Senatör, Natalie'nin özel eşyaları arasında 22 bin nakit bulduk. | Open Subtitles | سيناتور ، لقد وجدنا 22 الف دولار في متعلقات ناتالي |
Askerlerin kişisel eşyaları arasında silah arattığımı söylemiştir. | Open Subtitles | قلت لك أنني أمرت بتفتيش كل متعلقات الجنود |
İşte, Jacobi'lerin istemiş olduğunuz özel eşyaları. | Open Subtitles | ها هي متعلقات عائلة جاكوبي الشخصية كما تناقشنا |
Pekala, Starks'ın cenazesi ailesine teslim edilmeden önce kişisel eşyalarını incelemeye alıyoruz. | Open Subtitles | حسنا , تفتيش متعلقات ستاركس قبل شحنها , لم يرفع اي اعلام |
Yaşlı kadın, güzel kızın eşyalarını atamadığı için çok üzülmüş. | Open Subtitles | السيده العجوز كانت حزينه جدا لأنها لم تستطع التخلص من متعلقات الفتاه الفاقد ه للذاكره |
Ehliyet, üstünde adı olan kişisel bir eşya. | Open Subtitles | رخصة قيادة، أى متعلقات شخصية عليها اسمه |
Bıraktığı bütün kişisel eşyalar veya konut 30 gün sonra senin olur. | Open Subtitles | أى متعلقات شخصية تركتها فى منزلك تصبح ملك لك بعد 30 يوم |
Kızkardeşinizin eşyaları arasında, ölümünü aydınlatacak her hangi bir şey bulursanız, mektuplar ya da günlük, lütfen hemen beni arayın. | Open Subtitles | إن وجدتي أي شيء في متعلقات أختك يلقي الضوء على سبب موتها خطابات أو مفكرة اتصلي بي فوراً |
Bu uçak biletlerini Yüzbaşı Trevelyan'ın eşyaları arasında buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت تذاكر الطيران هذه ضمن متعلقات الكابتن تريفيليان |
Kişisel eşyaları yok! Anahtar yok, kimlik yok! | Open Subtitles | لا متعلقات شخصية ولا مفاتيح أو هوية لا شيء |
Uyuşturucu kullanmıyorlar, kişisel eşyaları yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك مخدرات في أجسادهم ولا متعلقات شخصية |
Kelly'nin eşyaları arasında ucuz tırnak cilası vardı. | Open Subtitles | كان هناك طلاء أظافر رخيص في صندوق الذي يحوي متعلقات كيلي |
Nazi eşyaları Moburg'a ait. | Open Subtitles | ليست ملكي ، متعلقات النازية تعود لموبيرج |
Birçok kişini kayıt dışı eşyaları vardı. | Open Subtitles | الكثير منهم لديهم الكثير من المتعلقات القيمة مخبأة متعلقات لم تورد في السجلات |
Eski karınızda Joey'nin eşyalarını bulduk. | Open Subtitles | .لقد وجدنا بعض متعلقات جوي عند زوجتك السابقة |
E-mail'de sormuş; bebeğin eşyalarını da istemiyorum. | Open Subtitles | وليرد على بريده الالكترونى ولا أريد أى من متعلقات الطفلة |
Babamın eşyalarını toplayıp kalan işlerini halletmem gerekiyor. | Open Subtitles | علي تحصيل متعلقات أبي والاشراف على بعض الشؤون الأخرى. |
Ve babasının eşyalarını da geri vereceksin. | Open Subtitles | وأحرصيِ على أن ترجع لكِ كل متعلقات أبيكِ |
Doktor Prescott'a göre Martha, Alisa'ın eşyalarını aldı ve onları holdeki zaman kapsüllerine koydu. | Open Subtitles | , استناداً لدكتورة بريسكوت انها أخذت جميع متعلقات اليسا ووضعتهم في الخارج هنا |
Özel eşyalarını poşetlemişler. | Open Subtitles | قام الضباط المحليون بوضع متعلقات الضحية الشخصية بالكيس. |
Ehliyet, üstünde adı olan kişisel bir eşya. | Open Subtitles | رخصة قيادة، أى متعلقات شخصية عليها اسمه |
Paha biçilemeyecek eşsiz eşyalar. | Open Subtitles | متعلقات مقدّسة، إرث و ذكريات أشياء لا يمكن الأستغناء عنها ولا يمكن أن تقدّر بالمال |
Babamın eşyalarıyla dolu şu sandığı bugün getirmen gerek. | Open Subtitles | أريدكِ أن تحضري لي صندوق متعلقات والدي الشخصية اليوم |