، يُمكننا اكتشاف الأمر |
| Daha fazla kameraya çekilmek istemiyorum. Yapacak çok işimiz var. Hadi. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنّني أريد منك تصويري طوال الوقت فنحن لدينا عملٌ لننهيه،هيّا |
| Yapacak işlerim var, bu saçmalığı ekibime açıklamak gibi. | Open Subtitles | لديَّ عملٌ أفعلُه كتَفسير تساهلي مَعَك هُنا |
| Yiyecek arayışı tüm ailenin dahil olduğu tam zamanlı bir iştir. | Open Subtitles | البحث عن الطعام هنا هو عملٌ يستغرق اليوم بأكمله وتقوم به كل العائلة |
| Şu boşanma avukatlarının da işleri bayağı kıyak öyle değil mi? | Open Subtitles | هؤلاء محامين الطلاق لديهم عملٌ مربح,أليس كذلك؟ |
| Aferin. Ben de seni test etmeliydim, değil mi? | Open Subtitles | . عملٌ جيد , علي ان اختبرك انت ايضاً , اليس كذاك ؟ |