- Elbette. Her neyse, planım bu noeli hastanede geçirmek. | Open Subtitles | على أي حال، أنا أخطط لقضاء ليلة العيد فى المستشفى |
Size eğlenceli bir gece geçirmek istediğimi söyledim, bunu değil. | Open Subtitles | لا. طلبتكم لقضاء ليلة ممتعة في الخارج، و ليس هذا. |
Eğer son anlarını seni seven kızının kollarında geçirmeye geldiysen hayal kırıklığına hazırlan. | Open Subtitles | حسنٌ، إذا جئتِ لقضاء آخر لحظاتكِ مع ابنتكِ المُحبّة، فعُدّي نفسكِ لخيبة الأمل. |
Çünkü her yeni ilişki, yoğun bir beraber vakit geçirme isteğiyle başlar. Bir şey yön değiştirdiğinde bunu gözden kaçırmak kolay. | TED | لأن كل علاقة جديدة تبدأ برغبة شديدة لقضاء الوقت معًا، ومن السهل أن تغفل عندما يتغير شيء ما. |
Kullanabilirsin ama zamanımızı beraber geçirmenin en iyisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | تستطيعين لكن لا اعتقد ان هذه افضل طريقة لقضاء وقتنا |
Yerinizde olsam bayan bilgiçlik taslayacağıma, boş zamanlarımı geçirecek başka bir uğraş bulurdum. | Open Subtitles | لو كنت مكانك , بدل تظاهر الحكمة سأفكر بطرق أخرى لقضاء وقت ذروتي |
Bizimle Şükran Günü'nü geçirecek ama Noel'i onunkilerle geçirmek zorundayım. | Open Subtitles | ستقضي عيد الشكر معنا لكن سأضطر لقضاء الكريسماس مع عائلتها |
Kimse onunla başka bir gezegende hayatının geri kalanını geçirmek istemiyordu. | Open Subtitles | لا أحد كان يتطلع لقضاء بقية حياتهم معه على كوكب آخر |
Önümüzdeki 10 dakikayı geçirmek için ailemi konuşmaktan daha iyi yollar var. | Open Subtitles | ثمة طرق كثيرة أفضل لقضاء الـ10 دقائق القادمة من مناقشة أمر والداي |
Genellikle torunlarını severler, ve onlarla vakit geçirmek için can atarlar. | TED | ومه في الغالب يحبون أحفادهم، وهم مشتاقون لقضاء أوقات معهم. |
Belki benimle gelip hafta sonunu orada geçirmek hoşuna gider. | Open Subtitles | أنه ربما قد ترغب أن تأتي معي لقضاء عطلة نهاية الأسبوع هناك. |
Sonra teyzesi gelip, yazı geçirmek için New England'a götürdü onu. | Open Subtitles | ثم جاءت خالتها و أخذتها إلى إنجلترا الجديدة لقضاء الصيف |
Pijama ve diş fırçasıyla onların... ...kapı eşiğinde görünüyor... ...ve onlarla bir hafta geçirmeye hazırlanıyor. | TED | وتجده في شرفتهم وعلى سلالم منزلهم بفرشاة الأسنان مرتديًا البيجامة مستعدًا لقضاء أسبوع معهم |
Bazen onunla vakit geçirmeye gittiğimde, onun dikkati ve zamanını almak zor olurdu. | TED | وأحياناً عندما أذهب لقضاء الوقت معها ، يكون علي من الصعب الحصول على انتباهها ووقتها. |
- Öyle mi? Neden? - Muhteşem bir Noel geçirme fırsatı çıkmış. | Open Subtitles | لانه حضى على فرصة فريدة لقضاء كريسماس رائع |
Bu iş dışı zamanları yenileyici ve huzurlu geçirmenin bir yolu. | TED | في الواقع إنها طريقة هادئة ومنعشة لقضاء وقتك خارج العمل. |
Çocuklarla vakit geçireceğim. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل جدوله لقضاء بعض الوقت الجيد مع الأطفال |
Ancak seninle sorgu odasında biraz daha zaman harcamak istiyorum. | Open Subtitles | رقم ولكن أعتقد أنني أريد لقضاء بعض الوقت معك إلى أسفل في غرفة الفريق. |
Daha çok yalnız başıma vakit geçirip... düşünebilmem için güvenli bir yer denilebilir. | Open Subtitles | بشكل رئيسى مكان مؤمن لى لقضاء بعض الوقت بمفردى واعكس أفكارى. |
Tekrar kendisiyle zaman geçirmem için beni zorlasın diye mi? | Open Subtitles | لماذا ؟ حتى تجبرني لقضاء بعض الوقت معها مجدداً ؟ |
Bence Sessiz Oda'da biraz zaman geçirmesi gerek, Oliver. | Open Subtitles | أعتقد بأنه بحاجة لقضاء بعض الوقت في غرفة الهدوء، أوليفر |
Arka arkada dört uçuş yaptım tam 27 saat boyunca dünyanın etrafında uçtum ve şimdi sen bana 4 Temmuz'u karınla geçireceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أخذت أربع رحلات للعودة أطير 27 ساعة متواصلة حول العالم والآن تخبرني إنك ذاهب لقضاء الرابع من يوليو مع زوجتك؟ |
Ama ona biraz kendimle baş başa kalmak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | و لكنّى أخبرتها أنني أحتاج لقضاء بعض الوقت مع نفسي |
Ayrıca bir korkak da değilim ama servet verseniz burada bir gece daha kalmam. | Open Subtitles | لكنك لا تستطيع ان تدفعنى . لقضاء ليلة فى هذا المكان |
Bütün ömrünü, her yere serilişinde ayağa kalkarak geçireceksin buna bir an önce alışsan iyi olur. | Open Subtitles | أنت قاصد لقضاء بقية حياتك والنهوض مرة أخرى من صرعك، لذلك من الأفضل لك ان تبدأ لتتعود على ذلك |
Bu birlikte biraz vakit geçirmemiz için mükemmel bir fırsattı. | Open Subtitles | وكانت هذه فرصة مثالية بالنسبة لنا لقضاء بعض الوقت معا. |