Senin gibi birinin bundan böyle onu hiç alakadar etmediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن إخبرك أنه لن يهتم بك أكثر من هذا |
Bugün çocuğun biri bana bunun çok da zor olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني رفيقي في العمل الوم أنه من السهل تحقيق ذلك |
Bana dedesini ziyaret etmek için şehir dışında olduğunu, yarın döneceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن الطفل خارج الولاية يزور أجداده و سيعود في الغد |
Gördüğüm en seksi kızın onu aramak için geleceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن هناك كتكوتة مثيرة يراها سوف تبحث عنه |
Bana bir yer kasasında saklı olduğunu söylemişti ama tam yerinden bahsetmemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنّها مُخبّأة في خزنة الأرضيّة، لكن لمْ يُخبرني مكانها بالضبط. |
O yapmadı. Asla yapmaz. Bana anlattı ve ben de inandım. | Open Subtitles | إنه لم يفعلها، لم يكن ليفعلها لقد أخبرني بذلك وأنا صدقته |
Adamım Kemba, buradaki elmas işleriyle ilgili bilginiz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني كيممبا بأنك اتجهت نحو تجارة المجوهرات الان قليلاً |
Biraz yorgun göründüğünü söyledi ama bunun haricinde durumu iyiymiş. | Open Subtitles | لقد أخبرني انها تبدو مجهدة ولكن بخلاف هذا فهي بخير |
Evet. Bana babamın kendini öldürmediğini ve bir kahraman olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن أبي لم يقتل نفسه، بل أنه كان بطلاً.. |
Ayrıca bana Alexander tekniği sertifikası aldığını söyledi ki hayatımda bu kadar geyce bir şey daha duymadım ben. | Open Subtitles | لقد أخبرني للتو أنه سيحصل على شهادة الكسندر التقنية وهو فعلاً الشيء الأكثر شذوذا قد سمعته في حياتي كلها |
Yardım etmek istiyor. Bana arkadaşlarına yardım etmek için geri gitmek istediğini söyledi. | TED | إنه يريد المساعدة. لقد أخبرني بذلك كان يريد العودة لمساعدة رفاقه. |
Bay Hofsteader bütün yaz kalacağınızı söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني السيد هوفستادر بأنك ستجلس طوال فترة الصيف |
Bana kendisinin tam almüş gibi taklit yaptığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني فقط بأن أدَعي بإنه كان ميَتاً |
Etrafında ne kadar rahat hissettiğini ve bunu bir türlü sezemediğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني كم تشعرين بالراحة حوله وأنكِ لا تستطيعين المساس به لماذا؟ |
Morton asla onun gibi olamayacağımı söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني مورتون ذات مرة انني لن أستطيع ابدا ان أُصبح مِثلهُ |
Biliyorum, bana söylemişti. Fikrinizi değiştireceğinizi ummuştum. | Open Subtitles | أجل أعلم لقد أخبرني آمل أن تعيدي التفكير في الأمر |
Onun hakkında birşey söylemememi, yoksa beni öldüreceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني ألاّ أخبر أحد عنه وإلاّ سوف يقتلني |
Büyükbabam bana ilk kadın Sih savaşçısı ile ilgili hikâyeyi anlattı, Mai Bhago. Hikâye bir imparatorluğa karşı | TED | لقد أخبرني قصة أول امرأة سيخية محاربة، ماي بهاغو. |
Korkacak bir şey yok demişti bana. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنه ليس هناك ما يدعو إلى الخوف |
Adam bana dedi ki... 1971 yazında Shipley'e eski bir ordu mensubu, Donald Segretti tarafından Demokratların adayını sabote etme amaçlı bir gurup avukata katılması yönünde teklif gelmiş. | Open Subtitles | لقد أخبرني الرجل الذي إتصل بي ان شيبلي قد طُلِب منه في صيف 1971 بواسطة صديق له من أيام الجيش يدعي دونالد سيجريتي |
Herkes havanın on beş gündür kuru ve güzel olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني الجميع أنها كانت أمسية جيدة و جافة في البارحة |
Baban bana planını anlatmıştı. İçimdeki şeyi çıkarmak istiyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني ما يريد القيام به يريد أن يُخرجه منّي |
Onun dediğine göre ailenizin yaptığı en eğlenceli şeymiş. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد أخبرني أنّها كانت أفضل شئ حظيت به العائلة |