"قيل" - Translation from Arabic to Turkish

    • duydum
        
    • söylediler
        
    • söylenir
        
    • söyleniyor
        
    • Gale
        
    • söyleneni
        
    • önce
        
    • söyledi
        
    • söylemişlerdi
        
    • dendi
        
    • dediler
        
    • derler
        
    • göre
        
    • söylediği
        
    • duymuştum
        
    Evet ama duydum ki ders verme zorunluluğu olmadan çalışmayı tercih ediyormuş. Open Subtitles أجل, ولكن قيل لي انه يفضل أن يفعل ذلك دون التزاماته بالمحاضرات.
    Federal savcılarla ile bana önümüzdeki beş aylık planlarımızı boşaltmamızı söylediler. Open Subtitles أنا والمدّعون الفيدراليّون قيل لنا أن نوضّح تقويماتنا للخمس شهور القادمة
    O savaşta en şiddetli çarpışmaların Kannabi Köprüsü'nde yaşandığı söylenir. Open Subtitles و قيل بأن معركة جسر كانابي كانت من أشد المعارك
    Her biri 45 kilo altın taşıyan 100 deve olduğu söyleniyor. TED قيل أن 100 جمل يحمل كلٌ منها 100 جنيه من الذهب.
    Neler oluyor? Bay Gale, dün gece tüm kasa anahtarlarını almışsınız. Open Subtitles سيد " قيل " لقد اخذت كل مفاتيح المتجر بالامس
    Ancak siz de o yaştayken, tamamen size söyleneni yapıyordunuz değil mi? TED وعندما كنتَ مراهقا، أنا متأكدة أنك نفذّت بالضبط ما قيل لك، أليس كذلك؟
    Bunu daha önce biri söylemişti. Herkes her şeyi biliyor. Open Subtitles لقد قيل لي ذلك من قبل الجميع يعرفون كل شيء
    Uh, kalacak bir yeri yoktu. Ama o-- o Tubab'a baktığını söyledi. Open Subtitles لم يكن لديها مكانُ للبَقاء، لكن قيل لها أن تبحث عن توباب
    Bir çivimin gevşek olduğunu söylemişlerdi ama bu kadarı da olmaz. Open Subtitles أتعلم , قيل لي أن لدي مسمار منفك لكن هذا جنون
    Toprak için rekabetin gerilime yol açan sebeplerden biri olduğunu duydum, öyleki 90'larda soykırıma sebep oldu. TED سمعت أنه قيل أن الصراع على الأرض واحد من الأشياء التي أدت إلى التوترات وتسببت في الإبادة الجماعية في التسعينيات.
    Yalan söylüyor. Buraya geldiğinden beri hiç altın aramadığını duydum. Open Subtitles إنه يكذب قيل لي إنه لم ينقب ولو لحظة في الوقت الذي قضاه في المخيم
    İşe gitmeliyim. duydum ki, annen köle gibi çalıştırıyormuş. Open Subtitles يجب أن أذهب إلى العمل، قيل لي أن أمك متسلطة
    Federal savcılarla ile bana önümüzdeki beş aylık planlarımızı boşaltmamızı söylediler. Open Subtitles أنا والمدّعون الفيدراليّون قيل لنا أن نوضّح تقويماتنا للخمس شهور القادمة
    Havada yakıt ikmali yapmak için yeterli niteliklere sahip olmadığımı söylediler. Open Subtitles لقد قيل لي بأن النفاذ من الوقود سيكون خارج عن إرادتي.
    Düşen elmanın Newton'un aklında bir düşünce çağlayanı tetiklediği söylenir. Open Subtitles قيل أن هذه التفاحة شحذت عقل نيوتن و جعلته يفكر
    Hammond'un öldüğü gün yazılmış mektubun tam bir kopyası olduğu söyleniyor. Open Subtitles لقد قيل انه نسخة مشابهة تماما لواحد كتبتيه يوم مقتل هاموند
    Hem Farthing hem de Gale, tüm fişlerini saklamış. Open Subtitles كلاً من (فارثينق) و (قيل) كلاً منهما قام بحفظ ايصألاتهم
    - Sakın beni... - Kes ve sana söyleneni yap. Open Subtitles إنت مش لسة هتحاول إخبطها وأفعل ما قيل لك
    Evet. Bunu anımsadım. Daha önce birçok kez buna benzer şeyler söylendi. Open Subtitles أجل، إنّي أدرك ذلك، فقد قيل لي أشياء كهذه كثيراً من قبل.
    Ama herkes benzin deposu alev almadan öldüğünü söyledi. Open Subtitles لكن الناس الذي كانوا هناك قيل هو مات قبل أن نفخت الدبابات.
    -Baban kovulmak üzereydi. Birkaç ay önce söylemişlerdi ona. Open Subtitles والدك كان على وشك أن يطرد قيل له منذ شهر مضى
    10 yıl önce bana dendi ki, bunun olması imkansıza yakın ve hiçbir zaman böyle bir şey olmayacak. TED قيل لي منذ 10 سنوات أنّ هذا لن يحصل أبدا، أنّه أمر مستحيل.
    Bu yüzden bana dediler ki, birini yürütmek imkansızdır. TED قيل لي أنّه من المستحيل أن أجعل شخصا يمشي،
    Silah kurşunu için. Bunu takana kurşun değmez derler. Open Subtitles قيل سابقاً بأن ما من رجل لبسها وأصابته رصاصة
    Ben... Söylenene göre kardeşin de şu "Yaban Kedileri" nden biri. Open Subtitles شقيقكِ أحد أعضاء فريق القطط البريّة , هذا ما قيل لي
    Ne yapacağımızı söylediğimiz gibi, ne yapacağını söylediği gibi, onu yapacaktır. Onu Test Fleet'e al, ve teşekkürlerimi ilet, ve ona bir şişe... Open Subtitles كما أنجزنا ما قيل لنا أن نفعله، وما قيل له أن يفعله، لقد فعله.
    Teyzesinin onu manastıra göndermek istediğine dair şeyler duymuştum. Open Subtitles حسناً ، يبدو أننى أتذكر شئ قد قيل عن رغبة خالتها لوضعها فى الدير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more