Ayakları yaklaşık 200 santigrat derecede dışarıdaki başları ise üç santigrat dereceye maruz kalıyor. bu adeta, elinizin kaynar suda ayağınızın buz gibi suda olmasına benziyor. | TED | أقدامها حوالي 200 درجة حرارة مئوية ورأسها أعلى من ثلاث درجات مئوية، هذا أشبه بوضع يدك في ماء مغلي وقدميك في ماء متجمد. |
Suyla dolu bir varil var, ama çok soğuk ve üstü buz tutmuş. | Open Subtitles | كالمعدن ثمة برميل مليء بالماء ولكن سطح الماء متجمد من شدة البرودة |
Baba arabaya binip ısınabilirmiyiz? Ben Donuyorum. | Open Subtitles | ابي هل نستطيع ان نركب السياره وتشغل الدفئه لاني متجمد من البرد |
Soğukken ise, don oluşumu sadece kuru ot tabakasının üzerinde gerçekleşiyor, bu yüzden dışarısı dondurucu soğukken toprak hâlâ nefes alabiliyor. | TED | عندما يكون الجو بارداً، يكون تشكل الصقيع فقط على النشارة، لذا يمكن للتربة أن تتنفس بينما الجو متجمد في الخارج. |
Şehir su altında dondu. | Open Subtitles | نصف المدينة متجمد و تحت المياه .لا يوجد ما نعود إليه |
- ¶ Early on one Frosty mornin' Look away, look away ¶ | Open Subtitles | ¶ في صباح باكر متجمد انظروا بعيدا، انظروا بعيدا ¶ |
Sonra gittim ve muazzam derecede eğitim yaptım. buzlu suda yüzmek, ileriye ve geriye doğru. | TED | و من ثم ذهبت و قمت بكم هائل من التدريب. السباحة في ماء متجمد ذهابا و ايابا. |
Onları öldürürken bazıları olduğu yerde donup kalır. | Open Subtitles | عندما تقتلهم ؟ والبعض الآخر يقف بلا حراك متجمد |
Harika. Burası çok daha sıcak. Yukarısı donuyor. | Open Subtitles | ،ممتاز، الجو أدفأ هنا بكثير الطقس متجمد في الأعلى |
Glacier Körfezi'nde, bir buz kütlesinde donmuş halde ortaya çıkmıştı. | Open Subtitles | بالقرب من الخليج الجليدي، متجمد بداخل كتلة من الثلج |
Çabuk koş getir. Oraları buz gibidir. | Open Subtitles | إذهبي وأحضريها سريعاً الجو متجمد عند الماء |
"Kuru buz" dediğimiz şey aslında donmuş karbondioksittir. | Open Subtitles | في الواقع ما نسميه الجليد الجاف هو ثاني أكسيد كربون متجمد |
Bu gezi için yeni bir bikini aldım, su soğuk da olsa onu giymem lazım. | Open Subtitles | انا اشتريت ملابس سباحة جديدة من اجل الرحلة لذلك عليّ ان استخدمها سواء الماء متجمد ام لا |
Geçmişte yaşamayı ve bugünden utanmayı kes... soğuk biri olduğunu kabul etmeyen yorgun ve kötü geçmişli yaşlı barmen. | Open Subtitles | توقف عن العيش في الماضي وأقبل من أنت اليوم ، ساقي كبير في السن مع آلام الظهر الذي لا يريد أن يعترف بأنه دائما متجمد |
Ebeveynlerimin evliliği, soğuk bir çeşmeden uzun uzun su içmek gibi bir şeydi. | Open Subtitles | زواج أهلي كان بمثابة الشرب المستمر للمياه من نبع متجمد |
Eksi: Havalandırmayı devamlı çalıştırıyorsun. Donuyorum burada. | Open Subtitles | أنت تشغل المكيف باستمرار الجو متجمد هنا |
Kızlar, burası soğuk olduğundan dolayı, Donuyorum,yemin ederim. | Open Subtitles | أن بسبب برودة الجو هنا. إنه متجمد. |
Ama anlaşılan, kutuplardaki buz Dünya'nın tamamını bitmek tükenmek bilmeyen dondurucu bir kışa gark edene kadar ilerledi. | Open Subtitles | حتى انغمس العالم كله في شتاءٍ متجمد لا نهاية له. |
Daha evvel dondurucu derecede soğuktu. Normalde, birinin böylesine sert bir hava değişimine maruz kalması için | Open Subtitles | كان الجو متجمد تقريبا , اعني انه عليكي ان تكوني بصحراء منغوليا |
Lolipop gibi dondu kaldı. - Hadi ama, bu çocukları- | Open Subtitles | انه متجمد من الخوف مثل المصاصة |
Ben makul bir adamım, Frosty. | Open Subtitles | أنا زميل معقول، متجمد. |
Arabamız buzlu yolda döndü ve ikimiz de yaralandık, o da futbol oynayamadı. | Open Subtitles | انقلبت سيارتنا على طريق متجمد فأصبنا كلانا |
Çaylak Vince Papale koşucuyu tam karşısında yakalamıştı... ama far ışığında donan geyik gibi donup kaldı. | Open Subtitles | المجند الجديد فينس بابالي كان لديه قدرة كبيرة على الركض لكنه متجمد مثل الابلة في الأضواء العلوية |
Harika. Burası çok daha sıcak. Yukarısı donuyor. | Open Subtitles | ،ممتاز، الجو أدفأ هنا بكثير الطقس متجمد في الأعلى |
- Her şey donuk. - Doğru, ama bu geçici. | Open Subtitles | ــ كل شيء متجمد ــ صحيح , لكنها حالة مؤقتة |