"ليس من المفترض" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekiyordu
        
    • yasak
        
    • gerekir
        
    • gerektiğini
        
    • gerekirdi
        
    • gerek yok
        
    • gereken bir
        
    Böyle olmaması gerekiyordu! Open Subtitles تباً للآلات على أية حال ليس من المفترض حدوث ذلك
    Kralların böyle şeyler yapmaması gerekiyordu. Open Subtitles الملوك ليس من المفترض أن تفعل شيئاً كهذا
    Yapmaman gereken tek şeyi yaptın. yasak. Open Subtitles هل فعلت شيئا واحدا أنت ليس من المفترض القيام به.
    Yapmaman gereken tek şeyi yaptın. yasak. Open Subtitles هل فعلت شيئا واحدا أنت ليس من المفترض القيام به.
    2 yılda 3 kere alkollü araç kullanma cezası yemiş... yani, teknik olarak, şu an araç kullanmıyor olması gerekir. Open Subtitles إنه سُجل لثلاث مرات تحت السواقة تحت تأثير الكحول في السنتين الأخيرتين إذا، تقنيا، ليس من المفترض حتى أن يقود
    Aa, evet, ama bana konuşmamam gerektiğini söyledi senle... ya da arkadaşlarınızla. Open Subtitles هل والدتك فى المنزل؟ نعم, لكنها أخبرتنى أنه ليس من المفترض التحدث
    Genç bir karın ve çocuğun varsa karının ölmemesi gerekirdi. Open Subtitles لديك إمرأة يافعة ولديها طفلة ليس من المفترض أن تموت
    Sana yardım etmeme gerek yok çünkü sen bir süper kahramansın. Open Subtitles ليس من المفترض علي مساعدتكِ لانكِ شخص خارق
    Büyük ihtimalle söylememem gereken bir şey. TED سأخبركم بشيءٍ ليس من المفترض أن أخبركم به.
    - İki tane ayrı genetik model olmaması gerekiyordu. Open Subtitles كانت هناك ليس من المفترض أن تكون منفصلين الأنماط الجينية.
    Kazanmamız gerekmiyordu. Sadece maça çıkmamız gerekiyordu. Open Subtitles ليس من المفترض أن نربح نحن فقط المفترض أن نظهر
    İnsanların seni görmemesi gerekiyordu. Bir daha olmasın, tamam mı? Open Subtitles ليس من المفترض أن تدع الناس يرونك، أتذكر؟
    Bunları televizyonda söylememem gerekiyordu. Open Subtitles أعلم, ليس من المفترض قول هذه الأشياء على التلفزيون
    Buraya çocukların gelmesi yasak Open Subtitles المكان الذى ليس من المفترض .أن تأتوا إليه أبداً
    Şartlı tahliye şartlarına göre bir bilgisayara dokunmam bile yasak. Open Subtitles وأيضاً ليس من المفترض أن ألمس الحاسوب إنه شرط إطلاق سراحي
    Sohbet edemem. Telefon yasak zaten. Open Subtitles آسفة لا يمكنني الحديث ليس من المفترض بي استخدام الهاتف الخلوي
    - Benim video oyunu oynamak yasak olsa da sen bu konuda harikasın Rance. Open Subtitles ليس من المفترض أن ألعب ألعاب الفيدو لكنك بارع جداً يا رانس نعم أعرف
    Küreklerin normalde böyle görünmemeleri gerekir. TED ليس من المفترض أن تبدو ألواح التجديف هكذا
    Herşeyden önce, ekonomistlerin ilham verici olmaması gerekir, belki ses tonunuzu biraz değiştirmeniz gerek. TED قبل كل شيئ، ليس من المفترض أن يكون الإقتصاديون مُلهمين. أعتقد أنه ربما أمكنك أن تتحدث عن هذا الأسلوب قليلاً أكثر.
    - İçine su katman gerekir. - O zaman işe yaramaz. Open Subtitles ليس من المفترض أن تخلطيها بالماء ستكون خسارة
    Ruby bana yatağın altındaki böcekten korkmamam gerektiğini öğretti. TED علمتني روبي أنه ليس من المفترض أن تكون خائفاً من حشرات البقّ الموجودة تحت سريرك
    Güneye gelmememiz gerektiğini biliyordum. Open Subtitles انا علمت انة ليس من المفترض الذهاب جنوبا
    Sabahları televizyon seyretmemen gerektiğini biliyorsun, Nicole. Open Subtitles نيكول , ليس من المفترض أن تشاهدى التلفزيون فى الصباح
    Bunu hatırlamaması gerekirdi! Kimse hatırlamamalıydı! Open Subtitles ليس من المفترض لها أن تتذكر ذلك لا أحد ينبغي له
    Merak etmene gerek yok. Katiyen sana zarar vermeyiz... Open Subtitles ليس من المفترض أن تخاف يا إلهي، لن نآذيك
    Çünkü ortaya çıktın ve elinde varolmaması gereken bir şey var. Open Subtitles لانك استعرضت .ولانك تملك شىء ليس من المفترض ان يوجد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more