"لن يقتل" - Translation from Arabic to Turkish

    • öldürmüyor
        
    • öldürmez
        
    • öldürmeyecek
        
    • öldürmezdi
        
    • öldürmeyeceğine
        
    • öldürmeyeceğini nereden
        
    Kimse kimseyi öldürmüyor. Eğil şimdi, ses de çıkarma sakın. Open Subtitles لن يقتل أي أحد الاخر ، والان أخفي نفسك ولا تصدر صوت
    Kimse onu ele geçirmek için insanları öldürmüyor. Open Subtitles لن يقتل احداً اُناساً يحاولون وضع ايديهم علية
    - İblisi öldürmez ki bu. Sadece manzarası değişir. Open Subtitles هذا لن يقتل الشيطان هذا سيعطيه تغيير فى المظهر فقط
    Bu adamotları henüz filiz olduğundan çığlıkları sizi öldürmez. Open Subtitles بما أن ما لدينا لا يزال شتلات صغيرة فصرخها لن يقتل أحد بعد
    - Mulder -- Eline geçen ilk fırsatta öldürecektir, ama o yaşlı çifti öldürmeyecek. Open Subtitles إنه سوف يقتل فى أقرب فرصة تتاح له لكنه لن يقتل الزوجين العجوزين
    Sam, sebepsiz yere bir federal ajanı öldürmezdi bu çok büyük bir risk. Open Subtitles لن يقتل "سام " عميلة فيدرالية دون سبب إنّها مخاطرة هائلة
    Polise gitmesi için yalvardım ama tekrar öldürmeyeceğine söz verdi. Open Subtitles لقد توسلت إليه أن يذهب إلى الشرطة ولكنه وعدني بأنه لن يقتل مرة أخري
    Karını öldürmeyeceğini nereden biliyorsun? Open Subtitles كيف تعرف أنه لن يقتل زوجتك على أى حال؟
    Kimse kimseyi öldürmüyor. Sadece güçlerini sıfırlayacağız. Galiba... Open Subtitles لا، لن يقتل أحد أحداً وإنّما تحييد قدراتها ربّما
    Kendine istersen bunu söyle ama o çocuğu radyasyon öldürmüyor. Open Subtitles أخبري ذلك لنفسكِ إذا أردتِ ذلك ولكن الإشعاع لن يقتل هذه الطفلة
    Sakin ol, Nina. Kimse kimseyi öldürmüyor. Open Subtitles اهدأي نينا لن يقتل اي أحد الآخر
    Benim gözetimimdeyken hiç kimse Bebek Buster'ı öldürmüyor. Open Subtitles حسناً, لن يقتل أحداً (باستر) الرضيع أثناء مناوبتي
    Kimse kimseyi öldürmüyor! Open Subtitles حسنٌ, لن يقتل أحدٌ أحد.
    Shizune'nin nasıl kullanacağnı öğrettiği, zehirli kunai, Sasuke'yi öldürmez, Sakura. Open Subtitles ساكورا، السم الممزوج مع الكوناي الذي تعلمته من شيزوني لن يقتل ساسكي
    Size işinizi öğretmek gibi olmasın ama vampirler boğazlayarak öldürmez. Open Subtitles لا أعني ان أقول لك عملك ولكن مصاص الدماء لن يقتل عن طريق الخنق
    Bir yer var ve eğer bu bahsettiğin özel insanlardan biri bu cihazı o özel yere götürürse, sadece öldürmez. Open Subtitles يوجد مكان، و لو أحد من هؤلاء الأشخاص المميزين الذين تكلمت عنهم يأخذ هذا العراف إلى ذلك المكان المميز، فأنه لن يقتل فقط.
    Biz, masum çocukları asla öldürmeyecek adil bir Tanrı'ya inanıyoruz. Open Subtitles نحن نؤمن برب عادل و الذى لن يقتل أطفالاً أبرياء أبداً
    İnsanları öldürmeyecek bir sorunu çıkarmamda bana yardım edecek misin gerçekten? Open Subtitles هل حقاً ستعملين على مساعدتي لاخراج الاضطراب أن ذلك لن يقتل الناس؟
    Mutsuz olabilir ama kendini öldürmeyecek. Open Subtitles قد يكون تعيساً, لكنّه لن يقتل نفسه.
    Çünkü Pelant bundan korkmasaydı Ethan Sawyer'ı öldürmezdi. Open Subtitles لأن (بيلانت) لن يقتل إيثان سوير) لو لم يرعبهُ هذا بطريقة ما)
    Boğalar korktu Aam ve ben onun boğa öldürmeyeceğine söz veremeyiz ya da bir bozguna neden olacağına. Open Subtitles الثيران خائفة.. وأنا و(سام) لا نعدك بأنه لن يقتل أحدها. أو يتسبب في ذعر.
    Güzel mi desem? Isaak'in Hannah'yı öldürmeyeceğini nereden biliyorsun? Open Subtitles كيف تتيقّن بأنّ (آيزك) لن يقتل (هانا) في مطلق الأحوال؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more