| İnsanlara yakın olmak, hayatlarına ve ölümlerine tanık olmak için. | Open Subtitles | لأكون قريباً من البشر لأشاهد حياتهم وموتهم وأكون إلي جانبهم |
| ...ama en önemlisi her zaman kalbime yakın olacağını bildiğim bir adam. | Open Subtitles | لكن بأهمية قصوى الرجل الذي أعرف دائما أنه سيكون قريباً من قلبي |
| Kafama takılan soru şu kadın suçluysa neden kalıntıları eve yakın tutuyor? | Open Subtitles | إن كانت الأرملة هي المذنبة لمَ تحتفظ إذاً بالبقايا قريباً من المنزل؟ |
| Şu anda Vancouver'da 33 kat yüksekliğe kadar büyüyen bir ormanın yakınında yaşıyorum. | TED | أعيش الآن في فانكوفر، قريباً من غابة تنمو بارتفاع 33 طابقاً. |
| Hyde Park Oteli'nin yakınlarında. | Open Subtitles | قريباً من فندق الهايد بارك إذا كان ممكناً |
| Sadece onun evine yakın olmak istiyorum çünkü onu korumam lazım. | Open Subtitles | أريد أن أكون قريباً من منزلها وحسب ، حتى أستطيع حمايتها |
| Güneşe çok yakın uçtuğu için balmumu kanatları eridi ve öldü. | Open Subtitles | لقد طار قريباً من الشمس وجناحيه المصنوعة من الشمع ذابت، ومات |
| Az önce, zenci yığınının içine atılmaya ne kadar yakın olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدرك كم كنت قريباً من أن تصبح ميتاً ضمن كومة من الزنوج |
| Ölüme bu kadar yakın olmak nasıl bir duygu, Yüce Kral Ecbert? | Open Subtitles | ما هو شعور ان تكون قريباً من الموت , ملك اكبرت ؟ |
| Ay ufka yakın olduğunda, tam tepemizde olduğundan daha büyük görünüyor, dikkatinizi çekti mi hiç? | TED | هل لاحظت من قبل كيف أن البدر يبدو أكبر عندما يكون قريباً من الأفق منه عندما يكون عالياً في السماء ؟ |
| Üretiminizi tükettiğiniz yere yakın yapabildiğiniz için uzak mesafelere göndermekten kurtuluyorsunuz. | TED | ولأن باستطاعتك زراعة الغذاء قريباً من مكان الاستهلاك، إذاً لا نحتاج نقلها لمسافات بعيدة. |
| Topraklara, kayalara, yeşilliklere, topraklarımızın dibine yakın olduğunuzda manevra boşluğunun ne kadar sınırlı olduğunu unutmak kolaydır. | TED | من السهل أن تنسى عندما تكون قريباً من التراب، الصخور وأوراق الشجر وخرسانة أراضينا، مدى محدودية مساحة المناورة. |
| ve, buraya daha yakın olarak, Chalua'nın Bangalore'da bir askeri yolu. | TED | و، قريباً من الوطن، تشالوا، طريق في بانغالور. |
| - İşte orası. - Silahı ateşlediğinizde Bay Tindle'e yakın mıydınız? | Open Subtitles | هنا بالضبط أكنت قريباً من السيد "تيندل" عندما أطلقت النار ؟ |
| Burns vurulduğunda otoparkın yakınında bir yerde miydi? | Open Subtitles | هل كان قريباً من مواقف السيارات عندما حصلت الحادثة؟ |
| Şey, babasının Arthur Dağı yakınlarında kulübesi olduğunu da biliyorsun? | Open Subtitles | حسناً، أنت تعلم أن والده لديه ذلك الكوخ بالأعلى قريباً من ماونت آرثر؟ |
| Asıl enteresan olan bunları, muayenehanesinde değil de kapının yanında tutması. | Open Subtitles | تماماً ما وجدته مثيراً للاهتمام انها تحتفظ بهم قريباً من الباب و ليس في المكتب |
| Ancak bu dejenere çevrenin... etrafında olma fikri her gün ve her gece, onun o kadar potansiyeli varken... | Open Subtitles | لكن فكرة أن يكون قريباً من هؤلاء الفاسدين كل يوم |
| Bu çok korkunç ve ben de Neredeyse kurban oluyordum. | Open Subtitles | .. الأمرفظيعٌفحسبو. وقد كنت قريباً من أن أكون ضحيّة |
| Hayatta kalan tek kişi yakınlarda oturuyor. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي بقى على قيد الحياة يعيش قريباً من هنا |
| çok yakında oturuyorum, istersen tabii... | Open Subtitles | ...لأنني أسكن قريباً من هنا، لذا إن أردتِ القيام بذلك |
| Yaklaşamadın bile. Başka tahmin yürüt. | Open Subtitles | أنت لست حتى قريباً من ذلك يا جوني حاول إنهاءها في مكان آخر |