"فى جيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • cebinde
        
    • cebine
        
    • cebindeydi
        
    • cebindeki
        
    Pantolonun cebinde Arap alfabesiyle yazılmış bir kağıt parçası buldum. Open Subtitles لقد عثرت على ورقه عليها أحرف عربيه فى جيب بنطاله
    Birisi için sabahlığının cebinde küçük dolu bir silah taşımak oldukça tehlikeli bir alışkanlık olsa gerek. Open Subtitles انها عادة خطيرة العبث مع يد مليئة بالزخيرة فى جيب ردائه
    Floyd ceketinin cebinde daima yedek bir silah taşırdı. Open Subtitles كان فلويد يحمل دائما مسدس آخر فى جيب سترته,
    Eve dönerken bunu uçakta bırak. 15-C koltuğunun cebine koy. Open Subtitles فى رحلة عودتك,أتركيها فى الطائرة.فى جيب المقعد رقم 15 سى.
    Evet, fakat anahtar hala Rogers'ın cebindeydi. Open Subtitles نعم و لكن المفتاح كان لا يزال فى جيب " روجرز"
    Paskalya'da giydiğim Keten takım elbisemin iç cebindeki zulamı aldım ve uçtum. Open Subtitles أخرجت ما أخفية فى جيب جيب بدلة عيد الفصح
    Terli bir devin gömlek cebinde mi yoksa banyosunun yer sifonunda yaşamayı mı tercih ederdin? Open Subtitles ايهما تفضلى ان تعيشى فى جيب قميص عملاق متعرق أو فى داخل بلوعة حمامه
    Öbür tarafa geçene kadar bunu cebinde tut. Open Subtitles أبقيها فى جيب صدرك حتى تعبرى الى الجانب الاخر
    Yukarıda. Ofisimde, ceketimin cebinde. Open Subtitles فى الدور العلوى ستجد النقود فى جيب السترة
    Ben Hagrid'e, bir yolcunun cebinde, çok uzaklardan geldim. Open Subtitles وأنا جئت إلى هاجريد من أراضي بعيدة فى جيب أحد المسافرين
    Bunu geçen hafta ödünç aldığım ceketinin cebinde buldum. Open Subtitles وجدت هذا فى جيب سترتك التى استعرتها الأسبوع الماضى
    Sadece alnında "Kahrolası hayatımda daha önce hiç kumarhaneye gitmedim." diye yazanların cebinde geziyor. Open Subtitles فى جيب كل زبون سوى أولئك الذين مكتوب على جبينهم لم أدخل ملهى قط فى حياتى اللعينة
    Uçak biletin ve pasaportun cebinde. Open Subtitles ستجدين تذكرة الطائرة و جواز السفر فى جيب المعطف
    Yelek cebinde 100 dolar, pantolonunda da yaklaşık 30 dolar buldum. Open Subtitles وجدت ورقة ب 100 دولار فى جيب صديريته, وحوالى 30 دولار فى سرواله .
    Xavier St. Alard'ın cebinde buldun. Open Subtitles السيد جستون بيجو " لقد وجدتها فى جيب جاكيت سانت دى لارد
    Sanki elini başka birinin cebine sokmak gibi. Mesela ölü bir kadının. Open Subtitles إنه كأنك تضعين يدك فى جيب شخص آخر جيب إمرأة ميتة
    Beaujeu'nün ilacını kullandığınızdan, boş ilaç şişesini St. Alard'ın paltosunun cebine koydunuz. Open Subtitles وبعد استخدام حبوب السيد بيجو .. وضعتى الزجاجة الفارغة فى جيب معطف الكونت سانت دى لارد
    Anahtarı sabahlığının cebine koydum ve kendi yaptığım yedek anahtarla kapıyı dışarıdan kilitledim daha sonra odama giderek, bunu yazmağa başladım. Open Subtitles وضعت المفتاح فى جيب معطف نومه ثم أوصدت الباب من الخارج بمفتاح مزدوج كنت قد صنعته سابقا ثم عدت الى حجرتى وبدأت فى كتابة هذا
    O an giydiği paltonun cebindeydi ama palto ona ait değildi ki. Open Subtitles لقد كانت فى جيب معطفه! لا,لقد كانت الرسالة فى جيب المعطف الذى يرتديه وهذا ليس معطفه
    Evet, paltosunun cebindeydi. Open Subtitles نعم, كانت فى جيب معطفة.
    Bu pantolonunun cebindeydi. Open Subtitles كان هذا فى جيب بنطالك.
    Ceketinin cebindeki şok aletini de. Open Subtitles والصاعِق الموجود فى جيب معطفك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more