Bu kurumsal düşüncenin Hindistanda işe yaramayacağını, ancak Bireysel düşüncenin yarayacağını biliyordu. | TED | كان يعلم أن التفكير المؤسسي لا يعمل في الهند، بل التفكير الفردي |
Samuel Prometheus'un sabote edileceğini biliyordu... ve bu bilgi onu öldürdü. | Open Subtitles | سامويل كان يعلم ان بروميثيوس خُربت. وهذه المعلومة السبب في قتله. |
Ölüm Yıldızı ile çalışan her müteahhit riskin olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | اي مقاول اشتغل في النجمه الميته كان يعلم بالمخاطر المحتمله |
Bunu o da biliyor, sen de biliyorsun! | Open Subtitles | خالية من الأخطاء والأحكام المتسرعة لقد كان يعلم نعم كان يعلم |
Bir uzaylı istilasına izin vermenin bu kadar evrak işi çıkaracağını kim bilirdi. | Open Subtitles | من كان يعلم أن تمكين الفضائيين من الغزو يستلزم الكثير من العمل الورقى؟ |
Wow, bu kendini adamış heteroseksüel ilişkinin bir erkeği eşcinsel yapabileceğini kim bilebilirdi? | Open Subtitles | من كان يعلم ان علاقة الازواج الملتزمة قد تجعل الشاب إلى شاذ ؟ |
Bu yüzden onu seçti. Bunu yapacak gücüm olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | لذلك اختارها بدلا عني، كان يعلم أنني لن أملك القوة. |
Hammond bu yüzden seni apar topar gönderdi. Geleceklerini biliyordu. | Open Subtitles | لهذا السبب إستعجل هاموند بإرسالك إلى هنا كان يعلم بقدومهم |
Bunu onlarca kez yaptığını gördüğümü biliyordu o yüzden herhalde aptal olduğumu düşünmüştür. | Open Subtitles | كان يعلم أني رأيته عشرات المرات يفعلها لذا أتخيّل أنه كان يظنني غبيًا |
Hollow'da hamile olduğumu bilen herkes ve artık güzel bir bebekle döndüğümüzü biliyordu. | Open Subtitles | و الجميع كان يعلم اني خرجت من المدينة حاملا و عدت بطفلة رائعة |
Yukarıda ne olduğunu biliyordu. Buna rağmen yine de beni göndermişti. | Open Subtitles | كان يعلم ما يوجد في الفضاء وأرسلني للفضاء على أي حال |
Yukarıda ne olduğunu biliyordu. Buna rağmen yine de beni göndermiş. | Open Subtitles | كان يعلم ما يوجد في الفضاء، ولقد أرسلني على أي حال |
İlk mürettebat, böylesine büyük bir yolculuğun büyük fedakârlıklar gerektirdiğini biliyordu. | Open Subtitles | الطاقم الأصلى كان يعلم أن رحلة بهذا الحجم تتطلب تضحية عظيمة |
Herkes bir şeyler olduğunu biliyordu. Ve kimse hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | الجميع كان يعلم بحدوث أمر ما ولم ينبس أحد ببنت شفة. |
Güney Carolina'dan Terry ve Oliver olduğumuzu, Fox ekibinin üyeleri olduğumuzu biliyordu. | Open Subtitles | كان يعلم أننا كنا تيري وأوليفر من جنوب كارولينا، وأعضاء فريق فوكس، |
Parayı biliyor Marla. Uzun zamandır biliyormuş. | Open Subtitles | إنّه يعلم بشأن المال كان يعلم منذ وقت طويل |
Maaşlı çalışanların kadınları bu kadar etkilediğini kim bilirdi ki? | Open Subtitles | من كان يعلم أن العمل المُربح يساهم فيه نيل الجنس؟ |
Sizi çok sevdim. Borçlanmanın bu kadar eğlenceli olabileceğini kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | إنني أحبكما يارفاق, من كان يعلم أن الدَين قد يكون مسلياً للغاية؟ |
Bunu kim yatıysa o duvarın öbür tarafında ne olduğunu tam olarak biliyormuş. | Open Subtitles | أياً كان من أطلقها كان يعلم ماذا يوجد على الجانب الآخر من الجدار |
Ve eğer O neyin doğru olduğunu biliyorsa, ben de onun doğru bulduğunu yaparım. | Open Subtitles | لذا اذا كان يعلم ما هو الصواب ذلك الحين سأفعل الصواب بواسطته |
Yani parayı alan kişinin kameradan haberi vardı. | Open Subtitles | إذاً من أخذ المال كان يعلم بشأن الكاميرا |
Benim kusursuz bir lejyoner olduğumun farkındaydı ama beni hiç umursamazdı. | Open Subtitles | كان يعلم بأني كنت مثالياً في الفيلق و لم يهتم بالأمر |
Baskının olacağını bildiğini kabul ediyor. | Open Subtitles | لقد إعترف أنه كان يعلم بشأن حملة الإعتقال |
İkimiz de eve dönüşümün bir kısmının da babamla uğraşmak olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | لما التقيتِ بوالدكِ بتلكَ الطريقة كلانا كان يعلم بأنّ جزءاً من عودتي إلى الديار كان التعامل مع والدي |
Bir demokratla tanışmadan önce siyahî bir oğlumuz olacağı kimin aklına gelirdi? | Open Subtitles | من كان يعلم انه سيكون لدينا ولد اسود قبل ان نعرف ديمقراطيا |
Sanıyorum ki, o şeyin kendisi üzerinden nasıl işlediğini kesinlikle bilmiyordu. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه كان يعلم تماما كيف كان يعمل من خلاله |