Bu iki delege, eyalet olmak için yapılacak olan bölgesel kongrede bizleri temsil edecek. | Open Subtitles | وهؤلاء المندوبين يمثلاننا في الاتفاقية الإقليمية لقيام الدولة. |
Doğu Almanya'nın 40. yıldönümü için yani. | Open Subtitles | من أجل العيد الأربعين لقيام ألمانيا الشرقية |
O adam için her şeyi yapardı. | Open Subtitles | إنه كان على استعداد لقيام بأيّ شيءمناجلذلك الرجل. |
Bir komodo ejderinin, bufaloyu öldürmek için kat ettiği süreç daha önce hiç filme alınmadı. | Open Subtitles | لا أحد مطلقا تابع العملية كاملة لقيام تنين الكومودو باصطياد جاموس |
Tanıdığım hiç kimse işini, arkadaşlarını ve ailesini üç aylık ağır iş için terk etmez. | Open Subtitles | لا أعرف أي شخص قد يترك وظائفهم صدقائهم و عائلاتهم لقيام بعمل يدوي مدة ثلاثة أشهر |
Teröristler finans dünyasını yerle bir ederse ve kendisine de virüs bulaştırırlarsa kullanmak için. | Open Subtitles | تحسّباً لقيام الإرهابيّين بتدمير الإقتصاد العالمي، بالإضافة إلى سبب سعادة الإنسان. إنّه أمر لا يُصدّق. |
Sizi tanıdığımı biliyordum ama, dinleyin lobi, bir bayanla kavga etmek için pek de iyi bir yer değil anlıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | و لكن إسمع, لن تكون ردهة الفندق المكان المناسب لقيام بمشاجرة مع زوجتك, إن فهمت ماذا أقصد ذلك؟ |
Arkadaşın Larissa bu gece bunu yaptığı için çok şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون جدا لصديقتك لاريسا لقيام هذا الامر بالليل |
Seni ameliyat edebilmek ve iyileşme döneminin sıkıntılarını en aza indirgemek için suni komaya soktuk ama nedense sonra bir türlü uyandıramadık. | Open Subtitles | لقد بدأنا بـغيبوبة مسيطرة ليمكنك لقيام بعملية جراحيّة و اجتناب الإنتعاش المزعج. لكن لسببٍ ما لم نستطع إيقاظكِ. |
Sabah 6'da kazi için burada hazir bulunun. | Open Subtitles | إجمع الرجال لقيام بالحفر عند الساعة 06: 00 صباحاً |
Bence biri yemek fişini blokladığı için sinirliydin ve bir mesaj yollamaya çalışıyordun. | Open Subtitles | أعتقد أنك كُنت غاضباً لقيام شخصاً ما بمنع إيصال تذكرة وجبتك وأعتقد أنك كُنت تُحاول إرسال رسالة ، أجل |
Seansı burada yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkürler Dr. Santino. | Open Subtitles | شكرا لموافقتك لقيام بجلستنا هنا " د. سانتينو" |
O yüzden herhangi bir şey yapmak için bir neden görmüyorum. | Open Subtitles | فليس هناك داعٍ لقيام بأيّ شيء |
Yoksa "Onu düşündüğün için House seni mahvedecek." anlamına mı geliyordu? | Open Subtitles | أم استهجان لقيام (هاوس) بتحطيمي لمجرّد التفكير بها؟ |
Nigelin yaptığı şeylerle ilgili kaset gibi bir şey varmış ve babam onu Nigeli Bucharestten uzak tutmak için kullanmış. | Open Subtitles | هُناك نوعاً ما تسجيل لقيام (نايجل) بشيئاً ما، و والدي اِسْتَغَلَّه لجعل (نايجل) يغادر "بوخارست" |
Bu oyunculuk işini yapması için onu ikna etmem lazım ve "etmem" dersem bu "etmemiz" anlamına gelir. | Open Subtitles | ... ساقنعها لقيام بهذا شىء "وعندما اقول انا فأنني أعني "نحن |
Tahminimce Goldman ile Merrill bir anlaşma için yarışıyorlar o da bu yarışı onun için zayıflatmamı istiyor. | Open Subtitles | تخميني هو أن (غلودمان) و (ميريل) يتنافسان لقيام بصفقة و تود مني أن أقوم بأضعاف منافسها |
Şimdi ise, Moloch'un yükseldiğini, gücüne kavuştuğunu ve zaferi için hizmetkarlarını çağıracağını simgeliyor. | Open Subtitles | و الآن لقيام بالصوت الذي سيصرخ بنضوج (مولوك) لمجده الكامل لينادي على خدمه إلى جانبه |