| Hükümetin onu almasına izin verme, yoksa birçok Çinli öldürülür. | Open Subtitles | لا تدع الحكومة تستولي عليها والا سيقتل الكثير من الناس |
| Kimsenin seni görmesine izin verme. Özellikle de o bağıran adamlara. | Open Subtitles | لا تدع أي احد يراك خصوصا أولئك الرجال البخلاء الذين يصرخون |
| Duygularının yoluna çıkmasına izin verme! Şu aracı takip et! | Open Subtitles | لا تدع مشاعرك الشخصية تعيق مهمتك ، الحق بتلك الدراجة |
| Sakın üzülme, delikanlı. En iyi ailelerde bile daha kötü şeyler oluyor. | Open Subtitles | لا تدع هذا يضايقك يا بنى يحدث أسوأ شئ فى أفضل العائلات |
| Eğer içeri girersen arkandaki kapının kapanmasına izin verme yoksa içeride kilitli kalırsın. | Open Subtitles | إذا ذهبت لهناك لا تدع الباب يغلق خلفك وإلا سوف تحتجز فى الداخل |
| Ağız ağızdır. Ama kimsenin seni götten sikmesine izin verme. | Open Subtitles | الفم مجرد فم لكن لا تدع أحداً يقترب من خلفك |
| Eğer kızlar öldüyse, oğlunun hayatını intikam peşinde harcamasına izin verme. | Open Subtitles | إذا كانت الفتيات قد قتلن لا تدع الاولاد يضيعون حياتهم في الإنتقام |
| Dedim ki: "Tanrım, lütfen ona bir şey olmasına izin verme. | Open Subtitles | لقد قلت : أرجوك يإلهي، إلهي العزيز لا تدع أي شيء يحدث لها |
| - Genç Hay'in ölmesine izin verme. - Nişan mı? | Open Subtitles | لا تدع الشاب الصغير يقتل لازالت مجرد خطوبة ؟ |
| Tekne biraz sallanacak, o yüzden seni fırlatmasına izin verme, tamam mı? | Open Subtitles | القارب سيهتز قليلاً, لذا لا تدع ذلك يرميك بعيداً, فهمت؟ |
| Bana da olmasına izin verme. Onlardan biri olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا تدع هذا يحدث لي لا أريد أن أكون واحدا منهم |
| Çocukların seni kandırmasına izin verme. | Open Subtitles | أنت أيضا ريد. لا تدع الأطفال يسوقون سيارتك. |
| - Tanrım, lütfen ona izin verme! - Mahkemede sessizlik istiyorum! | Open Subtitles | يا إلهي من فضلك, لا تدع هذا الرجل يساعدني النظام في القاعة |
| Kimsenin sana özürlü demesine izin verme. | Open Subtitles | ولا حتى شيء لعين. لا تدع أحد يخبرك أن لديك عجزاً. |
| Asla eğer işten bir arkadaşın olmadığı sürece arabana, evine ve kalbine bir yabancının girmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تدع أبدًا أيّ غريب يركب شاحنتك، يدخل منزلك أو يدخل قلبك، ما لم يكن صديقًا لك في العمل. |
| Bu piçin seni, kendisinden de beter bir şeye dönüştürmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تدع هذا الوغد يحولك الى ماهو اسوأ مما هو عليه |
| İnsanların yolunda durmasına izin verme. İnsanlar sadece senin ve benim gibidirler. | Open Subtitles | لا تدع الناس يقفون في دربك, كل الناس هم مثلي ومثلك |
| Sen iyi bir çocuksun. Hep öyleydin. Bu seni Sakın değiştirmesin. | Open Subtitles | أنت طفل جيد, دائمآ ما كنت لا تدع هذا يغيرك |
| Bozulmasın moralin bulutlara Gülümse, Sakın somurtma Kalk ayağa kazan Dön öbür yana | Open Subtitles | لا تدع الغيوم تحبطك أرني ابتسامة لا تجهماً |
| Neden benim için adaletin gerçekleşmesine izin vermiyorsun? Hapishaneye bizzat kendim gideceğim. | Open Subtitles | لم لا تدع العدالة تتخذ مجراها معى سأسلم نفسى مباشرة وأذهب للسجن |
| Arkada eli kılıç tutabilecek erkek, kadın ya da çocuk bırakmayın. | Open Subtitles | لا تدع ورائك رجل أو امرأة أو طفل يمكنه أن يحمل سيف |
| Asla birinin size başaramayacağınızı söylemesine izin vermeyin. | TED | لا تدع أيا كان يخبرك أنك لا تستطيع تحقيق ذلك. |
| Başkalarının elde ettiği başarılara duyduğun önyargının kendi muhakemeni etkilemesine müsaade etme. | Open Subtitles | حاول أن لا تدع تحيزك ضد نجاح أي شخص غيرك يعمي بصيرتك |
| Michael odanda yiyecek bırakma. Evin bilim fuarına dönmesini istemem. | Open Subtitles | لا تدع اي طعام في حجرتك لن اتي للمنزل لمعرض علمي |
| Sadece, Dikkat et Timmons seni bununla yakalamasın, tamam mı? | Open Subtitles | فقط لا تدع تيمونس يمسكك وهو معك الليلة , حسنا؟ |
| Kendi tuhaf oğlunun bile kullanmasına izin vermez. | Open Subtitles | انها حتى لا تدع ابنها الغريب الأطوار ان يركبها |
| Bunların seni etkilemesine izin vermemelisin. | Open Subtitles | جيد ام سئ, لا تدع ما يقوله الناس يؤثر بك |