Şu ana kadar federal veri tabanında bir eşleşme çıkmadı. | Open Subtitles | حتى الآن، لا يُوجد هناك تطابق في قاعدة البيانات الفيدراليّة. |
Veri tabanında yok ama silahı yakın zamanda önce ateşlenmiş. | Open Subtitles | انها لم تكن في قاعدة البيانات. ولكن مسدسها أطلق مؤخرا. |
"Robot ya da değil" veri tabanında şiirin bir insan tarafından yazıldığını düşündürerek insanların %65’ini kandırmış olan şiirler var. | TED | توجد قصائد في قاعدة بيانات "آلي أو لا" خدعت 65 بالمئة من القراء الذين ظنوا أنها كتبت من قبل إنسان. |
Bunlar Texas'ta Brooks Hava Üssü'ndeki biliminsanı arkadaşlarımız tarafından şarbonla zehirlenmiş bir grup laboratuar faresi. | TED | هذه المجموعه من الفئران التي تسممت من صديقنا العالم هناك في تكساس في قاعدة بروكس الجوية ، بالأنثراكس |
Veri tabanından çalışanların listesine baktı, ama bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | راجعنا قائمة موظيفهم في قاعدة بياناتنا، لكن لم يظهر أحد |
Devam etmek gerekirse garnizon üssünde eğitime başladığımızda en başta katılamayacağım söylendi. | TED | ولكي نمضي قدمًا، عندما جاء موعد التدريب في قاعدة الحامية العسكرية، في البداية، أُخبرت أنه لا يمكنني الذهاب. |
Kayıp veri tabanımızda parmak izinizi arattık, ...ama henüz kimliğinizi tespit edemedik. | Open Subtitles | بحثنا بصماتك في قاعدة بيانات المفقودين لكنني لا أستطيع تحديد هويتك بعد |
Piramidin tabanında insan gücüne gerek duyardınız. | TED | في قاعدة الهرم، نحتاج إلى العمل البشري. |
Bugün, yetişkin Amerikalıların %50'sinin yüzleri bir devlet veri tabanında kayıtlı. | TED | اليوم، 50 بالمائة من البالغين الأمريكيين توجد بصمة وجوههم في قاعدة بيانات حكومية. |
Burada ağacın tabanında, bu parçacıkların bir dokusunda diğerinden daha fazla var, bu nedenle floem sapından gelen su, dengeyi sağlamak için ksileme emilir. | TED | هنا في قاعدة الشجرة، تزيد هذه الجسيمات في نسيج عن الآخر، فيتم امتصاص الماء من عصارة اللحاء إلى الخشب لتصحيح التوازن. |
Test, veri tabanında yer almayan insanların kalıtımsal özelliklerini ortaya çıkarmaz ve ırkı ya da etnik kökeni kanıtlamak için kullanılmaz. | TED | لن يظهر الفحص إرث أشخاص غير موجودين في قاعدة البيانات، ومن المفترض ألا يستخدم لإثبات نوع أو عرق. |
Banttaki silueti, Kongre Kütüphanesi'nin veri tabanında kayıtlı olan tüm organik ve organik olmayan maddelerle karşılaştırdım. | Open Subtitles | ضدّ كلّ عضوي وجسم لا عضوي في قاعدة بيانات مكتبة الكونغرس. |
- İzleri askeri veri tabanında ara. | Open Subtitles | دعينا نجد هذه البصمات تعود لمن في قاعدة بيانات الجيش |
Peki. İmalatçılar veri tabanında araştıralım. | Open Subtitles | حسناً، هيا لنقوم بالبحث عنه في قاعدة بيانات المصنعين |
Idaho'daki Ellens Hava Üssü'nde askeri test pilotuymuş. | Open Subtitles | عندما كان طيّار اختبار في قاعدة ''إيلين'' الجوّيّة جنوب غرب ''آيداهو'' |
1963'ten beri, Ellens Hava Üssü'nde görev yapan 6 pilotun kaçırıldığı rapor edilmiş. | Open Subtitles | ابتداءً مِن عام 1963، أُدرج 6 طيّارين كمفقودين في قاعدة ''إيلين'' الجوّيّة |
Eğer ipleri düğümün tabanından çekerseniz, düğümün kendini ayakkabıya paralel olarak aşağıya yönlendirecek. | TED | وإذا سحبنا الخيوط في قاعدة هذه الربطة، ستجد بأن العقدة توجه نفسها مع المحور الطولي للحذاء. |
Sibirya üssünde Albay Sokalov'un komutasında çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد خدم تحت الكولونيل سوكالوف في قاعدة سيبيريا |
Sistemden parmak izlerini arattık, hiçbir şey çıkmadı. | Open Subtitles | بحثنا عن بصماتها في قاعدة البيانات و لم نحصل على شيء |
Kate, Pentagon'un veri tabanındaki ismi Cameron olan herkesin listesini istiyorum. | Open Subtitles | كايت ابحثي في كل الذين أسـمائهم كاميرون في قاعدة بيانات البنتاغون |
DMV veri tabanındayım... Baltimore'daki eski model Ford kamyonetleri kontrol ediyorum. | Open Subtitles | أنا في قاعدة بيانات إدارة المرور أبحث عن موديل حديث لسيارة فورد صغيرة في بالتيمور |
Birincil tedavi protokolü beynin tabanına aşırı derecede acı veren iğneleri içeriyor. | Open Subtitles | إجراء المعالجة الأول يتضمن حقن مؤلمة جداً في قاعدة الدماغ اتعرف ماذا؟ |