Bu durum, benim için her anlamda çok zor bir geçişti. | TED | لقد كان هذا تحولا قويا جدا بالنسبة لي في نواح كثيرة. |
Yılın bu zamanında benim için anlamlı olan bir şarkı ile başlıyorum. | Open Subtitles | اريد ان ابدأ بأغنية تعني الكثير لي في هذا الوقت من العام |
Kendi evimde bana yer kalmadı. Fırının içine kıvrılmak isteseydim başka tabii. | Open Subtitles | لا متسع لي في منزلي، ما لم أرغب بالتكوّر داخل فرن تحميص |
Beni Austin'e transfer etmek istiyorlar, terapiye falan gitmemi de. | Open Subtitles | انهم يريدون نقل لي أن أوستن، ترسل لي في العلاج. |
Aslında, kuzenim şehre gelinceye kadar otelde kalmam için bana para vermişti. | Open Subtitles | في الواقع هو حجز لي في فندق صغير حتى يأتي إلى المدينة |
Dünya da bana hayal bile edemeyeceğin kadar çok kapı açtı. | Open Subtitles | والآن العالم مفتوحاً لي في . طرق لا يمكن أن تتخيلها |
O bileti kazanmak, hayatımda başıma gelen en güzel şeydi. | Open Subtitles | الفوز ببطاقة السفر هو أفضل شيء حدث لي في حياتي. |
Herkese olur. 2008'de bana da oldu, bu yüzden kıçımda hala dövme var. | Open Subtitles | حْدثُت لافضلهم حَدثَ لي في 08, لهذا السبب عِنْدي وشم لسنوبي على مؤخرتي. |
Neden benim için bir kaç eşyanızı toplayıp çantaya katmıyorsunuz? | Open Subtitles | لم لا تختارون من ألعابكم المفضّلة وتضعوها لي في السلّة |
Son birkaç haftadır benim için yaptıkların yüzünden çok mahcubum. | Open Subtitles | إنّي مغمورة لمقدار ما فعلته لي في الأسابيع القليلة الماضية. |
Bak, olaylar, önümüzdeki birkaç gün benim için zor olabilir. | Open Subtitles | إسمع, الأمور قد تصبح خطرة بالنسبة لي في الأيام القادمة |
benim için 11 yaşındayken başladı. | TED | بدأ الأمر بالنسبة لي في عمر الحادية عشرة، |
Avusturya'dan bir arkadaşım benim için çok üzüldü ve Linz'deki en büyük kumarhanenin sahibini binasını kaplamamız için ikna etti. | TED | صديق لي في النمسا, شعر بالأسف من أجلي فأقنع مالك اكبر كازينو في مدينة لينز بأن يجعلنا نغلّف مبناه |
Bazen benim için de zor oluyor, ama biraz zaman tanımalısın Betty. | Open Subtitles | كان صعبا بالنسبة لي في بعض الأحيان ولكن عليك أن تمنحيه وقتا يا بيتي |
Yağlarının içine Beni bastırışı hoşuma gitti. | Open Subtitles | أحب عندما قالت أنها سحبت لي في بلدها الدهون. |
Beni bu bokun içine terketmek istemiyorsan başka seçim şansın yok. | Open Subtitles | لديك أي خيار، إذا كنت لا تريد لي في ورطة. |
Ve bu arada, kas kremi içine nasıI DNP eklediğin konusunda Beni bilgilendir. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء، وملء لي في كيف حصلت على إدارة التخطيط الوطني في كريم العضلات. |
O adamdan Beni kurtardığın için sana teşekkür etmeliyim. Çok iyiydi. | Open Subtitles | لم أستطِع أن أشكرك شكراً كافياً على مساعدتك لي في الهروب |
Benim okuyucularım beyaz olur. Beni beş yıldızlı otellerde dinlemeye gelirler. | Open Subtitles | قرائي من البيض, يأتون لكي يستمعون لي في فنادق 5 نجوم |
Köyde bir arkadaşımı bırakmıştım, gelmem için bana güveniyor. | Open Subtitles | لقد تركت صديقة لي في القرية المجاورة. إنها تعتمد عليَّ |
Diğer taraftan, senin dünyanda da bana yer yok. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى، ليس هناك مكان لي في عالمِكَ أمّا. |
Ben veya eşim hakkında bir şey söylemeden önce şunu iyi anla ki bugün hayatımın en önemli günü, dedektif. | Open Subtitles | قبل أن تقول أي شيء عنـّي أو عن زوجتي تفهـّم أن هذا هو أهم يوم لي في حياتي أيها المحقق |
Bilmiyorum artık, belki sen de bana böyle bir şey yaparsın. | Open Subtitles | لربّما أنت يمكن أن يعمل ذلك لي في وقت ما. |
Monrovia'daki JFK Hastanesi'nden 12 arkadaşım da bu sayıya dahil. | TED | ومن ضمنهم 12 صديقاً عزيزاً لي في مستشفى جون كيندي في مونروفيا. |