"غائب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yokken
        
    • kayıp
        
    • yoksun
        
    • olmayan
        
    • uzaklarda
        
    • burada değil
        
    • ortalıkta
        
    • ortalarda
        
    • değilken
        
    Ben yokken dükkana göz kulak ol Beamish. Open Subtitles أبق عينك على المخزن، تقريبا شعاع، بينما أنا غائب.
    20 dakika. Ben yokken bana el dağıtmayın. Open Subtitles 20دقيقة , ولا دكتور ولا أى أيدى لى بينما أنا غائب
    Sanırım ben yokken bir şeytan burada sorun çıkartmış. Herkes iyi mi? Open Subtitles يبدو ان الشيطان انتهى من عمله الشرير بينما انا غائب, هل الجميع بخير؟
    Şimdi iki ajandan yoksunuz ve Gideon da kayıp. Open Subtitles الآن نحن ناقصين لعميلين و غيديون غائب بدون عذر رسمي
    Ben, "Sheldon, uzun zamandır yoksun." demek istemiştim. Open Subtitles كنت أعني، مرحبا، شيلدون أنت غائب منذ وقت طويل
    Babanın olmadığı bir evde büyüyen biri olabilir babası olmayan biri. Open Subtitles غالباً ما يكون قد تربي تربية منزلية منزل , الاب فيه غائب.
    Sen uzaklarda olmasanda bütün yıllar boyunca hep senle birlikte olmak istedim. Open Subtitles كل هذه السنواتالتى كنت اريد ان اقديها معك بالرغم من أن أنت لم تكن غائب
    Hayır, yani... Şu anda burada değil. Open Subtitles حسنًا، إنه في الواقع غائب عن الوعي الآن.
    Bana ben yokken telefonlara bakacak biri gerek. Open Subtitles وأود أن أجد شخص ليجيب على الهاتف بينما أنا غائب
    Sen yokken, biz de annene nasil eslik edecegimizi gösterelim. Open Subtitles وبينما أنت غائب سأُري والدتك مدى جودة أن تكون الصُحبة مكوّنة من ثلاثة أفراد
    Bilemiyorum. Hazır Phillip yokken biraz yazmaya çalışmam gerek. Open Subtitles لا أدري أنا أحاول أن أكتب طالما فيليب غائب
    Sen yokken karına göz kulak olmaya devam ederim. Open Subtitles سأستمر بالإعتناء بزوجتك، بينما أنت غائب.
    Ben yokken abinle tuhaf şeyler görmüşsünüz. Öyle mi? Open Subtitles كَانَ الوضع جُنوني هنا بينما كُنْتَ غائب
    O yokken uyumak için dostlarından birini seçmeliymişsin. Open Subtitles وأنه يجب عليكِ أن تختاري أحد أصدقائة لتنامي معه طالما هو غائب
    Bu gece denizkızlarımız gösterilerini dünyanın dört bir yanındaki kayıp penguenlere adadı. Open Subtitles الليلة العذارى لدينا تكريس أدائهم كل شخص غائب البطريق في جميع أنحاء العالم.
    Dr. Mortimer'a onun kayıp olduğunu bildirmeye gidiyordum... Open Subtitles لقد كنت فى طريقى لأخبر دكتور مورتيمور " أنه غائب "
    Bu da, uzun süredir kayıp olan bir komşunun dönüşüne sebep oldu. Open Subtitles وهذا أدى إلى عودة جار غائب منذ وقت طويل
    yoksun. O kadar yoksun ki. Bu hale nasıl geldin? Open Subtitles انت غائب دائماً كيف اصبحت هكذا ؟
    olmayan veya baştan çıkarıcı bir baba, karşı cinsle problemler, kronik düşük haysiyet Open Subtitles الوالد غائب أو فاسد يواجه مشاكل مع الجنس إحترامه لذاته قليل يُنهي أعماله بطريقة ديناميكية
    Şu son iki haftadır uzaklarda olmamın tesadüf olduğunu düşünmüyorsun herhalde? Open Subtitles أنت لا تعتقد هي كانت صدفة بأنّني صادف أن كنت غائب هذه إسبوعي ياست إثنان؟
    Bekle, bekle. Bakıcı burada değil. Open Subtitles لحظة ، لحظة ، الحارس غائب
    Üzgünsün, adımı sayıklayıp duruyorsun, çünkü çok uzun süreden beri ortalıkta görünmüyorum. Open Subtitles اليزابيتا، أنت تنادينني ، و أنت حزينة أيضاً لأنني غائب منذ فترة طويلة
    Çünkü uzun zamandır ortalarda olmayan akrabasın değil mi? Open Subtitles لإن لديك قريب غائب منذ فترة طويلة ، صحيح ؟
    O piç kurusu bilincim yerinde değilken beni temizlemediği için şanslıyım. Open Subtitles انا فقط... ـ كنت محظوظا ان هذا الوغد لم يخرج احشائي وانا غائب عن الوعي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more