Dışarıda bir yerde hiç tatmadığınız kadar yumuşak bir et var. | Open Subtitles | في مكانٍ ما خارج هنا يوجد اللحم الطري الذي يعجبك طعمه |
Burada ya da başka bir yerde bir kızı eğitmek isteyen birini bulacaksın. | Open Subtitles | يمكنكِ العثور على مدرب في هذه الصالة أو في مكانٍ آخر وسيرحب بتدريبك |
Seks, uyuşturucu, rock and roll, Tanrının 600 kuralının hepsi aynı yerde. | Open Subtitles | الجنس والمخدرات وموسيقى الروك وقواعد الرب الستمئة كلّها هنا في مكانٍ ما |
Bir yerlerde arkanda bir eşin ve çocukların olduğunu düşündüm | Open Subtitles | أعتقدت أن لديك زوجة وأطفال في البيت في مكانٍ ما |
İnsanlık için bulunan tüm güçler dışarıda bir yerde dolanıyor. | Open Subtitles | كل قوة معروفة لدى البشرية عائمة هناك في مكانٍ ما. |
Duyduğuma göre sade vatandaşların erişim hakkı olmadığı bir yerde saklanıyormuş. | Open Subtitles | سمعتُ أنّها مُخبّئة في مكانٍ ما، وليس مسموحاً للبشر العاديين برؤيتها. |
Çok şey istemiyorum, sadece gece ayazından korunacağım herhangi bir yerde bir oda. | Open Subtitles | لستُ أحتاج الكثير، مُجرّد غرفة في مكانٍ ما بعيدة عن هواء الليالي الباردة. |
Güvenli bir yerde olduğunu ya da sevdiğin bir şeyi yaptığını hayal et. | Open Subtitles | تخيلي نفسك في مكانٍ آمن أو تقومي بشيء تحبيه. مشاهدة القطط على يوتيوب. |
Ben kaçıp kimsenin beni bilmediği bir yerde saklanmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | أقسم أني كنت سأهرب و أختفي في مكانٍ لا أحد يعرفني |
Karanlık bir yerde laboratuvar önlüğünü diktiğim bir rüya daha. | Open Subtitles | خياطة معطف المختبر الخاص بك في الظلام في مكانٍ ما. |
Kırılgan ve korkmuş bir haldeyken çok kaygan bir yerde kendini toparlamaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت خائفة و ضعيفة حاولت أن تبقي على هدوءها في مكانٍ زلق جداً |
Yapmayın. Bunu başka bir zaman başka bir yerde yapsak? | Open Subtitles | هل يمكن أن نجري هذه المناظرة في مكانٍ وزمن آخر؟ |
Katil dışarıda olduğu sürece onu güvenli bir yerde tutmalıyım. | Open Subtitles | طالما أنّ لدينا قاتل طليق، فإنّي أحتاجه في مكانٍ آمن. |
Bir yerde, beyaz birinin, Ay'ın ona ait olduğunu söylediğini duydum. | Open Subtitles | في مكانٍ ما ، هنالك رجل أبيض يعتقد بأنّه يملك القمر |
Yeni bir hayatınız olacak. Farklı bir yerde. Yeni kimliklerle. | Open Subtitles | ستحصلون على حياةٍ جديدة، في مكانٍ مختلف وهوياتٍ جديدة .. |
Galiba bir yerlerde sana göre temiz bir gömlek vardı. | Open Subtitles | أظن أنه لديّ قميص نظيف في مكانٍ ما أعطيك إياه |
Biliyor musunuz, bir yerlerde güneşin her yıl daha sıcak olduğunu okudum. | Open Subtitles | أتعلمون أنني قرأت في مكانٍ ما أن الشمس تزداد حرارة كل عام |
Bak, sen haklıydın, tamam mı? Babam dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | انظري، أنتِ محقة بشأن عدم وجود أبي في مكانٍ ما |
Hayır, sağ ol. Yalnız kalabileceğim bir yer var mı? | Open Subtitles | لا، شكراً هل يمكن أن أجلس لوحدي في مكانٍ ما |
Yaklaşık her yüzyılda bir, galaksimizin bir yerinde, büyük bir yıldızın yakıtı tükenir. | TED | حوالي مرة كل قرن نجم ضخم في مكانٍ ما في مجرتنا يستنفذ وقوده |
Gözün alabildiğine şey. Aynanız parlıyorsa kesin orada bir yerdedir. | Open Subtitles | إذا كانت مرآتكم تلمع، سوف تكون هناك في مكانٍ ما. |
İş birliği yapmazsan başlarına kötü şeylerin geleceği bir yerdeler. | Open Subtitles | أين هم ؟ في مكانٍ حيث ستحدث أشياء سيئة لهم مالمْ تتعاون |
Hiçliğin ortasında bir yerdeyiz. Neye yürüdüğümüzü bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | إنّنا هنا بالخارج في مكانٍ مقطوع، ولسنا نعلم حتى ما يقبع بانتظارنا. |
Bu sadece dört milyonluk bir mesele. Eminim bunu bir yerden bulabilirim. | Open Subtitles | إنها مشكلة أربعة مليون، متأكد إني سأجدها في مكانٍ ما |
Ama çöplüğün bir yere yapılması gerekliydi ve vatandaş olarak sorumlulukları vardı. | TED | ولكن يجب التخلص منها في مكانٍ ما وكان لديهم شعور بالمسؤولية كمواطنين. |