"فإنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • o
        
    • Eğer
        
    • olur
        
    • olarak
        
    • her
        
    • daha
        
    • olsa
        
    • kadar
        
    • gibi
        
    • varsa
        
    • bile
        
    • eder
        
    • çok
        
    Eğer ışık bir dalgaysa, o zaman bir frekansı olmalı. TED إذا كان الضوء موجة، فإنه يجب أن يكون لديها تردد.
    Çünkü Eğer biz çevreysek, o zaman tek yapmamız gereken etrafımıza bakmak ve görmek kendimize nasıl davranıyoruz ve birbirimize nasıl davranıyoruz. TED لأنه إذا كنا نحن نمثل البيئة، فإنه علينا جميعا أن ننظر حولنا لنرى كيف نعامل أنفسنا و كيف نتعامل مع بعضنا البعض.
    dedi. Şimdi, Eğer bu doğruysa, sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar. TED والآن، لو كان ذلك صحيحاً فإنه إدانة لنظام الرعاية الصحية لدينا وذلك لأن هؤلاء المرضى سبق وأن كشف عليهم في اماكن أخرى.
    Bu memurlarınızdan birinin bir mahkumu kasıtsız olarak öldürdüğünü kanıtlıyor. Open Subtitles فإنه يدل على القتل غير العمد لسجين واحد من الضباط.
    Ve bu noktaların her birini iyi yapabilirse çalışanlara değer verildiklerini hissettirirdi. TED وإذا تعامل مع كل لحظة تواصل جيدًا، فإنه سيجعل الموظفين يشعرون بالتقدير.
    Toplum seviyesinde bakarsak bu plan tamamen açılıp yeni bir dalga görmekten ve sonucunda karantinaya girmekten daha iyi. TED على مستوى المجتمع فإنه من الأفضل عودة العمل وظهور موجة ثانية من العدوى، الأمر الذي سيتطلب تطبيق الإغلاق التام.
    Ama farkettim ki, o küçücük yaşında çoktan şu mite inanmıştı: Eğer bir şey iyi yapılmışsa onu biz yapmış olmalıyız. TED ولكن خطر ببالي، كيف أنه في عالمه الصغير قد صدق الأسطورة : أن كل ماصنع بدقة وإتقان، فإنه بالضرورة من صنعنا.
    Burayı hak eden biri varsa o da sensin dostum. Open Subtitles إذا كان هناك من يستحق ذلك فإنه أنت يا بنى
    o da Sigfrid'in bir işe yaramadığını ve çalışması gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles فإنه يعتقد أن سيغفريد أيضا تافه و يحتاج للمزيد من العمل
    o da Sigfrid'in bir işe yaramadığını ve çalışması gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles فإنه يعتقد أن سيغفريد أيضا تافه و يحتاج للمزيد من العمل
    Hayalgücü bile şüpheli ancak dünya sorunlarını çözmek için o gerekli. Open Subtitles حتى التخيل يشتبهون فيه حتى الآن فإنه مطلوب حل مشاكل العالم
    Taşıyıcı her kimse, o kadar virütik ki belirtileri kendi de gösteriyor olmalı. Open Subtitles حاضن المرض، مهمن كان فإنه سام جداً، لا بد أن كانت لديه أعراض
    Fakat bu dizilimi tekrar çıkardığımızda, 30 hata olduğunu bulduk. Eğer sentezde ilk dizilimi kullansaydık, canlanması asla mümkün olmayacaktı. TED لقد وجدنا في الواقع، بإعادة سلسلتها، 30 خطاءً. سيكون تمهيداً أننا سلسلنا الأصل، فإنه أبدا لم يكن ليتمكن من التحرك.
    Yazın, sıcak bir ev kadar boğucu, kışın dondurucu olur. Open Subtitles في الصيف، فإنه خنق كدار الساخنة وفي فصل الشتاء، يتجمد.
    Federal ajan olarak, kimliğini ve gizliliğini koruyacağına yemin etmiştir. Open Subtitles وبكونه عميل فيدرالي فإنه يقسم ان يحمي هوية المخبر السري
    Arz ederim ki, bu notu yazan her kimse Sovyet yapımı Küba AK-47 saldırı tüfeği çalışırken onunla hiç karşı karşıya gelmemiştir. Open Subtitles لأنفسهم لا يجب أن يتدخل فيه الضباط حسناً، أعترف إليكِ بأن مهما كان من كتب هذا التقرير فإنه لم يواجه قط فوهة
    İspat için çok daha fazla neden bunu yapanın City takımı olmadığı. Open Subtitles وهذا من الأسباب لإثبات فإنه لم يكن عصابة المدينة الذين فعلوا هذا.
    Distoni büyük bir tıp muamması olsa bile, bu sefer değil. Open Subtitles حتى إن كان التشنج لغز طبي كبير، فإنه ليس كذلك الآن
    Ama bildiğiniz gibi, bir toplumdaki politik çalkantı... bol miktarda enerjiyi açığa çıkarır. TED لكن تعلمون، حين يحدث حراك سياسي في المجتمع، فإنه يطلق الكثير من الطاقة.
    Oksitosin strese tepki olarak salgılandığında sizi destek aramaya motive eder. TED وعند إطلاق الأوكسيتوسين أثناء الضغط، فإنه يحفزكم للبحث عن الدعم.
    Ama aslında, bu adam, sanatçıdan çok, bir kopyacı, değil mi? Open Subtitles لعله ليس بفنان حقيقي، أليس كذلك؟ فإنه أقرب ما يكون نسّاخ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more