| - Kulağa hoş geliyor. Hey, Gil. Red Ryder'a söyle istediği protein tozunu getirdim. | Open Subtitles | غيل, أخبر رايدر أني جلبت له بودرة البروتين التي أرادها |
| Kongre Üyesi Robert Gil, bir atık su tesisinden rüşvet almakla suçlanıyor. | Open Subtitles | في الأخبار المحليه .. أتهم روبرت غيل أنه أخذ رشوه من مرفق معالجة النفايات |
| Bay ve Bayan Haynes, bunlar Gil Grissom ve Catherine Willows. | Open Subtitles | سيد و سيدة هاينز هذا غيل غريسوم و كاثرين ويللوز |
| Gail'in avukatı, benden, tuttuğu adama dinleme cihazı gibi bir şeyi, | Open Subtitles | وطلب محامي الدفاع غيل لي للمساعدة في وضع الرجل لها الأسلاك |
| Gail beni muhasebe müdürü sandı, üstelik posta odasında tanıştık. | Open Subtitles | ظنت غيل انني اعمل في الحسابات بينما قابلتها في البريد |
| Bu da NASA'nın daha önce iniş yapılamayacağı düşünülen bilimin çok ilgili olduğu Gale Krateri'ne tam bir iniş yeri belirlemesini sağladı. | TED | وهذا سمح لناسا أن تستهدف منطقة معينة في فوهة غيل وهي منطقة ذات أهمية علمية لم تكن قابلة للهبوط عليها من قبل. |
| Beni, Gill Hicks'i öldürmek ya da sakatlamak için yola çıkmamıştı. | TED | هو لم يأتِ الى هنا ليقتلني أو يشوهني أنا، غيل هيكس. |
| Bunlar Suç Laboratuarı'ndan Gil Grissom ve Nick Stokes. | Open Subtitles | هذا غيل غريسوم ونيك ستوك من المختبر الجنائي |
| Ama şimdi kanıt uzmanı Dr. Gil Grissom'u tanıklık için çağırıyorum. | Open Subtitles | لكن الآن نطلب الدكتور " غيل غريسوم " كشاهد خبير للإنكار |
| Gil, eşcinsel olduğunu söylediğinde psikiyatriste gitmesi için ısrar etmiştim. | Open Subtitles | -عندما أخبرتني "غيل" أنها شاذة أصريت أن ترى أخصائي نفساني |
| Her zaman muhteşem olan Gil Ra Im gelecekte de muhteşem olmalısın. | Open Subtitles | كنت دائما رائعة يا غيل را إم .. لهذا في المستقبل حافظي على نفس القدر من الروعة |
| Sormak istediğim bir şey var Gil Ra Im de kim? | Open Subtitles | ...لدي شيء أردت أن أسألك عنه من هي غيل را إم؟ |
| 'Gil Ra Im'in iyi bağlantıları var' laflarını duyacağım. | Open Subtitles | يجب أن أسمع غيل را غم لديها إتصالات جيدة |
| National Geographic'teki evlerden biri. Gil Ra Im öyle bir yerde yaşıyor. | Open Subtitles | المنزل الذى من الممكن ان يظهر على القناه الوثائقية الوطنية غيل را إم تعيش فى مثل هذه المنازل |
| Gail, bana bak. O ev, benim de evim Gail! | Open Subtitles | دعيني اقول لك شيئا يا غيل, ان هذا منزلي ايضا |
| Sana sert adam numarası çekmekten bıktım. Özledim seni Gail. | Open Subtitles | لقد تعبت من هذا الهراء يا غيل, لقد اشتقت اليك |
| - Gail, amnio testi mi yaptırdı? - Hayır. | Open Subtitles | تتولى غيل واحدة من تلك الاختبارات أمينو وأفترض |
| - Gail onu alışverişe falan götürüyor. | Open Subtitles | لقد أخذتها غيل لتتسوق كما يقومون بالتمارين |
| - Gail'e sor, çocuklarınıza bakayım. | Open Subtitles | اسأل غيل إذا كان بإمكاني حضانة أطفالكم السبت |
| Michael X 1975 Trinidad'da Gale Benson cinayeti nedeniyle idam edildi. | Open Subtitles | تم إعدام مايكل إكس في عام 1975 بجرم قتل غيل بنسون |
| Kenny Gill'den mi bahsediyoruz yoksa? | Open Subtitles | هل هو كيني غيل الذي نتحدث عنه ؟ |
| Şimdi eve gidip, Gayle'ye merhaba diyip, geç de olsa kızımın doğum gününü kutlayacağım. | Open Subtitles | والأن سأذهب إلى المنزل , لألقي التحية على غيل وأتمنى لأبنتي عيلاد ميلاد سعيد .. الذي كان البارحة |