sportmenliği ve fair play'i garantilemek için Alman organizatörler tarafsız bir hakem görevlendirdiler. | Open Subtitles | للتأكد من اللعب النظيف و البطولة الطيبة المنظم الالمانى اختار حكم محايد للمباراة |
Hayır. Dostlarımızdan tarafsız kalma yeteneğine sahip birini göndermelerini rica ettik. | Open Subtitles | لا طلبنا من أصدقائنا ارسال شخص ما قادر على البقاء محايد |
Fakat daha sonra yayınladıkları açıklamada, tarafsız kalmaya çabaladıklarını söylediler. | Open Subtitles | لكنّهم أصدروا لاحقا تقريرا فحواه أنّهم حاولوا اتّخاذ موقف محايد |
Cheryl'ın kardeşi olarak tamamen tarafsızım, ama bir erkek olarak sana kıskançlık kartını oyna derim. | Open Subtitles | حسنا ، كوني اخ تشيريل، انا محايد ولكن بصفتي رجل عليك ان تلعب لعبة الغيرة |
Ticaret Federasyonu bu konuda tarafsızdır. | Open Subtitles | الاتحاد التجاري محايد فى هذه المسألة |
Sanatın bir şeyleri değiştiremediği gerçeği onu tarafsız bir bölge yapar değiş tokuş ve tartışmaya açık hale getirir, ve bu şekilde dünyayı değiştirmenizi sağlar. | TED | في الواقع ان حقيقة ان الفن لا يمكنه تغيير الاشياء يجعله مكانا محايد للتبادلات والنقاشات, ومن ثم يمكنك من تغيير العالم. |
tarafsız gözlemciler veya basın olmadan bu tür saçma rivayetler ile karşılaşınca kamplardaki tek bilinen bu olmuştu. | TED | و بعدم وجود مراقب محايد أو إعلام لمواجهة هذا السرد العبثي أصبحت هذه هي الرواية الوحيدة في تلك المعسكرات |
Bence tarafsız gözle bakıldığında özellikle Japonlar tarafından fanatik bir şekilde savaşacaklarına dair daha fazla kanıt ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | ... وأعتقد أن أى مراقب محايد ... بالأخص من بين اليابانيين أنفسهم ... كان سيجد المزيد من البراهين على.. |
Kimsenin kurcalayamayacağı tarafsız bir bölgeye bırakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نضعها في مكان محايد حيث لا يعبث بها أحد. |
Hani burada kalıp "tarafsız" olacaktın? | Open Subtitles | ماذا حدث للبقاء ابقي اعيني و أذني مفتوحة اظل محايد ؟ |
Bir yılan, bir şahin ve bir Setesh muhafızı tarafsız bir gezegende karşılaşmış. | Open Subtitles | حارس الثعبان ، وحارس حورس وحارس ستيش أجتمعوا على كوكب محايد |
Triad kanunu her bir sava yakın birer başyargıç ve bir de tarafsız başyargıç olmasını öngörür. | Open Subtitles | يتطلّب قانون المحكمة وجود شاهد واحد يتعاطف مع أحد الأطراف و شاهد أخر محايد |
tarafsız üçüncü bir başyargıç daha olacağını söylemiştin. O... Tollan mı? | Open Subtitles | قلت كان هناك شاهد محايد ثالث هب هو من أهل تولان ؟ |
Adil bir maç olması için üst düzey subaylar, Kanpur'dan tarafsız hakemler getirdi. | Open Subtitles | و لضمان لعب نظيف و عادل دعي مسئولين كبار حكم محايد من ولايه كانبور |
Tanrım bu güzel olmalı. tarafsız olmak. | Open Subtitles | يا ألهى لابد أنه من الجميل أن تكون محايد. |
Tanrım bu güzel olmalı. tarafsız olmak. | Open Subtitles | يا ألهى لابد أنه من الجميل أن تكون محايد. |
Ben tarafsızım, yani güvende olacak. | Open Subtitles | أنا طرف محايد لذلك ستكون النقود بمأمن |
Ticaret Federasyonu tarafsızdır. | Open Subtitles | الاتحاد التجاري محايد |
Doğal mı demek istedin? Yoksa cinsiyetsiz mi? | Open Subtitles | هل عنيتي أنه محايد أم أنه محايد للجنسين؟ |
Temel büyü nötrdür ve köklüdür. | Open Subtitles | .السحر العنصري شيء محايد .وفي جذوره لا يوجد خير ولا شر |
Adam Silikon Vadisi'ne çalışıyor ve kısıtlamasız internet komitesinin başında. | Open Subtitles | يتبع لقطاع وادي السيليكون ، ويترأس اللجنة القضائية ، وهو محايد كليا |
Tam tersine, Ben tarafsızımdır, aynı sirk gibi. | Open Subtitles | بل العكس كنت محايد تماماً كالسيرك |
Konuyla kesinlikle ilgisi olmayan, tamamen objektif üçünü şahıs olarak diyebilirim ki, | Open Subtitles | أتحدث كطرف ثالث محايد بدون دوافع شخصية لست متأكداً |
Ancak, yiyecek gibi koşulsuz uyarıcıları, bir zil sesi gibi önceden etkisiz nötr olan bir şeyle ilişkilendirdiğimizde, bu nötr uyarıcı, koşullu bir uyarıcı hâline gelir. | TED | لكن عندما نربط مثير طبيعي مثل الطعام مع مثير محايد مثل صوت الجرس، يصبح صوت الجرس مثير صناعي. |