"قوله" - Translation from Arabic to Turkish

• söylemeye
• söyleyebileceğim
• demeye
• söylemem
• söyleyeceğim
• diyebilirim
• söyleyebilirim
• söylememi
• söyleyecek
• diyeceğimi
• söyleyeceğin
• söylemen
• söyle
• dememi
• söylemesi

Daha iyi bir ilaç taşınım sistemine ihtiyacımız olduğunu, söylemeye çalışıyorum.
لذلك ما أحاول قوله هو أننا بحاجة لنظامٍ أفضل لإيصال الدواء.

Mücadele eden binlerce sanatçının yanında söylemeye değer bir şeylerim olabilir mi?
جميع الآلاف من الفنانين المناضلين إننى أنا من يمتلك شيئاً يستحق قوله

söyleyebileceğim tek şey çok teşekkür ederim Sebastian, ben çok ama çok minnettarım.
لذا فكلُّ ما بإمكاني قوله هو: شكراً جزيلاً سيباستيان إنّني حقّاً ممتنٌّ لك.

Yani ne demeye çalışıyorsun? Biraz uykusuzluk biraz sindirim güçlüğü... bırakacak mısın?
إذاً مالذي تحاول قوله أنه لديك بعض الأرق و عسر في الهضم

Ona söylemem gereken şeyler var gitmeden önce fırsatını bulup hiç söyleyemediğim şeyler.
هناك شيئ اريد قوله له لم يكن لدي فرصة لقولة قبل ان ارحل

Tek söyleyeceğim onun için ikinci kez yemek pişiremem. Uyku da uyutmuyor.
كل ما أحاول قوله إنني اطبخ ضعف الكمية المعتادة ولا أستطيع النوم

Oh, sevgilim. Ne diyebilirim ki? Beni affedebilecek misin?
عزيزتى , ما الذى يمكننى قوله هل ستسامحينى ؟

Dr. Lee'nin söylemeye çalıştığı şey şu; hastayı yatıştırmamız gerekiyor...
ما يحاول قوله الدكتور لي أنه علينا أن نسكن المريض

söylemeye çalıştığım şey, Brenda Tanrı'nın lütfu, kendinin dışındakileri de kapsamaktır.
ما احاول قوله يا بريندا تلك نعمة من الله يهبنا اياها

Sadece beni öldürmeye çalışan adamla görüşmeye can atmadığımı söylemeye çalışıyorum.
كل ما أريد قوله أني لا أريد مقابلة رجل يريدني ميتا

söyleyebileceğim tek şey hepimizin en kötü senaryoya hazır olması gerektiği.
ما أستطيع قوله هو أنه يتعين علينا الاستعداد لسيناريو أسوأ الحالات.

Bu konuda tek söyleyebileceğim şu: Neden bununla mücadele ediyoruz?
وكل ما أستطيع قوله عن هذا : لماذا نحاربه ؟

Sence karımın ne demeye çalıştığını senden duymaya ihtiyacım var mı?
هل أنا بحاجة لك لتقول لي ماذا تريد زوجتي قوله ,هه

Bir şekilde seni arayacağım. söylemem gereken çok şey var.
. إسمعيني ، سأهاتفكِ بطريقة ما هناك الكثير أود قوله

Sen çok centilmensin, bu şekilde buraya gelmen. Tek söyleyeceğim bu.
أنت عندك روح رياضية لتتقبلى هذا هذا كل ما استطيع قوله

Şey, korkarım ki, pek iç açıcı değil, bir yığın pisliğin yanında duran bir enik kadar suçlusunuz diyebilirim.
حسناً, ليست جيدة, أخشى، كل ما أستطيع قوله, هو أنك مُذنبٌ كطفلةٍ وُجدت بجانب كومةٍ من البراز.

Sana onun ancak akıllı yakışıklı ve çok kibar biri olduğunu söyleyebilirim.
أستطيع قوله لكِ بأنني أظن بأنه ذكي وسيم و رجل مؤدب جداً

Ne söylememi istediğinden emin değlim. * Yüzünü her gördüğümde
لا أعرف تحديدًا ما الذي تريد مُنّي قوله حسنًا، معذرةً

Eğer bana söyleyecek bir şeyin varsa, hemen söylesen iyi edersin.
إذا لديك شيء تود قوله لي، من الأفضل أن تقوله الآن.

Yürüyorum. Ne diyeceğimi bilemiyorum...
أستطيع أن أسير على قدمي، لا أعلم ما يجب قوله..

Kız arkadaşına söyleyeceğin bir şey varsa bu gece söylesen iyi edersin.
لديك أي شيء تريد أن تقوله لفتاتك من الأفضل لك قوله الليلة

Bugün olanlara gelince söylemen gerekenleri söyletmediğim için özür dilerim.
ما حدث اليوم أنا آسف لنفوري مما كان عليك قوله

Seninle bir şeyler içmiyorum. Her ne söyleyeceksen şimdi söyle.
لن أحتسي الشراب معك مهما أردْتَ قوله لي، قله الآن

Plastiklerle alakalı ne dememi istiyorsun?
30 المؤتمر الصحفي مالذي تريدني قوله حول موضوع البلاستيك؟

Bunu bir amigo kız olmayan birinin söylemesi kolay tabii.
حسنا ، هذا امر بسيط قوله بالنسبة لواحدة غير مشجعة