"ما أحاول قوله" - Translation from Arabic to Turkish

• Söylemeye çalıştığım şey
• Demek istediğim şey
• Söylemek istediğim şey
• Ne demek istediğimi
• anlatmaya çalışıyorum
• söylemeye çalışıyorum
• Demeye çalıştığım
• Ne söylemeye çalıştığımı
• söylemeye çalıştığım şu
• anlatmaya çalıştığım şey

Bakın, Söylemeye çalıştığım şey 10 Tane Sarcastaball ligimiz olsun, böylece
اسمعوا، ما أحاول قوله يجب أن نحصل على العشرات من دوريات

Söylemeye çalıştığım şey, anlamak zorunda olduğumuz şey, neden bazı gençlerimize bunların cazip geldiği.
ما أحاول قوله هو أن علينا فهم السبب من وراء انجذاب شبابنا لهذا الأمر.

Böylece derin bir nefes alıyorum. Tamam. Pardon. Her neyse Söylemeye çalıştığım şey gerçekten TED'i seviyorum.
حسناً. عذراً. علي أي حال، ما أحاول قوله أنني فعلاً أحب تيد.

Demek istediğim şey ilişkiniz olması başka bir şeydir bunu eşinizin yüzüne vurmanız başka bir şey.
ما أحاول قوله هو أن تكون لك علاقة، هذا شيء.. وشيء آخر أن ترميها في وجه زوجك

Sanırım Söylemek istediğim şey şu ki, annen ve ben sana bir oyuncak almadığımız zaman, bu seni sevmediğimiz anlamına gelmez.
ما أحاول قوله أنّي ووالدتك لم نبتع لك دمية، فهذا لا يعني أنّنا لا نحبّك.

Yapamam ama Ne demek istediğimi sen anladın.
لا أستطيع, لكنك تعرف ما أحاول قوله

İşte sana anlatmaya çalışıyorum. O benim peşimde.
هذا ما أحاول قوله لكم ذلك الرجل يحاول اللحاق بي

Daha iyi bir ilaç taşınım sistemine ihtiyacımız olduğunu, söylemeye çalışıyorum.
لذلك ما أحاول قوله هو أننا بحاجة لنظامٍ أفضل لإيصال الدواء.

Söylemeye çalıştığım şey, Susan, evde kalacak birine ihtiyacım yok.
ما أحاول قوله سوزان أنني لا أحتاجك لتسكني هنا

Söylemeye çalıştığım şey kutsal evliliğin onların yetkilerinin üstünde olduğu.
ما أحاول قوله هو أنَّ الرباط المُقدَّس أقوى من أن يقوموا بتفريقه

Söylemeye çalıştığım şey, bunu üzerimden çekemezseniz sizden daha az vaktim var demektir.
كل ما أحاول قوله أنه لو لم تستطيعوا إبعاد هذا الشئ اللعين عنى فالوقت المتاح لدى أقل من المتاح لكم

Aşk diye bir şey yok! Size Söylemeye çalıştığım şey bu çocuklar.
الحب ليس موجوداً, هذا ما أحاول قوله لكم يارفاق

Bak, sana Söylemeye çalıştığım şey ben ordaydım.
. . ما أحاول قوله هو أنا كنت هناك مفهوم؟

Söylemeye çalıştığım şey, iyice dibe battığın.
ما أحاول قوله هو أنك وصلت إلى مستوى منخفض جديد

Söylemeye çalıştığım şey, buna farklı açıdan bakmanın bir yolu var.
ما أحاول قوله أنه هناك طريقة أخرى للنظر إلى الأمر

- İki kadın arasında kararsız kaldın. - Demek istediğim şey...
أنت مشتت ما بين إمرئتين ما أحاول قوله هو

Tamam. Demek istediğim şey uzun zamandır bir aile ile uğraşmak zorunda kalamadığın.
حسناً، ما أحاول قوله هو إنك لم تحظّ بعائلة منذ مدة كبيرة

Size çok nazik bir şekilde Söylemek istediğim şey efendim, ne yaptığımı biliyor olduğum.
إن ما أحاول قوله لك يا سيدي و بشكل مهذب هو أنني أعرف ما الذي أفعله

Hayır, Ne demek istediğimi anlamıyorsun.
لا، أنت لا تفهمين ما أحاول قوله

Bunu anlatmaya çalışıyorum. Adam seni arar işi bitince.
هذا ما أحاول قوله, أن ذاك الشخص يستطيع فقط أن يتصل بك

- Asla korkmaman gerektiğini söylemeye çalışıyorum.
أنا؟ ما أحاول قوله الان لا يجب أبدا أن تكون خائف

Demeye çalıştığım, ağzınla kuş tutsan babamı memnun edemezsin. Kaçınılmazdır bu.
ما أحاول قوله أنه لا يوجد شيء يمكن أن يفعله أي أحد و لن يخيب ظن الوالد

Ne söylemeye çalıştığımı anladınız mı?
هل تفهم ما أحاول قوله ؟ الأمر مخادع جداً

söylemeye çalıştığım şu ki-- Değiştim, Sayın Hâkim.
ما أحاول قوله أني تغيرت حضرة القاضي لقد تغيرت

Size anlatmaya çalıştığım şey birinin daha olduğu.
ما أحاول قوله هو أن هناك شخصاً آخر ماذا ؟