"فمّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağız
        
    • ağzı
        
    • ağzım
        
    Boğazındaki kesikse ikinci bir ağız gibi görünüyordu. Open Subtitles ، وهذا الحزّ في حنجرتها كما لو أن لديها فمّ إضافي
    O sadece 5cm ve sen göz, ağız ve burun bulmak için mi uğraşıyorsun? Open Subtitles هو فقط 5 سنتيمتر، وأنت تحاول لإيجاد العيون , أنف و فمّ?
    Ona, ağız olarak adlandırdığı manastırda saklaması için altın verdim. Open Subtitles أعطيها الذهب لتبقيه داخل الهاوية التي تدعوها فمّ
    ağzı ya da gözü de yok. Ama bize yüzünü çizmemiz söylenmişti. Open Subtitles وكذلك لا يوجد فمّ أو عيون، ونحن مُطالبون برسم الوجه.
    Evet, Çin parmak oyunu gibi ağzı var. Open Subtitles أجل ، لديه فمّ أشبه بـ فخ الاصابع الصينية
    ...benim de bir ağzım var. Soru sormayı biliyorum. Ayaklarım da var. Open Subtitles لدي فمّ, أعرف كيف أسأل لدي سيقان, سأذهب لأبحث بنفسي
    Demek istediğim, bir çok gecemi geç vakitlere kadar gözlerimi dört açmış ve ağzım açık kalmış bir şekilde beş sentlik 'Uykusuz Gözler' dergilerindeki maceralarınızı okuyarak geçirdim. Open Subtitles أعني ، العديد من الليالي التي ظللتُ فيها مستيقظاً بعيون جاحظة و فمّ مفتوح أقرأ فحسب عن مغامراتك " في مكتبة " الويد ويك
    Ortada hiç delil yok. Bana yeni bir ağız yapmak zorunda kaldılar. Open Subtitles هم كان لا بدّ أن يجعلوني a فمّ جديد كلّ.
    Tek bir tanesi bile felaket bir ağız kokusu yapıyor. Open Subtitles هذا أفضل ، فهي تسبّب رائعة فمّ مروّعة.
    Tek bir tanesi bile felaket bir ağız kokusu yapıyor. Open Subtitles هذا أفضل ، فهي تسبّب رائحة فمّ مروّعة.
    ağız gargarası, diş ipi, siyah oje. Open Subtitles غسول فمّ , خيط , طلاء اظافر اسود لآمِع؟
    Tabii, ağız diyelim gitsin. Open Subtitles بالتأكيد، دعنا نقول فمّ
    Tabii, ağız diyelim gitsin. Open Subtitles بالتأكيد، دعنا نقول فمّ
    "Baş ağrısı, ağız kuruluğu, bulanık görme, yüzde kabartılar iltihaplı kese, baş dönmesi, öfke atakları cinayet eğilimi, baba katilliği, anne katilliği intihar eğilimi, kalp krizi, dışkı kaçırma şiddetli ishal, meme ucu renk değişimi, ölüm ve erekte olma sorunları. Open Subtitles صداعٌ، فمّ ناشف، رؤية غير واضحّة، تورّم الوجه، التهاب كيس الجراب، دوار، نوبات غضب، هلوسات بقتل الأب والأمّ والإنتحار، اختناق، تسرّبات شرجيّة، اسهال متفجّر، تلوّن الحلمات، الموت...
    ağzı laf yapan biri ve dolunay karşısında aklı başından gidiyor. Open Subtitles إنها ستفقد عقلها ... لمجرد الإنصياع إلى فمّ مُخادع
    Tanrım! Burada birinin ağzı kokuyor! Open Subtitles شخص ما حولنا هنا لَهه رائحة فمّ كريهةُ
    Jay Gilmore'un ağzı ve kapının önündeki yat gibi. Open Subtitles فمّ likeJay جيلمور وذلك اليخت خارج في الممر.
    Değiştiğine beni inandırması gerekiyor ama onunla ağzım doluyken konuştuğumda elde ettiğimiz sonuç bu. Open Subtitles إنه يريد ان يجعلنى اصدق انه تم إعادة تأهيله... ولكننى عنما اتكلم معه مع فمّ ممتليء بالطعام.. فهذا ما نحصل عليه...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more