"لأم" - Translation from Arabic to Turkish

    • anneye
        
    • annesine
        
    • annenin
        
    • annesinin
        
    • bir anne
        
    • annesi
        
    • annesiyle
        
    • annesini
        
    Onun sevgiye, özene ihtiyacı var. Bir anneye ve babaya ihtiyacı var. Open Subtitles إنها تحتاج للحب والرعاية، تحتاج لأم وأب.
    - Buradalar. Hamile bir anneye sırt çeviremezdim, değil mi? Open Subtitles من الصعوبة أن أدير ظهري لأم متوقعة، أيمكنني ذلك؟
    Kazandığı her kuruşu evinde yalnız yaşayan annesine faturaları ödemesi için göndermiş. Open Subtitles أرسل كل سنت حصل عليه للمنزل لأم عازبة ليُساعدها في دفع الفواتير
    Shinsuke'nin annesine gerçeği söyleyemedim. Open Subtitles لم أستطع حتى أن أقول أي شيء لأم شينسوكي.
    Biliyorsunuz, siz ikiniz... bir annenin sahip olabileceği en iyi Noel hediyesisiniz. Open Subtitles اتعلمون انتم الاثنان افضل هديه كريسمس من الممكن لأم ان تحصل عليها
    Ve Harry ve Lloyd, Penny'nin annesinin mektubu gösterdiklerinde geri gönderimdeki el yazını tanımıştım. Open Subtitles وعندما أروني هاري ولويد الرسالة المرسلة لأم "بيني" عرفت ان الخط المُرسَل كان لكِ
    Kaza geçiren bir anne ve akciğeri delinmiş çocuğu hakkında yazıyorum. Open Subtitles انا اكتب لأم طفل. والذى اصيب بثقب فى الرئة جراء حادث.
    İstediğin şey,iki çocuk annesi bir kadının geceleri rahat uyuyabilmesi. Open Subtitles الذي تريدينه هي ليلة من النوم العميق لأم عاملة لطفلين
    Çocuklarımın bir anneye ve bu evin bir hanıma ihtiyacı var. Open Subtitles على أن أطفال يحتاجون لأم وهذه المزرعة تحتاج لسيدة
    Efsaneye göre bu bekçilerin hepsi erkekti. Onların yeni bir nesil verecek bir anneye bir kraliçeye ihtiyaçları vardı. Open Subtitles الأسطوره تقول, أن الحراس جميعهم من الذكور لذلك يحتاجون لأم ملكه لتلد أجيالاً آخرى
    Bu konuşmayı bebeğini kurtarmak için beyin ameliyatı olan anneye söylemeyeceğim. Open Subtitles انا لن أقول هذا الخطاب لأم ستعمل جراحة في الدماغ لإنقاذ طفلها
    Efendim, savunma Komisyon'dan biraz merhamet göstermesini ve bir anneye kısa süreli de olsa kızını görmesine izin vermesini talep ediyor. Open Subtitles سيدي، الدفاع يطلب من اللجنة أن تظهر بعض الشفقة وتسمح لأم أن ترى إبنتها لفترة وجيزة فقط.
    Para toplayıp saten bir kumaşa sararak... yaralı çocuğun annesine vermemizi teklif ediyorum. Open Subtitles أقترح أن نجمع النقود لشراء لحاف من الأطلس الأبيض لأم الفتى المصاب
    Kız arkadaşımın annesine de içki ısmarlamayacaksam başka ne işe yarayacağım? Open Subtitles لا,لا,لا,لا لو لم ادفـع لأم حبيبـتي شراب
    Ama merhum eski kocanın aşırı Katolik annesine açılmak dersen buna hiç gerek yok. Open Subtitles ولكنك الإعتراف لأم زوجك الميت الكاثوليكية المتشددة؟
    Ben bir Amerikan annenin ve Mısırlı, Lübnanlı, Suriyeli babanın kızıyım. TED أنا بنت لأم أمريكية وأب مصري لبناني سوري.
    O günden sonra, bir dul annenin yetiştirdiği tek bir çocuk olarak büyüdüm. TED ومنذ ذلك الحين, نشأت كطفلة وحيدة لأم عزباء.
    Bir annenin, çok sevdiği oğlunu kurtarmak için gösterdiği sıra dışı bir gayret. Open Subtitles انه الجهد الغير عادي لأم تحب ابنها وتحاول إنقاذه.
    Esteban bir pezevenkti ve Bil"in annesinin arkadaşıydı. Open Subtitles وكان إستيبان قوادا وصديق لأم بيل
    Bu gördüğümüz Hindistanlı bir anne, ve o, yeni keşfedilen bir dil olan Koroca konuşuyor. TED وما نشهده هنا صورة لأم في الهند, وهي تتحدث لغة الكورو, وهي عبارة عن لغة مكتشفة حديثاً.
    Birinin annesi sana, "Senin suçun değil, yapabileceğin bir şey yoktu" dediği zaman, ne cevap verebilirsin. Open Subtitles مالذي ستقوله لأم أحدهم عندما يخبروك إنه ليس خطأك لأنه ليس بإمكانك أن تفعل أي شيئ
    Bebek fil dün gece doğdu ve bu annesiyle ilk beraberliği. Open Subtitles وُلد هذا الفيل الصغير البارحة ليلاً لأم أول مرة
    ve annesini öldüren ilk adam benim büyük-büyük-büyük-büyük-büyük-büyükbabamdı. TED وأول قاتل لأم من قبل ولدها، كان جد جد جد جد جد جدي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more