"لا يحق" - Translation from Arabic to Turkish

    • hakkın yok
        
    • hakkım yok
        
    • hakkınız yok
        
    • hakkı yok
        
    • yetkim yok
        
    • hakkımız yok
        
    • hakkın yoktu
        
    • düşmez ama
        
    Hayır. Senin kızmaya hakkın yok. Benim kızmaya hakkım var. Open Subtitles لا يحق لك ان تكون منزعجا انا يحق لي الانزعاج
    Birkaç dosya bırakmaya gelmiştim ama yasal olarak kendi muayenehaneni açma hakkın yok. Open Subtitles كنت فقط اسقط بعض الملفات ولكن قانونيا لا يحق لك افتتاح عيادتك الخاصه
    Kimsenin yedeği olmaya hakkım yok, hele de sizin. Open Subtitles لا يحق لي أن أكون بديلة جاهزة لأحد، أقل منك.
    Bunu yapamazsınız. Mektuplarımı okumaya hakkınız yok. Open Subtitles لا ينبغى أن تفعل ذلك لا يحق لك قراءة رسائلى
    Ateistlerin de kutsal kitaptan alıntı yapmaya hakkı yok. Open Subtitles والملحدون لا يحق لهم الاقتباس من الكتاب المقدس
    Bunu söyleme yetkim yok. Open Subtitles اخشى انه لا يحق لي الاجابة على ذلك
    Bu ülkede olup biteni görmeye hakkımız yok mu? Open Subtitles لماذا لا يحق لنا المشاهدة؟ ما يحل بهذه الدولة؟
    Orası benim mutfağımdı ve içeri girip yağımı atmaya hiç hakkın yoktu. Open Subtitles كان ذلك مطبخي لا يحق لك أن تدخله وترمي لي الدهن خاصتي
    Orada bulunma gibi bir hakkın yok. Beni gözetliyor muydun? Open Subtitles لا يحق لكي أن تكوني هُناك هل كنتي تتجسسين عليَّ؟
    Gir içeri. Hadi gir! Buraya gelmeye hakkın yok. Open Subtitles لا ترفعي صوتكِ في وجهي اذهبي إلى الداخل، هيا، ادخلي لا يحق لكِ المجيئ إلى هنا فهي لم تعد تعمل لحسابك
    Ve bütün mutluluğu kendin için istemeye hakkın yok senin, anladın mı? Open Subtitles و لا يحق لك أن تحصلى على كل السعادة لنفسك فقط
    Aklımı okumaya hakkın yok. İzinsiz giriş yapıyorsun. Open Subtitles لا يحق لكِ اختراق ذهني هذا تعدّي على ممتلكات الغير
    Ama istediğin şeyi almak için iki farklı bireyi yok etme hakkın yok. Open Subtitles لكنكَ لا يحق لكَ قتل نسختين فريديتين ببساطة للحصول على التى تريدها.
    O adamı sadece bir kaç haftadır tanıyorsun. Onu bu şekilde yargılamaya hakkın yok. Open Subtitles لا تعرفه سوى منذ أسابيع قليلة، لا يحق لك أن تصدر أحكامك عليه
    Seni daha fazla bu işin içine sürüklemeye hakkım yok. Open Subtitles لا يحق لى أن أجرفك فى هذا الأمر أكثر من ذلك
    Sabahın 6:30'unda buraya gelmeye hiç hakkım yok. Open Subtitles انا حقا لا يحق لي أن آتي هنا في الساعة السادسة والنصف صباحا
    Bunu istemeye hakkım yok ve senin de bana inanman için kanıt yok ama değişeceğim. Open Subtitles أعرف أني لا يحق لي السؤال وليس هناك سبب لأن تصدقيني ولكني سأتغير
    - Burada olmaya hakkınız yok. Open Subtitles ليس لديك الحق في أن تكون في مقصورتي لا يحق للجميع
    Beni burada tutmaya hakkınız yok. Beni derhal serbest bırakın! Open Subtitles لا يحق لك إبقائى هنا, اطلق سراحى الآن لم أفعل أى شىء خطأ
    Bana ne yapacağımı söyleme. Burada olmaya hakkınız yok. Open Subtitles لا تملي عليّ ما أفعل لا يحق لك التواجد هنا
    Ne yazık ki, ev ve yarasaların oy hakkı yok. Open Subtitles للأسف , الخفافيش و المنزل لا يحق لهم التصويت
    O adamın kendine baba demeye hiç hakkı yok. Open Subtitles ذاك الرجل لا يحق له أن يعتبر نفسه أنه والدك
    Kasayı yeniden açmaya yetkim yok. Open Subtitles لا يحق لي اعادة فتح درج النقود
    Pasta yeme hakkımız yok bizim. Open Subtitles لا يحق لنا تناول الكيك
    Bunu yapmaya hakkın yoktu. Kim olduğunu, neden burada bulunduğunu anlamıyor musun? Open Subtitles لقد حاولتِ إيذاء نفسكِ لا يحق لكِ هذا
    Kralım, bir şey demek bana düşmez ama meclis şu an beni dinlemek istiyor. Open Subtitles مولاي لا يحق لي أن أقول أي شيئ سوى ما يريده مني هذا المجلس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more