Herkesin içinde benimle bu şekilde Konuşma diye yüz kere söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك 100 مرة لا تتحدث معي بهذه الطريقة أمام الناس |
Neden kadınlar benimle konuşmuyor? | Open Subtitles | كان ذلك مجاملة. لماذا لا تتحدث إلي أي امرأة؟ |
Prensin tarafındaymış gibi konuşmuyorsun ama onun armasını taşıyan pelerin giymişsin. | Open Subtitles | أنت الذي لا تتحدث بالنيابة عن الأمير فقط بل وترتدي شارته |
Yalvarıyorum, insanların içinde defineden bahsetme. Tamam, annem üzerine söz veririm. | Open Subtitles | ـ لا تتحدث عن الكنز في مكان عام ـ نعم فلنصمت |
Benim evimde beslenip uyuyorsun, bunu yaptığın sürece... benimle böyle konuşamazsın! | Open Subtitles | أنت تأكل و تشرب في منزلي لذا لا تتحدث إلي بهذه الطريقة |
Bir saatlik mesafede. Oraya arabayla gideceğiz. Yolda konuşmak yok. | Open Subtitles | بعد ساعة ، فعلينا القيادة إلى هناك، لا تتحدث بالطريق وإلا أفسدت الإثارة |
Ölüyor olabilir, hala konuşamıyor ve vaktinizi bununla mı harcıyorsunuz? | Open Subtitles | لا، ربما تحتضر لازالت لا تتحدث و تضيع وقتك بهذا |
Kimseyle konuşmayın, kimseyle davayı tartışmayın ve çenenizi kapalı tutun. | Open Subtitles | لا تتحدث مع أحد، ولا تناقش القضية وأبقي فمكَ مغلقاً |
Konuşma benimle. Bir hakem olarak ilk yeminim olacak bu. | Open Subtitles | لا تتحدث معي، هذه أول مرة أقوم فيها بالقسم كمحكمه. |
Bir daha sakın böyle Konuşma. Baban da onlardan biriydi. | Open Subtitles | لا تتحدث أبدا بهذه الطريقة مجددا والدك كان واحدا منهم |
Ama sorun olursa bu konuda kimseyle Konuşma. Bahisler haricinde seninle bir bağlantı kurabileceklerini sanmıyorum... | Open Subtitles | إذا لم يحدث هذا , فلا تتحدث عن الأمر لا تتحدث كثيراً عن كتبك |
Gerçekte konuşmuyor. Sadece sesler çıkarıyor. | Open Subtitles | إنها لا تتحدث في الواقع فقط تصدر أصواتاً |
Çoğu kıyafetimi hotelin hediye dükkanından alıyorum, ve karım benimle konuşmuyor. | Open Subtitles | أنا أشتري معظم ملابسي منمحلالهدايابالفندق, و زوجتي لا تتحدث إليّ |
Tabi senin arkadaşlarının konuştuğu şeyleri konuşmuyor. Eğer bu bir suçsa... | Open Subtitles | صحيح أنها لا تتحدث كما يفعل أصحابك، إن كانت هذه جريمة... |
Neden ne olduğunu gerçekten görmüş olan insanlarla, konuşmuyorsun da makinelerle konuşuyorsun acaba? | Open Subtitles | لماذا لا تتحدث مع الناس الذين رأوا بالفعل ما حدث وليسوا آلات ؟ |
Biliyor musun, artık küçük bir çocukla konuşmuyorsun, yani yıkıl karşımdan, Noel Baba. | Open Subtitles | اتعرف انك لا تتحدث إلى طفل بعد الآن إذا أغرب عن وجهي، سانتا |
Bir kraliyet üyesinin karşısında sakso rap'ten bahsetme. Olayın içine ediyorsun. | Open Subtitles | لا تتحدث عن الصفقة الضخمة أمام الشخصية الملكية أنت تعقد الأمور |
Ekibin önünde benimle o şekilde konuşamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تتحدث معي بتلك الطريقة أمام الطاقم |
Hiçbir koşulda mahkumla konuşmak yok - Aksine bir emir verilmedikçe | Open Subtitles | لا تتحدث مع أي معتقل تحت أي ظرف، بإستثناء إذا كان لديك أوامر مباشرة لذلك |
Kızım benimle konuşmuyor, karım benimle konuşamıyor. | Open Subtitles | إبنتي لا تتحدث معي زوجتي لا تستطيع التحدث معي |
- Onunla böyle konuşmayın. | Open Subtitles | لا تتحدث اليه على هذا النحو هو لا يحب ذلك |
Sorulmadan konuşmaz, o oturmadan oturmaz gibi saçmalıklar. | Open Subtitles | لا تتحدث إلا إذا تحدث أحدهم إليها لا تجلس إلا إذا جلس هو أولا, و كل تلك الحماقات |
Babamı ağzına alma. Hayır, yani, duyduklarıma göre harika bir adammış. | Open Subtitles | لا تتحدث عن أبي - أعني هو شخص رائع, يعمل جاهداً - |
Babanın kendisiyle konuşmayı bırakan eski kız arkadaşı için değil. | Open Subtitles | ليس لأجل صديقك الاب التى لا تتحدث إليه على الأطلاق |
Özellikle babana hiçbir şey söyleme. Okul müdürü ona haber vermekte gecikmeyecektir. Her şeyi inkar et. | Open Subtitles | لا تتحدث إلى اباك إذا كانت المدرسة تقول ذلك , عليك انكار ذلك. |