Yaklaşık 10 dakika önce bir gezegene geçit açtık, bu gezegen bir kara deliğin ya kenarında ya da çok yakın. | Open Subtitles | منذ ما يقرب من 10 دقائق تقريباً إخترقنا أحد المسارات الدودية التى كانت فى داخل أو قريبة من أحد الثقوب السوداء |
Çite çok yakın bir yerde büyüdüğü için kesilen bir ot,... | Open Subtitles | لقد كنت مثل الحشائش التي تنموا قريبة من السور ليتم قصّها |
Apartmanın yakınlarında verilmiş olan bir kaç pizza siparişini kontrol ettik,... | Open Subtitles | لقد فحصنا مطعمين لطلب البيتزا والتوصيل المتأخر , قريبة من الشقة |
Sen hala sırf bir tıp doktoruyken o yakında bir ordinaryüs profesör olacak. | Open Subtitles | إنها قريبة من الحصول على شهادة الدكتوراه وأنت ما تزال مجرد طبيب |
520, 469'a yakın bile değil. Ne ilgisi var ya? | Open Subtitles | الـ520 ليست حتى قريبة من الـ469 ما علاقة ذلك بأي شيء؟ |
Çocuklarına daha yakın olmak için Batı Yakası'na taşınmaya karar vermişti ve uzun mesafeli bir ilişki de istemiyordu. | TED | قررت الانتقال إلى الساحل الغربي لتكون قريبة من أولادها، ولم ترغب في علاقة عن بعد. |
Bir mesaj bıraktım. Yakınlarda bir okulu ziyaret ediyordum. | Open Subtitles | تركت لك رسالة, إنني بصدد زيارة مدرسة قريبة من هنا |
Bu kasabayı seçmesinin tek sebebi sınıra çok yakın olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لإختياره هذه المدينة هو أنها قريبة من الحدود |
Ancak girişlerinin birbirine çok yakın olduğu bir solucan deliği, | Open Subtitles | ولكن الثقب الدودي الذي لديه .. فتحات قريبة من بعضها |
Banyoda temiz duş perdesi var, bu yüzden kimse arkasında saklanamaz, yatağın yapısı yere çok yakın, böylece kimse altında saklanamaz. | Open Subtitles | لكي لا يتمكن أي شخص من الإختباء وراءها، منصة السرير قريبة من الأرضية لكي لا يتمكن أي شخص من الإختباء تحتها. |
O tavukları çok yakın yerleştirmişsin. Ateşi fazla açamazsın. | Open Subtitles | لقد وضعت قطع الدجاج قريبة من بعضها والنار أقوى من اللازم |
Skals köyü yakınlarında bir çocuğun arabaya zorla bindirildiğini görmüş bir tanık var. | Open Subtitles | شاهدا رأى اطفال يدخلوا سيارة بالقوة كانت السيارة قريبة من قرية اسمها سكالس |
Aslında evin yakınlarında bir çukurda bulunmuştu. | Open Subtitles | لقد وجد في الحقيقة في حفرة قريبة من المنزل |
Todd'la olan randevuları bir Geçit yakınlarında bile değil. | Open Subtitles | نقطة الالتقاء مع تود ليست قريبة من أى بوابة |
yakında tekrar toplanacağız. Bizi derinden yaralayan bu konuları tekrar tartışacağız. | Open Subtitles | سوف نجتمع مجدداً في وقت قريب لمناقشة الأمور التي لاتزال قريبة من قلوبنا |
yakında hep öyle olmasını isteyeceksin. | Open Subtitles | يبدو أنني سوف أضيع بين هذا وذاك يا الهي كما أن آمالك قريبة من الحقيقة |
Beklendiği gibi en sıcak yerler Ekvator'a yakın olan kısımlardır. | Open Subtitles | المناطق الأدفأ كما هو متوقع قريبة من خط الإستواء حيث يكون سطوع الشمس أشد ما يكون |
Los Angles'ta mahkemelere yakın bir üssümüz olacak. | Open Subtitles | ستكون لدينا قاعدة قريبة من المحاكم في لوس أنجلوس |
Dondurmaya çalıştığın şeye daha yakın olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكوني قريبة من الشيء الذي تريدين تجميده |
Yakınlarda bir köy var. Oradaki şefe gidin. | Open Subtitles | هنالك قرية قريبة من هنا اذهبي إلى عمدتها هناك |
Yıdız geçidini ana gemiye yüklüyoruz ve yıldıza olabilecek en yakın noktaya götürüyoruz. | Open Subtitles | نأخذ البوابة في السفينةالأم ونجعلها قريبة من الشمس قدر المستطاع |
Bir adım önde olmamı sevdiğini biliyorum, kaybolma zamanı yakınında arama yapılmamış ve kalanları çözmek de biraz daha zaman alacak. | Open Subtitles | نعم اعرف انك تحب ان أستبق بخطوة لذا لم يكن هناك اتصالات قريبة من فترة الاختفاء و الباقي سأحتاج لفترة لأخترقه |
Klinikte çocuklarla ölüme yakın olma deneyimleri konusunda ropörtaj yapan bir rahibe var. | Open Subtitles | تقابل الأطفال الذين عندهم تجارب قريبة من الموت، |
40 senedir bu barı işletiyorum bir kez bile 1000 dolara yakın fatura gelmedi. | Open Subtitles | كنت أدير هذه الحانة لمدة 40 سنة ولم أحصل على فاتورة قريبة من الألف حتى |
- Bu noktaya yürüme mesafesinde yaşayan 50 bin kişi olduğuna bahse girerim. | Open Subtitles | -أتعرف، أراهن أنّ هناك حوالي 50 ألف شخص -يسكنون على مسافة سير قريبة من ذلك التقاطع |