"لصديق" - Translation from Arabic to Turkish

    • arkadaşa
        
    • arkadaşıma
        
    • dosta
        
    • arkadaşına
        
    • arkadaş
        
    • arkadaşım
        
    • arkadaşı
        
    • arkadaşın
        
    • arkadaşımın
        
    • dost
        
    • dostuma
        
    • arkadaşımı
        
    • arkadaşını
        
    • arkadaşınıza
        
    • arkadaşının
        
    ve arkadaşa ihtiyaç duyduğumda hemen gelecek kadar düşünceli ve naziksin. Open Subtitles وأنت لطيف جداً ورحيم لقدومك ، بينما أنا فى حاجة لصديق
    Adam bunları sır olarak saklayacağım düşüncesi ile bana söyledi. Bir arkadaşa ihanet etmiş olurum. Open Subtitles الرجل أخبرني بتلك الأشياء بسرية، سأكون خائناً لصديق
    arkadaşıma bana ait bir şey vermen gerekiyor. Gittiğimden haberi yoktu. Open Subtitles احتاج منكِ إيصال شيئ لصديق لي انه لم يعرف انني غادرت
    Şu an bir dosta ihtiyacı olan kişi benim. Oğlum bana kızgın. Open Subtitles لو كان هناك أحد بحاجه لصديق الآن فهو أنا, أبني غاضب مني
    Aslında, arkadaşına yazdığı bir mektupta buna daha fazla katlanamayacağını söylemişti. Open Subtitles في الواقع كتب لصديق يُخبره أنه ليس واثق إن كان بمقدوره السيطرة عليهم بعد الآن.
    Kesinlikle hoşlanılabilir biri, ve kuzenim veya kuzenimin kuzeni veya arkadaş ya da arkadaşımın arkadaşı, ya da üvey birşeyim olsaydı ondan kesin hoşlanırdım. Open Subtitles كما أنه قابل للإعجاب ومتأكدة من أنني سأحبه إن كان إبن عمي أو قريباً لإبن عمي أو صديقاً لصديق أو صهراً أو نسيباً ما
    Bir arkadaşım için sakladığım 357'lik için bana 1000 papel ödedi. Open Subtitles قدّم لي ألف دولار لسلاح عيار 357 كان أمانة عندي لصديق
    Arada sırada, sahilde bir arkadaşın yerine bakıyordum. Open Subtitles أني أقوم بملئها لصديق على الشاطئ في بعض الأحيان.
    Eninde sonunda güçlerin kontrolden çıkacak ve bir arkadaşa ihtiyacın olacak. Open Subtitles هذه القوة ستخرج عن السيطرة وسوف تحتاجي لصديق
    Sadece bir ayak işi... bir arkadaşın başka bir arkadaşa iyilik yapması platonik, tamamen ve kesinlikle platonik. Open Subtitles . . انه معروف صديق يقوم بمعروف لصديق آخر
    Hem insanın burada ne zaman arkadaşa ihtiyaç duyacağı belli olmuyor. Open Subtitles ..إضافة إلى أنك لا أدري .. ربما تحتاج لصديق في هذا المكان
    Çok üzgünüm. Bir arkadaşıma söz verdim. Hayır demek zorundayım. Open Subtitles آسف ، لقد قطعت وعداً لصديق يجب أن أقول لا
    Bölümü, okuması ve bana ne düşündüğünü söylemesi için bilim insanı olmayan bir arkadaşıma verdim, bölümü alıp gitti. TED وأعطيت الفصل لصديق لي ليس عالماً، حتى يقرأه ويخبرني برأيه، وقد أخذ الفصل.
    Eski bir dosta merhaba demeden geçemezdim. Open Subtitles هل يجوز الركوب من خلالكم دون أن اقول مرحبا لصديق قديم؟
    arkadaşına "Beni havaalanından alabilir misin?" diyen tek arama yok. Open Subtitles ولا مكالمة لصديق يقول له فيها "أيمكنك استقبالي في المطار؟"
    Bazı araştırmalar yapabilirim ancak bunu sadece çok özel bir arkadaş için yaparım. Open Subtitles ربما أستطيع القيام ببعض الإستفسارات لكن بمكنني عمل ذلك فقط لصديق مميز جداً
    20 yıllık arkadaşım benimle konuşmaktan nasıl korkabilirdi? TED كيف يمكن لصديق لمدة 20 عام يخشى أن يتحدث معي؟
    arkadaşı için hayatını feda etti... ayrılırken bana bir emanet bıraktı. Open Subtitles ضحى بحياته لصديق والعالم لمحبوبته أثناء مغادرته إئتمننى على شئ محبوبته ؟
    Bu bazen bir arkadaşın size yardım etmesine izin vermek demektir. Open Subtitles وأحياناً، يعني هذا السماح لصديق بمساعدتك
    Bir arkadaşımın kişisel evrakları arasında bulduğum, günlük parçalarını içerir. Open Subtitles لقد أخذ من الصحف التي اكتشفتها من بين الأعمال الشخصية لصديق
    İkinizin, çok yakın bir arkadaşımla dost olmanızı istiyorum. Open Subtitles أريد كلا منكما أن تصبحا أصدقاء لصديق عزيز على
    Şimdi izin verirsen, ...çok eski bir dostuma uzun ve zahmetli bir özür dilemem gerek. Open Subtitles والآن إن سمحتم لي لديّ أعتذار كبير لأقدمه لصديق قديم
    Yani yanımda bir arkadaşımı götürmem gerekiyor. Open Subtitles أقصد، أنا فقط بحاجة لصديق ليحضر معي، حقيقةً.
    Okula başka bir arkadaşını almamı istiyor. Open Subtitles انه يريد أن يسألني السماح لصديق آخر في الكلية.
    Bir dili akıcı şekilde öğrendiğinizde bu günlüğünüze bu dilde yazabilir veya birine fıkra anlatabilir veya arkadaşınıza mektup yazabilirsiniz demektir. TED عندما تصبحون متمكنين من اللغة، فذلك يجعلكم قادرين على الكتابة في مذكراتكم أو إخبار نكتة لأحدهم أو كتابة رسالة لصديق.
    Ve ancak arkadaşınızın arkadaşının arkadaşının arkadışına uzanınca, sizin beden ölçünüz ve bu kişinin beden ölçüsü arasında hiçbir bağ kalmıyor. TED فقط حينما يصل الأمر لصديق صديق صديق صديقك، لم تعد هناك علاقة بين حجم جسم الشخص وحجم جسمك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more