"مثلما" - Translation from Arabic to Turkish

• kadar
• aynı
• de
• gibi
• da
• Sanki
• şekilde
• Benim
• Mesela
• öyle
• aynısını
• tıpkı
• Aynen
• ya

Ama çalmak için kendim kadar iyi tanıdığım biri olmalı.
لكن للسرقة .. أحتاج لمعرفة شخص ما مثلما أعرف نفسي

O her zaman gerçekteki kadar akıllı olmadığı rolünü yapar.
إنه أيضاً يتظاهر أنه ليس ذكياً مثلما يكون فى الواقع

Hayat mutlu anları barındırdığı kadar üzücü olanları da barındırıyor.
الحياة مليئة باللحظات الحزينة تماما مثلما هي مليئة باللحظات السعيدة

etrafındaki havanın kaldırmasıyla yükselmesidir, aynı bir martının kayalıklarda yükselmesi gibi.
الفكرة أنها ترتفع فوق أجسامكم ، مثلما يحلق النسر حول الجرف.

Oteldeki su hayaletini nasıl yakaladıysak şimdi de porselen hayaletini yakalamaya gidiyorum.
مثلما امسكنا بشبح الماء في الفندق سوف اذهب و امسك بشبح المزهرية

Böylece babanız annenize karşı olduğu gibi size karşı da iyi davranacaktı.
لذلك فإن أباك سيكون لطيفاً معك مثلما كان لطيف مع أمك ؟

Bu gemideki herkesi seviyorum en az oğlu oğullarım kadar.
..أحب كل شخص على متن هذه السفينة مثلما أحب أولادى

Evet, ama dostum, belki de anormal değişikliği, düşündüğün kadar kötü değildir.
حقاً ياصاح , ولكن الوحش الخارق قد لا يكون سيئاً مثلما تعتقد

Eskiden Jor-El'i Benim asla olamayacağım kadar güçlü biri düşünürdüm.
نوعاً ما مثلما أردت ان أكون اظن انه صعب فهمه

Geçinmek için silahlı adamları yere seriyordu ama onu hiç seninle ilk randevusundan önce o kadar korkarken görmemiştim.
أتعلمين، كان ليواجه سلاحًا عامرًا بجسارة لأجل الارتزاق لكنّي لم أرَه مُجفلًا قطّ مثلما كان قبل مواعدته الأولى معكِ

Geçinmek için silahlı adamları yere seriyordu ama onu hiç seninle ilk randevusundan önce o kadar korkarken görmemiştim.
أتعلمين، كان ليواجه سلاحًا عامرًا بجسارة لأجل الارتزاق. لكنّي لم أرَه مُجفلًا قطّ مثلما كان قبل مواعدته الأولى معكِ.

Tanrı'dan tacı giyerken bana da seninki kadar kudret vermesini iste.
أطلب من الرب أن يعطني القوة لأرتدي التاج مثلما فعلت أنت

Bazıları, süper fakiriz ama aynı zamanda süper gücüz dedi.
شخص ما قال أننا الفقر الأعظم مثلما أننا القوة العظمى.

Bu heriflerin hepsi, sporcu olmak istiyorlardı aynı senin gibi.
كل هؤلاء الرجال أرادوا أن يكونوا رياضيين مثلما كنت تماماً

Bir gün sen de böyle olacaksın. tıpkı hepimiz gibi.
سيحدث لك ذلك فى يوما ما مثلما يحدث لنا جميعاً

Hatta diğer insanların yaptığı gibi sosyal medyada kişiliğimi tekrardan inşa etmeyi denedim.
حتى أني حاولت إعادة بناء هويتي على وسائل الاعلام الاجتماعية مثلما يفعل الآخرون.

Teşekkürler. Şana da, baba. Geri aldın, söz verdiğin gibi.
شكراً ، وشكراً يا أبي لقد استعدته ، مثلما وعدتني

Çocuk çocukken yere düşen tüm kirazlar Sanki ellerine düşüyormuş hissi verir.
عندما كان الطفل طفلا، تساقط التوت فقط مثلما يسقط التوت على يديه

Onu öldürmekle tehdit ettim, ama hiç, nasıl demeli, uygun bir şekilde tanıştırılmadık.
أم.. لقد هددت بقتله.. لكن لم نكن ابدا, مثلما تقول, متعارفين بشكل لائق

Mesela kimse ondan hoşlanmadığı halde Eflatun'un dostu olman.
مثلما كونك صديق أفلاطون عندما لا يوجد أحد أخر يحبه

Ve bu transistörler beyinde iyon kanalları nasıl davranıyorsa öyle davranıyorlar.
وهذه الترانزيستورات تتصرف أساسا تماما مثلما تتصرف القنوات الأيونية في الدماغ.

Uykuya daldım ve yine neredeyse aynısını düşümde gördüm.
ثم نمت وحلمت بالباب مرة أخرى. كان تمامًا مثلما رأيته.

Karakterler hayattan daha büyükler, tıpkı peri masallarında olduğu gibi.
الشخصيات أكبر من الحياة، مثلما هو الحال في قصص الخيال.

Bizi Aynen bu şekilde oturtan, bir erkek arkadaşım vardı.
كَانَ عِنْدي صديق اعتاد انُ يجَعْلنا نجلس مثلما نجلس الان

ya tabi, tıpkı yeni gelenlerin "Seksi mi, Değil mi" listesine giremedikleri gibi.
نعم, مثلما قلتي الاشخاص الجدد لا ينجحوا فى قائمة من الجذاب ام لا؟