"لتحديد" - Translation from Arabic to Turkish

• belirlemek için
• tespit
• bulmak
• saptamak için
• bulmaya
• kontrol
• belirleme
• olup
• karar
• belirleyecek
• bulma
• vermek
• bulmanın
• belirlemede
• belirlemenin

Bu işlem tamamlandı. İkinci çalışma, bu planları çalışmak. Ne yapılacağını belirlemek için.
وقد تم ذلك. الثاني الآن هو دراسة كل تلك المخططات لتحديد ما سنبنيه.

Cinsiyeti ve yaşını belirlemek için kafatasını yakından incelemem gerek.
أحتاج لإلقاء نظرة مُقربة على الجمجمة لتحديد جنس الضحيه وعُمرها

Üzerinde bu yansıtıcı aygıtın bulunduğu nesneleri boşlukta tespit etmek için kullanılır.
يتم استخدامه لتحديد موقع أجسام في الفضاء تتوفر على علامات عاكسة عليها.

Bunun için, kaynağı boşlukta bulmak için iki kulağa gelen sesleri karşılaştırır.
لتحقيق ذلك فهو يقارن الأصوات الآتية إلى الأذنين لتحديد المصدر في الفراغ.

MRI çalışmaları, ilgili ağı saptamak için umut verici bir yoldur.
تُعدّ دراسات التصوير بالرنين المغناطيسي وسيلة واعدة لتحديد مواقع الشبكات المعنيّة.

Maliyet kazanca bağlanırsa, üniversite yöneticileri daha idareli harcamaya ve bunu yapmanın yaratıcı yollarını bulmaya mecbur kalırlar.
بربط التكلفة بالدخل، سيضطر مدراء الجامعات لتحديد التكلفة على نحو أفضل، ولإيجاد طرق مبتكرة لفعل ذلك.

Ama yerimizi tespit edip etrafı bir kontrol etmen gerekiyor, Gary.
لكني بحاجة اليك يا غاري لتحديد موقعنا ومن ثم تفحص المنطقه

Kimsenin kaçamayacağı bir kimlik belirleme yöntemi var.
هناك طريقة واحدة لتحديد التي لا مجرم يمكن التهرب.

Ve testler civardaki çiftliklere yayılıp yayılmadığını belirlemek için devam ediyor.
يتم إجراء اختبارات لتحديد ما إذا كان موجودا في المزارع القريبة

Arabanın yerini belirlemek için vinç konuna bir ısı tarayıcısı yerleştirdik.
نحن الثابتة الماسح الضوئي الحراري على ذراع رافعة لتحديد موقع السيارة.

Hangi riskli aktivitenin gerçekten riske değdini belirlemek için kullanılıyor.
لتحديد أى نشاط خطر يستحق المُخاطرة من أجله في الواقع

Onları yarattığım zaman her birine bir yer tespit edici çip yerleştirdim.
قمت بزرع شريحة لتحديد الموقع على كل واحد منهم عندما قمت بنسخهم

Gilroy'un bulunduğum yeri tespit etmek için telefonumu kullandığını düşünüyorum.
لقد رميت هاتفي اعتقد ان جلروي يستخدم هاتفي لتحديد مكاني

İlk göreviniz kumandanlarının kim olduğunu nasıl biri olduğunu bulmak.
الآن ، فإن هدفنا الأول هو لتحديد هوية من قائدهم.

İlk göreviniz kumandanlarının kim olduğunu nasıl biri olduğunu bulmak.
.الآن ، فإن هدفنا الأول هو لتحديد هوية من قائدهم

Şirketi bir dışsallaştırma makinası gibi yöneten kişiliğin türünü saptamak için onu bir psikiyatristin hastasını incelediği gibi analiz edebiliriz.
لتحديد نوع الشخصية التي تقود الشركة لتتصرّف مثل آلة عمل جانبيه

Halen birçok uydu ve baz istasyonunu kullanarak, GPS sinyali ile tam yerini bulmaya çalışıyorum.
أنا حاليا أخترق أقمارا صناعية متعددة و أبراج للهاتف الخلوى لتحديد موقع إشارات هاتفه

İnsanlar, çocukların iyileşeceğini umuyor, ama yeni kabul edilen kanunla, doğum kontrol... genç neslin yok olmasını gerçek kılabilir.
الناس يحاولون لكن هناك قوانين جديده بالأفق لتحديد النسل الانقراض قد يكون حقيقياً

Ona bir yer belirleme cihazı yaptım. Her şeyi düşünürüm.
لقد صنعت به أداة لتحديد المواقع لقد سأمت مِن كل شيئ.

Kemik iliğinin uyumlu olup olmadığına karar vermek için antikor üretimini tetikleriz.
نحن نقوم بتحفيز إنتاج الأجسام المضادة لتحديد إذا ماكان نخاع العظم مطابق

Bu seneki Cadılar Bayramı Yürütmesi üç-yollu son dakika şampiyonların şampiyonunu belirleyecek.
هذه السنة من سارق الهالوين هو كسر التعادل لثلاثتنا لتحديد بطل الأبطال

Babamın yer bulma büyüsünü denemeye hazırım ben.
أنا جاهزة لمحاولة تعويذة أبي لتحديد المكان

Senin atalarını bulmanın gerçekten çok eğlenceli olacağını düşündük.
كنا نعتقد أنه سيكون من المرح لتحديد الخاص بك الأجداد.

Katilin kimliğini belirlemede işe yarayacak bilgilerden mahrumdu, ben de buraya geldim.
كانت خالية من أية إشارة لتحديد هوية القاتل، لذا أتيت إلى هنا

Bu şeylerin daha fazlasının yerini belirlemenin yolunu bulabilir misin bir bak.
حاول ان ترى اذا كنت تستطيع ايجاد وسيلة لتحديد اماكن هؤلاء الأشياء