"لم أره" - Translation from Arabic to Turkish

    • hiç görmedim
        
    • hiç görmediğim
        
    • hiç görmemiştim
        
    • onu görmedim
        
    • onu görmüyorum
        
    • görmüyorum onu
        
    • görmüyordum
        
    • görmedim onu
        
    Onun yanından geçtim ve bir daha hiç görmedim, bitti. Open Subtitles لقد ركضت بجواره. لم أره بعدها نهائياً. هذا كل شيء.
    Baban hakkında sana hiç bir şey söyleyemem çünkü onu hayatımda hiç görmedim. Open Subtitles لا استطيع ان اخبرك بأى شئ عن ابيك لأننى لم أره مطلقا
    Hayır efendim. Burada değil. Son seferden beri hiç görmedim. Open Subtitles لا يا سيدى ، إنه ليس هنا ، إننى لم أره منذ المرة الأخيرة التى تتذكرها
    Çoğu kez, takside giderken bir gömlekte delik ya da çok ilginç, hoş, fonksiyonel bir özellik görürüm. Bu daha önce hiç görmediğim bir şeydir. TED وأحيانا عندما أكون في تاكسي وأرى ثقبا في قميص أو شيء ما يبدو مثيرا للاهتمام أو جميل أو عملي على نحو لم أره من قبل.
    Adamı bulamadılar. Onu daha önce hiç görmemiştim. Open Subtitles و لم يمكنهم ايجاد الرجل أنا لم أره من قبل
    Ne cinayet günü ne de daha sonra, onu görmedim ve haber almadım. Open Subtitles و أنا لم أره أو أسمع عنه منذ يوم الجريمة
    Bazen orada oluyor ama ben daha onu hiç görmedim. Open Subtitles أحياناً يكون متواجد هناك لكني لم أره من قبل
    - Ondan sonra da onu hiç görmedim. - Başkası da görmedi. Open Subtitles لم أره منذ ذلك الحين ولا أحد أيضاً , يا سيدى
    Bir daha onu hiç görmedim ve ona ne olduğunu hiç bilmedim... Open Subtitles لم أره أبداً بعد ذلك ، ولم أعلم ماذا جرى له
    Evet, onu hiç görmedim ama aramızda garip bir cinsel ilişki olduğunu hissediyorum. Open Subtitles -نعم, أنا لم أره أبداً لكنني أشعر بأن لدينا هذه العلاقة الحميمية بغرابة
    hiç görmedim ama bence sen bu bitkinin ortasını kesebilirsin ve ertesi sabah çok lezzetli bir sıvıyla dolmuş olur. Open Subtitles لم أره قط، لكني أظن أن يمكنك أن تقطعي قطعة بحجم القلب من هذا النبات وفي الصباح التالي ستمتلىء بسائل لذيذ
    Nakit ödedi, üç aylık, bir daha da hiç görmedim. Open Subtitles لقد دفع لي نقداً لمدة ثلاثة شهور مقدماً، ولكني لم أره.
    Işık kutusuna bakma şeklin daha önce hiç görmediğim bir şekildeydi. Open Subtitles طريقة تحديقك بعلبة المصابيح تلك كان شيئاً لم أره من قبل.
    Fakat, son görevde, daha önce hiç görmediğim bir Amerikalı daha vardı. Open Subtitles ولكن بالمهمة الأخيرة كان هناك رجل آخر أمريكي لم أره من قبل.
    Daha önce hiç görmediğim bir güvenlik duvarı çıkıverdi. Her şey dondu. Open Subtitles لقد ظهر جدار حماية لم أره من قبل و تجمد كل شيء
    RM: Evet. 2008'de San Francisco'ya geri döndüğümde, bu bayrağı araştırdım çünkü orada yaşadığım sekiz yıl içinde onu hiç görmemiştim. TED رومان: حسنا، عندما عدت إلى سان فرانسسكو في عام 2008 عكفت على دراست علمها. لأني لم أره من قبل خلال السنين الثمانية الماضية التي عشت فيها هناك
    Kapımda belirdiği günden önce onu hiç görmemiştim. Open Subtitles لم أره قبل أن يظهر على عتبة بابى ...وهذا
    Kusuyorum çünkü babam hapse girdiğinden beri onu görmedim. Open Subtitles أنا أتقيأ لأنني منذ أن دخل أبي السجن لم أره
    Yolcuların suratlarını hiç unutmam. Ve onu görmedim. Open Subtitles و أنا بارعة في تذكر وجوه الركاب و لم أره
    Bir zamanlar çok iyi dostumdu. Uzun zamandır onu görmüyorum. Open Subtitles نعم ، في وقت ما كنا صديقين مقربين و لكن مضى وقت طويل لم أره فيه
    Biraz önce bana bakıp duran biri vardı. Ama bir süredir görmüyorum onu. Open Subtitles لقد كان ثمة رجلاً يحدق بي سابقاً لكني لم أره منذ مدة
    Çok güzel zaman geçirdik uzun süredir onu görmüyordum. Open Subtitles لقد قضينا وقتاً رائعاً فأنا لم أره منذ مدة
    30 yıla yakındır görmedim onu. Open Subtitles فأنا لم أره منذ 30 عام تقريباً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more