Çünkü sen hepimizden daha iyisin, Çünkü sen ışığı gördün. | Open Subtitles | أنتَ أفضَل مِنا كثيراً لأنكَ رأيتَ الضياء |
- Evet... Çünkü sen hükmedeceğin birisini arıyorsun. | Open Subtitles | نعم، لأنكَ تَتَطلَّع للتَلاعُب بأحَدِهِم |
Çünkü beni kontrol edemedin. Çünkü sen hasta bir serserisin. | Open Subtitles | لأنكَ لَم تَستَطِع التلاعُب فيّ لأنكَ حَقيرٌ مُختَل |
Tanrı'nın tahtı önünde dikilsin diye ruhunu Tanrı'ya gönderiyoruz. | Open Subtitles | سلّم روحك للربّ، لأنكَ ستقف أمام عرشه لِلحظات |
Sen de davanı kurcalamayalım diye kadının kimliğini vermekte pek hevesli değildin? | Open Subtitles | سبب عدم تحمّسكَ للتعرّف عليها لأنكَ لم ترغب منّا التحقيق بقضيتك؟ |
Kabalıktan mı hapis yatıyorsun yoksa talimatlara uyamadığın için mi? | Open Subtitles | أتقضي العقوبة لأنكَ وقح أم لأنكَ لا تستطيع تتبع التعليمات؟ |
Seninle sırf çıplak olduğun için yatmadım. | Open Subtitles | انظر . . لم أنم معكَ لأنكَ كنتَ عارياً فقط |
Mutlu olmana sevindim çünkü bu senin davan artık | Open Subtitles | أنا مسرور لأنكَ تجدُ هذا مسلياً لأنه أصبحَ مسؤوليتك الآن |
- Hiç şaşırtıcı değil Çünkü sen hiç geleceğe bakamadın. | Open Subtitles | نعم، هذا لا يُفاجئني لأنكَ دائماً كُنتَ قصيرَ النظَر |
O beni iyileştiriyor, ruhumu yeniliyor, beni doğru yola götürüyor, ölüm senden korkmuyorum, Çünkü sen de benim tarafımdasın, zırhınla bana cesaret veriyorsun, kızgınlığı hissediyor musun? | Open Subtitles | اشفني , طهر روحي ضعني على الطريق الصحيح بإسمه العظيم حتى إن سرتُ بالطريق المظلم يجب ألا أشعر بالخوف لأنكَ بجانبي |
Her zaman uyum sağlayamam. Çünkü sen o çocuksun. | Open Subtitles | لمّ أكن مؤهلاً لخوض ذلك هذا لأنكَ ذاك الرجل. |
Çünkü sen, tam bir felaket olan bu yaşlı adamın tersine gerçekten çok müthişsin. | Open Subtitles | لأنكَ صفقة واقعيه على عكس والدك العجوز والذي يعتبر كارثة متكاملة |
- Bir şey söyleme dostum Çünkü sen bir geri zekâlısın, bu kadar basit. | Open Subtitles | حسنٌ يا رجل ، لا تتفوه بشيء ، لأنكَ مُجرّد شخص أخرق ، و هذهِ نهاية القصة. |
Mecburum. Çünkü sen de bana sana yardım etmememi söyleyemezsin. | Open Subtitles | مضطرٌ لذلك، لأنكَ ليس بوسعكَ أمري ألاّ أساعدكَ أيضاً. |
Çünkü sen süpersin, onunla değil seninle gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لأنكَ الأفضل , لا أريد الذهاب معهُ أنا أريد الذهاب معك |
Bir şeyler biliyor olabilir diye düşünerek bir adamı öldürür müsün? | Open Subtitles | أنتَقتلترجلاً، لأنكَ خلت أنه قد يكون على علم بشيء. |
Yani bu arabada kardeşin sevdiği kızı kurtaracak diye mi buradasın yoksa senin de onu sevdiğin için mi? | Open Subtitles | لأنكَ تريد مساعدة أخيك الأصغر، على إنقاذ الفتاه التي يحبّها. أم.. أمّ لأنكَ تحبّها أيضاً؟ |
Ve sadece sen kaybettin diye beni de beraberinde batıracaksın anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | وليس لأنكَ فقدت خصيتاكَ. فيعني هذا أنكَ ستجرّني معكَ للحضيض. |
Hep merak ettim orada kardeş olduğumuz için mi kaldın yoksa seni gitmeye çalışırsan seni döveceğimi düşündüğün için mi kaldın? | Open Subtitles | لطالما تسائَلت هَل بقيتَ معي لأننا أُخوَة أم بقيتَ لأنكَ ظننتَ أني سأضربكَ إن حاولتَ الذهاب؟ |
Kuralları önemsediğin için mi avukat oldun? | Open Subtitles | أنت أصبحتَ محاميًا لأنكَ اهتممتَ بالقوانين ؟ |
Kişisel olarak bağlantılı olduğun için seni bu davadan almıştım. Ne düşünüyordun? | Open Subtitles | لقد نحيتكَ عن هذه القضية لأنكَ متورط شخصياً بها |
Yanımda olmana çok minnettar olurum. | Open Subtitles | صراحةً ، سأكون ممتنة لأنكَ بجانبي |