"فقط ان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sadece bir
        
    • etmek
        
    • - Sadece
        
    • diye
        
    • olmak
        
    • vermek
        
    • yalnızca
        
    • Sadece seni
        
    Ve Sadece bir hedefimiz olacak Sadece bir tane, bataryalar boşalmadan güneşin doğuşunu yakalamak. TED وسيكون على الطائرة تحقيق هدف واحد فقط ان تدرك شروق الشمس المقبل قبل نفاد البطاريات
    Efendim, bunun Sadece bir mühürlük iş olmadığını bilmenizi istedim. Open Subtitles سيدي أردت فقط ان أعلمك أن هذهـ ليست حالة موافقة شكلية ذلك كل شيء
    Sizden teşekkür beklemiyorum. Tek amacım sizi iyileştirip yetkililere teslim etmek. Open Subtitles انا اردت فقط ان تتحسن بما يكفى لتسليمك الى السلطات
    - Sadece bilmeni isterim ki burada bir tür oyun oynamıyorum. Open Subtitles اريد فقط ان تعرفي انني لا العب اي نوع من الالعاب
    Yakut yıl dönümlerinin yanı sıra ergenlik ve vaftizlerde ve düğünlerde de konuşma yapmak için vaktin var mı diye sormak istedim de. Open Subtitles لقد أردت فقط ان أعرف إذا ما كنتِ حرة لحضور إحدى الحفلات أو ربما زفاف ما
    Lider olmak falan istemiyorum ben. Sadece iyi bir doktor olmak istiyorum. Open Subtitles انا لا اريد ان اكون القائد اريد فقط ان اكون طبيب جيد
    - Hayır. Hayır! Zor bir dönemden geçiyordum ve buna bir son vermek istiyordum. Open Subtitles لا ,انا كنت اقضى اوقات صعبه واردت فقط ان اتوقف
    Gözlerimizi yalnızca bir dakikalığına kapatırız ve bir çok yeni fikirle açarız. TED يمكننا فقط ان نغلق أعيننا لمدة دقيقة واحدة وسوف .. .. نحصل على العديد من الافكار الجديدة
    Sadece seni onlarla birlikte görmek istedim çünkü artık seni o şekilde göremiyorum. Open Subtitles لقد أردت فقط ان أراك معهم لأنني لا احب رؤيتك هكذا بعد الآن
    Efendim, bunun Sadece bir mühürlük iş olmadığını bilmenizi istedim. Open Subtitles سيدي أردت فقط ان أعلمك أن هذهـ ليست حالة موافقة شكلية ذلك كل شيء
    Tamam, Sadece bir süreliğine yanlız kalmak istiyorum. oldu mu? Open Subtitles انا بخير اريد فقط ان اقضي بعض الوقت لوحدي
    Ve sadece bilmeni istedim ki, eğer ben, ıssız bir ada olsaydım, ...ve üzerime Sadece bir şey alabilseydim, o, sen olurdun. Open Subtitles واريدك فقط ان تعلم ان اذا كنت انا في جزيرة صحراوية وبامكاني جلب شي واحد فقط ، سيكون أنت
    Bu gece gelen herkese teşekkür etmek istiyorum Open Subtitles اريد فقط ان اشكر الجميع لحضورهم هذه الليله،
    Sadece tekrar teşekkür etmek istedim kitap için. Open Subtitles اردت فقط ان اشكرك مرة اخرى من اجل الكتاب
    Dün gece konuşarak içimi rahatlattığın için teşekkür etmek istedim. Open Subtitles اردت فقط ان اشكرك على تحدثك لي ليلة البارحة
    - Sadece bilmenizi istedim. Open Subtitles وأعتقد أننا سنسترده أردت فقط ان أعلمكما بالأمر لماذا كَذبتَ علينا ؟
    - Sadece seni sağlıklı görmek istiyorum. içiciyim, Pete. ya kabullen ya da terk et. Open Subtitles ذلك غير ملحوظ أنا أريدك فقط ان تكوني بصحة جيده
    Şunu bil ki, sadece ben istersem geri dönerim, sen söyledin diye değil. Open Subtitles اريدك فقط ان تعلمي بانني عدت الى هنا لانني اردت ذلك و ليس لانك قلت ذلك
    Tony, avcı olmak istiyor ama buraya gelip eşyalarını alamayacak kadar da korkak. Open Subtitles توني يريد فقط ان يصبح صياداً وهو اجبن من ان يأتي لأخذ اغراضه من هنا
    Ben paramı geri vermek isteyen birisine asla rastlamadım. Open Subtitles انا لا اقبل من اي احد يريد فقط ان يرجع لي نقودي ؟
    Ancak tamamı mesnetsiz olan bu suçlamaları yalnızca onun ailemle ilişkisini olduğu gibi önünüze sererek çürütebilirim. Open Subtitles والذي يمكن فقط ان ادحضه بوضع اتصاله مع عائلتي امامك
    Bana bundan bahsetmedi. Sadece seni yukarı getirmemi istedi. Open Subtitles انه لم يخبرنى بذلك انه قال لى فقط ان احضرك الى اعلى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more