"لست في" - Translation from Arabic to Turkish

    • değilim
        
    • değilsin
        
    • değilsiniz
        
    • pek
        
    Bunun çok şey istemek olduğunu biliyorum ama bunu öneren ilk insan değilim. TED أعلم أن ذلك يتطلب الكثير، ولكنّي لست في الواقع أول شخص يقترح ذلك.
    Şu an pek de " Hootie " havasında değilim. Open Subtitles لأنني لست في مزاج جيد لأسمع هوتي و هو يغني
    Hayır, çok iyi bir ruh hali içinde değilim, tamam mı? Open Subtitles انا فقط لست في أفضل مزاج حالياً على اية حال, حسناً؟
    Şu anda mantıklı bir plan yapacak durumda değilsin sen. Open Subtitles انت لست في الموقف الذي يمكنك ان تعمل به خطط
    Evet ve sen okulda bile değilsin ve tüm derslerden A alıyorum. Open Subtitles نعم, وانت لست في المدرسة وكل ما احصل عليه هو تقدير ممتاز
    Aslında, Nijerya'da değilseniz, Afrika'da değilsiniz demektir. TED في الواقع ، إذا لم تكن في نيجيريا ، فأنت لست في أفريقيا.
    Şu anda psikolojik oyunlara hazır değilim. Özellikle de bir pazar sabahı. Open Subtitles أنا لست في مزاج ٍ لألعاب الشعوذه خصوصاً في صباح يوم الأحد
    Sadece... Şu sıralar pek kendimde değilim. Buraya aptalca bir hevesle geldim. Open Subtitles أنا لست في حالتي الطبيعية الآن لقد أتيت هنا بتصرف غبي مني
    - Baba, 11 yaşında değilim! - Pekâlâ aşırı tepki veriyorsun. Open Subtitles أبي أنا لست في الحادية عشر من عمري حسناً أنتِ تبالغين
    Baba, ben 12 yaşında değilim, kendi akşam yemeğimi yapabilirim. Open Subtitles أبي، أنا لست في الثانية عشر، أنا أستطيع إعداد عشائي
    - Tarih dersi havamda değilim. Sadede gelir misiniz Bay Teller? Open Subtitles لست في مزاج درس تاريخ لماذا لا تدخل في الموضوع ؟
    Şu an bezle ilgili bir espri yapardım ama açıkçası hiç havamda değilim. Open Subtitles وانا أمزح بخصوص موضوع الحفاظات ال لكن بصراحة, انا لست في مزاج جيد
    Baba bir nutuk daha dinleyecek havamda değilim şimdi hiç. Open Subtitles حسنا أبي، أنا لست في المزاج المناسب لسماع محاضرة أخرى
    Yani artık 6 yaşında değilim, gerçekten en sevdiğim bir renk yok. Open Subtitles نظرًا لأني لست في السادسة من عمري فليس لدي حقًا لون مفضل
    Şu andan itibaren bu konuda hiçbir şey yapacak konumda değilsin. Open Subtitles وفي تلك اللحظة، أنت لست في موقف للقيام بشئ حيال هذا
    Henüz parlamentoda değilsin, John Silver. Sadede gel. Open Subtitles أنت لست في المحكمة حتى الآن قل ما تود قوله
    Nasıl oluyor da bu problemle ilgili olarak Washington DC'de değilsin? Open Subtitles قل لي لماذا لست في واشنطن الآن تتعامل مع المشكلة؟
    Neden evde yatağında değilsin? Open Subtitles اخرج من الطريق. لماذا أنت لست في المنزل؟
    Neden okulda değilsin? Open Subtitles ماذا تفعل في المنزل يا عزيزي؟ لم لست في المدرسة؟
    Taşkesiciler'inin arasında değilsin. Burada isteklerini yerine getirecek uşakların... Open Subtitles أبي ،أنت لست في منظمة الآن ،لا يوجد مُطيعين لك هـ
    Yatak dışında bir yere gidecek durumda değilsiniz. Open Subtitles لست في حالة تسمح لك بالذهاب إلى أي مكان ما عدا السريرا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more