"في كل مكان" - Translation from Arabic to Turkish

    • her yerde
        
    • Her yeri
        
    • Her yerden
        
    • her yere
        
    • her yerdeydi
        
    • Her tarafa
        
    • her yerinde
        
    • her yer
        
    • her yerdeki
        
    • heryerde
        
    • her tarafta
        
    • dört bir
        
    • her yerdeler
        
    Ve bu sadece uzaktaki gelişmekte olan dünyada değil, her yerde. TED وليس ذلك فقط في عالم نامي بعيد، إنه في كل مكان.
    Hadi onlara kulak verelim böylece her yerde işe yaradığını ispat edebilsinler. TED دعونا نعطيهم الاهتمام حتى يتمكنوا من اثبات انها تنجح في كل مكان.
    İyi tasarım ve halk gururunun birleşimi her yerde ihtiyacımız olan bir şey. TED إرتباط التصميم الجيد و الفخر و الإعتزاز هي شيئ نحتاجه في كل مكان.
    Kıyılar boyunca da böyle, Her yeri aynı şekilde buluyorsunuz TED واذا ذهبت الى الساحل سوف تجد النفط في كل مكان
    Ve bu Her yerden katılan tutkulu kullanıcıların gücü sayesinde mümkün oldu. TED وهذا أصبح ممكناً بواسطة قوة المستخدمين الطامحين في كل مكان.
    Dikkatlice bakarak her yerde yüzlerce yamuk bloğun yığılı olduğunu fark ettik. TED وبالتعمق بالنظر، لاحظنا مئات من الكتل غير المنتظمة متراكمة في كل مكان.
    Evet, bence bu pekala mümkün. her yerde oldukça fazla sayıda robot olacak. TED أجل, أعتقد أن هذا محتمل, وسيكون هناك الكثير من الروبوتات في كل مكان
    Şovumda göstermeye çalıştığım şey de bu. her yerde iyi insanlar var. Her şeyin mahvedilmesi için bir kişi yeterli. TED هذا ما أحاول اظهاره في عرضي. هناك أناس طيبون في كل مكان. و يستحقّ الأمر شخصا واحدا ليفسد كلّ شىء.
    Yani bu doğal kontrol olayı abartısız her yerde var. TED اذا ظاهرة المكافحة الطبيعية هذه موجودة حرفيا في كل مكان.
    - her yerde altın ve gümüş var! - Altın, bulduk! Open Subtitles ـ ذهب وفضة في كل مكان ـ إنه ذهب، لقد نجحنا
    Amerika'nın Latin Amerika'daki ticari koludur. Ben her yerde ticaret yaparım. Open Subtitles لمد التجارية الأميركية إلى أمريكا اللاتينية يمكنني التداول في كل مكان
    O kötüydü. Cidden çok kötüydü. her yerde kan vardı. Open Subtitles كانت حالته يُرثى لها ، كانت الدماء في كل مكان
    Ve şu korkunç trampetçi oğlan her yerde peşimden geldi. Open Subtitles و ذلك الفتى الطبال الفظيع الذي يتبعني في كل مكان
    Gittiğiniz her yerde, tezgahın üzerinde bir bahşiş kavanozu olduğunu fark ettiniz mi? Open Subtitles هل لاحظتم أنه في كل مكان يوجد جرة للبقشيش في مكان المحاسبة ؟
    Tamam, sakin ol, sakin ol. Her yeri kontrol ettiğine emin misin? Open Subtitles حسناً، اهدئي اهدئي اهدئي هل أنتي متأكدة أنكٍ بحثتي في كل مكان
    Bodrumda yangın başladı. Alarm çalmaya başladığında alevler Her yeri sarmıştı. Open Subtitles اشتعلت النار في القبو وقبل أن نعلم انتشرت في كل مكان
    Bugün birçoğumuz şu algıya sahip; zamanın yayı aynı zamanda hem Her yeri hem de hiçbir yeri işaret ediyor. TED الكثير منا اليوم لديهم الإحساس يشير السهم في ذلك الوقت في كل مكان ولا مكان في وقت واحد.
    Her yerden bir sürü insan toplanırdı. Open Subtitles الناس في كل مكان من جميع ألانحاء قد ياتون.
    Efendim, her yere baktık ama Çingene kızdan hiç iz yok. Open Subtitles سيجي,لقد بحثنا في كل مكان و ليس هناك اثر للفتاة الغجرية
    Ne gerek vardı ki zaten? Et her yerdeydi. TED من يحتاجه في الأساس؟ كانت اللحوم في كل مكان.
    Hiç kimse bir şey demiyor diye Her tarafa pisliğini yayıyor. Open Subtitles فقط لأن أحداً لا يقول شيئاً.. ينشر قذارته في كل مكان
    Ve bu sebeple her yerinde kitaplar olan bir evde büyüdüm. TED ونتيجة لذلك لقد ترعرعت مع كتب في كل مكان حول المنزل
    Güneş demokrasisine inanıyorum: Herkes, her yer için güneş enerjisi. TED أؤمن بدمقراطية الطاقة الشمسية: الطاقة الشمسية للجميع، في كل مكان.
    her yerdeki yük hayvanlarının boş göz çukurları yol boyunca sayısız kuzgunun varlığının göstergesi. TED إن المحاجر التي بلا عيون لحيوانات الحمْل في كل مكان توضح الكمّ الوافر من الغِربان بطول الطريق.
    Biliyorsun. Eğer tanrı bana... ...bişey söylemek istediği zaman, baktığım heryerde rahibeleri görüyorum. Open Subtitles أظن أن القدر يريد إخباري شيئا في كل مكان أذهب إليه أرى الراهبات
    her tarafta kameralar vardı ve her tarafta komşular vardı. TED وكان هناك كاميرات في كل مكان وجيران في كل مكان.
    Harekat birliğim Saddam'ın ülkenin dört bir yanına gizlediği parayı bulmakla görevlendirildi. Open Subtitles كانت مهمتي أن أجمع نقود صدام المخبـأة في كل مكان في العراق
    her yerdeler! Beckett, buraya tıbbi bir ekip gerekiyor hemen. Open Subtitles هم في كل مكان . أحتاج فريق طبي هنا مباشرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more