Yanlış not ettiğini sanmam. bence sen beni doğru yere gönderdin. | Open Subtitles | لا أعتقد أنكى كتبتيهم خطأ أعتقد أنكى أرسلتينى إلى المكان الصحيح |
Ben buna insanlığını derim ama senin bu sözcügü bildiğini sanmam. | Open Subtitles | حسنا، أنا أدعوها إنسانيته ..لكن ,لا أعتقد أنك تعرف تلك الكلمة |
Hızlı olsa da, olmasa da, koşmasına izin vereceklerini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | سواء كـان سريعاً أو لا، لا أعتقد أنّهم سيتركونـه يركض أبداً |
Yüzüm o kadar şişti ki, Sanırım artık Rey benimle yatmak istemiyor. | Open Subtitles | وجهي ممتلىء جداً، لا أعتقد أن راي يريد النوم معي بعد الآن. |
- zannetmiyorum, bizim... - Bizim için zevk olur, bayan. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أننا سيكون ذلك من دواعي سرورنا سيدتي |
emin değilim fakat insanlar onun için önceliklerinden biri değilI. | Open Subtitles | لست واثقاً لكني لا أعتقد أن الناس هم أولويته الأولى |
Hayır, Hayır, bilmiyorsunuz. pek çok kimse bunu bilmez zaten. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم يعلمون بهذا القدر، ليس الكثير كما أظن |
Bayan Deeds mi? Zavallı çocuğun bir kızla çıktığını bile sanmam! | Open Subtitles | السيدة ديدز أنا لا أعتقد أن المسكين قد حظى حتى بمواعدة |
Kusurlarına bakmayın. Hiçbirinin daha önce kayıtlı bir Dam gördüğünü sanmam. | Open Subtitles | إعفِ عنهم,لا أعتقد أن أىٍ منهم كان لديه رفيق من قبل |
Bizi kimsenin durduracağını sanmam ama bunun çocuklar için olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أحد سيوقفنا ولكن أعتقد أن هذه الحفلة للأطفال |
hiç sanmıyorum. İçimdeki ses onunla şimdi ilgilenmemiz gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | لا أعتقد هذا, لدى شعور بأننا يجب أن نتدخل الآن |
Şimdi ise şefin özel hastası ile uğraşmak zorunda mı kalacağım? hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لكن الآن يجب علىّ أن ألازم فتاة مريضة رفيعة المستوى, لا أعتقد ذلك. |
Eğer birisinin Kira ile tanıştığını söylersen polisin sana inanacağını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن الشرطة سيصدقونك إذا قلتِ بأنكِ تعرفي شخصاً قابل كيرا |
Herhangi biri olduğunu düşünmüyorum. Sanırım o sokakta yaşayan biri. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه مجرد أى شخص أنه فى نفس الشارع |
Hayır, Sanırım bu, babamla çöl merkezde... yaşadığım dönem olan bir şeyle ilgili. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه شيئ حدث عندما كُنْتُ أَعِيشُ في القاعدة الصحروية مَع أبي |
Seri numaralarını, güvenlik kodlarını ya da bu tip bir şeyi aldığınızı zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن لديك رقم تسلسلي أو رمز؟ أي شيء من هذا القبيل؟ |
Son ültimatomunda ona çok fazla açık kapı bıraktığını zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد انكِ تركتِ الكثير من الثغرات في إنذاركِ الأخير |
Listede yaklaşık 30 isim var. bunun pek pratik olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | ثمّة 30 شخصاً تقريباً على اللائحة، لا أعتقد أنّ ذلك أمر عملي |
Hayır, bence gideceğimiz yere daha hızlı gitmemiz için yalnız gitmeliyiz, tamam mı? | Open Subtitles | لا, أعتقد حقا أننا سنصل إلى وجهتنا أسرع بكثير إذا .. كنا منفصلين |
İşin kahramanlığında değilim. bence ölümden daha kötü bir şey yok. | Open Subtitles | لا أدّعى البطولة, لا أعتقد ان هناك شئ اسوأ من الموت |
Öyle düşünmüyorum, çünkü en nihayetinde bu problemin teknolojiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. | TED | لا أعتقد ذلك، لأنني لا أعتقدُ في نهاية اليوم أنها مشكلة تقنية. |
Ve ben gerçekten de bunun bizim biyolojimizden ötürü olmadığını düşünüyorum. bence biz, onu biyolojimize atfettik, ama aslında mesele orada değil. | TED | وأنا لا أعتقد أنه شيء في تركيبنا الحيوي، أعتقد أننا قمنا بزرعه في تركيبنا الحيوي، ولكني لا أعتقد انه كان موجودا أصلا. |
Ama bu noktada engeller olduğunu sanmıyorum, sadece yapılması gereken işler. | TED | لكن لا أعتقد أنّ هناك أي عوائق، العمل يحتاج لإنجازه فقط. |
Burada konu kötü bir şey yapan kötü insanlar değil. | TED | لا أعتقد أن هذه مسألة أشخاص سيئين قاموا بأعمال سيئة. |
bunun cinsiyetçilikle ilgili olduğunu düşünüyorum ama doktorların yardım etmek istediğini de düşünüyorum. | TED | لا أعتقد أن المسألة تتعلق بالجنس لكنني على يقين أن الأطباء يحاولون المساعدة. |
Ama sizden 26 sayı daha iyi olduklarına hâlâ inanmıyorum. | Open Subtitles | لكن ما زلت لا أعتقد بأنهم 26 نقطة أفضل منك. |