Hem herkes böyle şeylere senin benim kadar tepki vermiyor. | Open Subtitles | أكثر الناسِ لَمْ كما نوغموا إلى هذه الأشياءِ كك وأنا. |
Hayır, senin gibi akıllı, çekici ve düzgün konuşan biri için zor olamaz. | Open Subtitles | لا، هو سهلُ لشخص ما كلامع، السَاحِر واللبق كك. |
Burada bulunmaya benim de senin kadar hakkım var. | Open Subtitles | أنا تَواً نفس قدر الحقُّ الّذي سَيَكُونُ هنا كك. |
senin gibi işini özveriyle sürdürmek olağanüstü bir irade gücü ve içsel kaynak gerektirir. | Open Subtitles | يَأْخذُ كبيرَ قوّة الإرادةِ ومصدر داخلي للكفاح كك يَعمَلُ في عملِكَ. |
Eğer senin kadar siyah giyinseydim değiştirmeme gerek kalmazdı. | Open Subtitles | إذا شاهدتُ جيّد كك في الأسودِ، أنا لا أَحتاجَ للتَغْيير. |
yani eskiden işimde senin kadar iyiydim.. | Open Subtitles | أَعْني بأنّني كُنْتُ جيّد جداً. أنا كُنْتُ جيّد كك. |
Benim de senin gidi "Bütün Romalıar ölmeli" dönemim oldu. | Open Subtitles | مَررتُ ي "كُلّ الرومان يَجِبُ أَنْ يَمُوتوا" مرحلة، نفسه كك. |
Fakat evet, homofobik zulümden dolayı pişmanlık duyuyoruz ve geçmişte senin gibi insanları dışladık. | Open Subtitles | لكن نعم، نحن كُنّا مذنبو homophobie. إستثنينَا ناس كك |
Mr. Berriero'yu senin gibi etrafta dolanırken buldum. | Open Subtitles | وجدت السّيد باريرو تائه حول هنا... نفسه كك. |
Kesin senin kadar güzel kokmuyordur. | Open Subtitles | لا طريق تلك روائح الرجل جيّد كك. |
İnsanların senin gibi arkadaşları olmaz mı? | Open Subtitles | ناس كك لَهُ الأصدقاءُ، لا؟ |
Çok sürüngen gördüm, çok taşın altına baktım ama senin kadar pis ve iğrencini görmedim! | Open Subtitles | عَرفتُ الكثير مِنْ الزواحفِ و نَظرتْ تحت الكثير مِنْ الصخورِ في حياتِي، لَكنِّي لَيْسَ لِي رَأى أيّ شئُ يَنزلقُ خارج تماماً كمخاطيّ وبغيض كك! |
senin ve benim gibi normal. | Open Subtitles | على نحو طبيعي كك أو آي . |
senin kadar iyi durumda değilim. | Open Subtitles | ليس كجيدِ كك. |
senin yaptığını. | Open Subtitles | نفسه كك. |
- senin gibi birinin. | Open Subtitles | - - كك. - |