Kimse 50 kiloluk mal için bir uçağıyla pilotunu tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لا أحد يخاطر بطائرة وطيار إزاء 50 كيلو لنبحث عن بقيتها |
Nasıl yani, ben bara bakıyorum, sen soyunuyorsun, Kev de bebeklere mi bakıyor? | Open Subtitles | فما، أشاهد شريط، أنت الشريط، كيلو الساعات الرضع؟ |
Bu, 9 bin 500 kilometre demek; bunu yapabileceğini tahmin bile edemezdik. | TED | ذلك اجمالي تسعة ونصف الف كيلو متر, لم نكن نعتقد حصول ذلك |
Bu işi kolaylaştırın ve bir kilo mercimek verin. aşı oranını 6'ya katlayın. | TED | أجعل الأمر سهلا وأعط كيلو من العدس، وستتضاعف نسب التطعيمات بمعدل ست مرات. |
Peki ne yaparaktan o 20 kiloyu aldın? | Open Subtitles | كيف برأيك سوف تخسرين 20 كيلو ؟ ماذا سوف تعملين ؟ |
100 kiloluk agirlik kaldirabilir ama... 100 gram akli yok. | Open Subtitles | بوسعه رفع 100 كيلو لكن لا يتمتع بأوقية من الذكاء |
Ben burada kalacağım, sen gidip 90 kiloluk deniz süngerinin altında uyu. | Open Subtitles | سأبقى أنا هنا، وأنت اذهب للعيش مع الإسفنجة المبتلة ذات الـ90 كيلو |
Saldırı sığınağı 250 kiloluk bomba saldırısını rahatlıkla kaldırabilir. Onun için endişelenme. | Open Subtitles | الملجأ عند المطافئ يتحمّل ضربة قنبلة تزن 250 كيلو بسهولة ، لا تقلقي بشأنها |
Önce Lip'i yazın, ardından Ian'ı sonra Kev ve V'yi sonra beni. | Open Subtitles | ضع الشفاه أولا، ثم إيان، ثم كيلو والخامس، |
Kev hastanede, ama iyi. | Open Subtitles | من كيلو إلى المستشفى، لكنه موافق. |
Bunun sebebi, Neptün'ün yörüngesinin ötesinde Güneş'ten yaklaşık 5 milyar kilometre uzakta kuyrukluyıldızların oldukça sessiz bir yaşam sürmesidir. | Open Subtitles | ذلك لأنه بعد مدار نيبتون على بعد خمسة مليار كيلو متر من الشمس تقريبا لدى المذنبات حياة هادئة جداً. |
sıkıştırılmış havayla kilometre başına 0.60 rupi harcayan bir araba, | TED | كسيارة تسير على الهواء المضغوط بتكلفة ستة بيسة لكل كيلو متر |
Yine de dünyanın en tehlikeli teröristinin elinde 6 kilo silah-sınıfı plutonyum ile dolaşması pek de iyi olmaz. | Open Subtitles | لكن الاراهبي الاكبر في العالم يتجول الآن مع 6 كيلو من البلوتونيوم الصالح كسلاح لا يمكن أن يكون جيّد |
Herbiri kendi ağırlıklarından yaklaşık bir buçuk kat fazla olan 90 kiloyu kaldırmak zorunda. | Open Subtitles | كل رجل يحمل 90 كيلو .تقريبا ً مرَّة ونصف وزن أجسامهم |
Daha iyi bile olabilirdi, ama bir kilosu yerine hiç varmadı. | Open Subtitles | لم اكن لاكون افضل عدا ان كيلو كامل لم يعد |
Sadece iki kilogram kadar ağırlığı var, ama kendi ağırlığının yarısı kadarını taşıyabiliyor. | TED | وهي تزن فقط حوالي 2 كيلو جرام، ولكنها يمكن أن تحمل نصف وزنها. |
Hızlı top. Iska! Saatte 96 mil. | Open Subtitles | تسديدة سريعة. حوالى 44 كيلو متر فى الساعة يبدو جيدا |
Amerikalılar geldiğinde, kırk iki kiloya düşmüştüm. | Open Subtitles | عندما دخل الأمريكان المعسكر كنت أزن 42 كيلو جرام |
Kardeşim, lütfen altı paket samosasand, ve yarım kilo kızarmış tatlı. | Open Subtitles | أخي من فضلك أريد 6 سمبوسة ونصف كيلو من الحلو المقلي |
Mars'ın her yerinde 300 kilometrelik kraterler. | Open Subtitles | عبارة عن 300 ميل و 200 كيلو متر حُفر على المريخ |
Çantalara, alışveriş arabalarına, bisikletlere ve carroçalara 300 kg'dan fazla çöp toplayabilirler. | TED | يجمعون ما يزيد على 300 كيلو في حقائبهم وعربات التسوق والدراجات والعربات البرازيلية |
Zirvesine çıkmak zorundayız. Kıçımı kambur yapıp 45 kiloyla oraya çıkartmak zorundayım. | Open Subtitles | لابد ان اتحمل مشقة الوصول لاعلى مع حمل 100 كيلو على ظهري. |