Bana ihanet etmeni istediğini ima ederse, bunu hakaret say, çünkü tuzağı, bu. | Open Subtitles | تذكر أذا لمح لك بأن تخوننى قم بأهانته لأن ذلك فخه |
Fahişe olduğumu ima eden bir adamı yere serdin ama kendin... - ...sürekli yüzüme karşı söylüyorsun. | Open Subtitles | ستقتل رجل لأنه لمح أننى مومس و أنت تقولها فى وجهى |
göz açıp kapayana kadar dünyanın değişimini gördüm. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ قادر على رُؤية العالمِ المتغيرِ فى لمح البصر |
Fakat İbn-i Heysem göz açıp kapayıncaya kadar bir şeyin o kadar yolu gidip dönmesi için yıldızların çok uzak olduğunu çıkarsadı. | Open Subtitles | لكن الحسن فكر بأن النجوم بعيدة جداً لشيء في أعيننا كي يقطع كل هذا الطريق إليها و يعود في لمح البصر |
Tam o sırada bir galapagos gördü. | Open Subtitles | " عندئذ لمح طيرا من الطيور المغرده " |
İçeri yönelmiş. Vücuda doğru eğilmiş bir gölge görmüş. | Open Subtitles | ذهبَ هناك, و لمح خيال شخص ينحنى على الجثة |
Bir çırpıda şişliği indirecek bir şeyim var. | Open Subtitles | لدي شيء يمكنه تقليص حجم الاشياء في لمح البصر |
Sadece ima etmişti ama, tebessümümden anlaşılıyordu. -Kız arkadaş mı? | Open Subtitles | لقد لمح إلى ذلك لكن يمكنك القول ، من خلال إبتسامته |
- Babam seni görürse-- - Yıkanmam gerektiğini ima etti ama bu yeşilliklerin sulanmaya ihtiyacı olduğunu görünce... | Open Subtitles | لقد لمح لي بأن يجب علي أن أسقي و أراقب تلك النباتات ، إنها تحتاج لإهتمام |
Kulüpte partiden bahsediyordum o da bir şeyler ima edince yemi yuttum galiba. | Open Subtitles | ولكن كنت أتحدث عن الحفلة في النادي، وهو لمح قليلاً وأعتقد أنني إبتلعت الطعم. |
Bell ki mektuplarında bunu ima etmiş. | Open Subtitles | لقد لمح لهذا في رسالته على ما يبدو |
İşin bitince beni cep telefonundan ara, göz açıp kapayana kadar burada olurum. | Open Subtitles | أتصل بي عندما تنتهي وسأكون هنا في لمح البصر |
Her şey öyle çabuk oluyor ki gözümüzü açıp kapayana kadar hayatımız bir anda yok oluveriyor. | Open Subtitles | الوقت يمرّ سريعاً، في لمح البصر، الحياة التي كنا نعرفها إنتهت للأبد |
Bilmez miyim, zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor biraz oradan biraz buradan anılar hatırlıyorum. | Open Subtitles | أقول لكِ في لمح البصر أتذكر لحظة هنا وأخرى هناك |
Bu kapı, kestirme gibi davranıp, uzak mesafelere seyahati göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleştirmeyi sağlar. | Open Subtitles | هذا المنفذ سيعمل كطريق مختصر يسمح لهم . بالسفر لمسافات شاسعه فى لمح البصر |
Casey dur. Chuck gördü. | Open Subtitles | كيسي لا تشاك لمح شيئاً |
Barda bir kavanoz turşu gördü. | Open Subtitles | و لمح جرة مخلل ...على الحانة |
Unser, Gogo'nun göğsünde derin tırnak izlerini gördü. | Open Subtitles | (أنسر) لمح الخدوش على صدر (جوجو) |
İçeri girince, cesedin üzerine eğilmiş birinin siluetini görmüş. | Open Subtitles | ذهبَ هناك, و لمح خيال شخص ينحنى على الجثة |
Ona sorsaydınız benimle kalmak istediğini bir çırpıda söylerdi. | Open Subtitles | و إن سألتها، فستخبرك في لمح البصر أنّها تريد البقاء معي |
Senin yerinde onlar olsaydı seni hemencecik elevermeyeceklerini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنّ أنّهم لن يشواْ بكَ في لمح البصر إن كانواْ مكانكَ؟ |