"مريب" - Translation from Arabic to Turkish

    • şüpheli
        
    • garip
        
    • tuhaf
        
    • şeyler
        
    • ürkütücü
        
    • Korkunç
        
    • ürpertici
        
    • tuhaflık
        
    • gariplik
        
    • terslik
        
    • şüphe
        
    • korkutucu
        
    • yanlış
        
    • bit yeniği
        
    • bityeniği
        
    Bir sürü insan beni şüpheli sanır, özellikle de sokak köşelerinde dikilirken. Open Subtitles الكثير من الناس يظنون بأني مريب .خصوصا عندما أقف في زاوية الشارع
    Bu arada, telefon hattında şüpheli hareketlilikler olmuş, senin için çaresine baktık. Open Subtitles أوه، بالمناسبة، لاحظنا نشاط مريب على خطِّ هاتفك، لذا إعتنينا به لَك
    Biliyorum bu biraz garip ve büyük ihtimalle kasığın su topladı. Open Subtitles انا اعلم انا هذا مريب وفي الغالب ليك بثور علي فخذيك
    Tabi ki, ben doktor değilim ve bunu nasıl bildiğim de uzun hikaye ama ilacıyla ilgili tuhaf olan bir şey var. Open Subtitles من الواضح اني لست بطبيبة ولمعرفتي بهذا قصة طويلة لكن هناك شيء مريب بشأن أدويتها
    Eğer bunu görmezden gelirsek Sam bir şeyler olduğunu anlayacaktır. Open Subtitles اذا تجاهلنا هذا سام سوف يظن بان امرا مريب يحدث
    Tamam, bakın, eğer sizler beni rahatlatmaya çalışıyorsanız bu şekilde işe yaramaz ve aslında gerçekten çok ürkütücü. Sizden onun hakkında güzel şeyler söylemenizi istiyor. Open Subtitles فان هذا لا ينفع حقا اعتقد ان هذا مريب قليلا
    Koridorun karşısında yaşıyorsun, elbette sana şüpheli bir ses duydun mu diye soracaklar. Open Subtitles أنتِ تسكنين عبر الرواق لهذا بالتأكيد سوف يستفسِرون إذا سمعتِ أيُّ شيءٍ مريب
    Öyle ki, burada şüpheli bir şey daha olsa, arkasında senin olduğunu bileceğim. Open Subtitles فى الحقيقة، إذا حدث أي شيء مريب هنا سوف أعلم أنكِ أنتِ السبب
    Vietnam'da olanlardan sonra bu durum oldukça şüpheli sayın başkan. Open Subtitles هذا مريب جداً سيدي الرئيس مع ماذا حدث في فيتنام.
    Yol üzerindeki bir köprüde bulunan şüpheli bir paket yüzünden geciktirilmişti Open Subtitles لقد تم تأجيل الوصول بسبب اكتشاف صندوق مريب فوق شريط القطار
    Vietnam'da olanlardan sonra bu durum oldukça şüpheli sayın başkan. Open Subtitles هذا مريب جداً سيدي الرئيس مع ماذا حدث في فيتنام.
    Bu hala onun yapmadığını göstermiyordu fakat tanık hakkında bir şeylerin şüpheli olabileceğini biliyorduk. TED وهذا لا يعني أنه لم يفعلها، ولكننا علمنا أن هناك شيء مريب حول هذه الشاهدة.
    Vampir olmak çok garip. Aman Allah'ım, bu küveti çok severim. Open Subtitles كون المرئ مصّاص دماء مريب جدًّا يا إلهي، أحبّ حوض الاستحمام
    garip, metaveri çıkartmaya geçti ve şimdi seni görmek istiyor. Open Subtitles مريب, وتحول الى إستخراج البيانات الوصفية ويريد أن يراك الآن
    garip bir şeyler yapma. Baban öğrense başın belaya girer. Open Subtitles ،لا تفعل أيّ شيء مريب .ستكونُ بورطة لو اكتشفَ والدك
    Hemen kapıda olacağız, dostum eğer tuhaf davranırsa, bağır yeter. Open Subtitles سنكون في الخارج, يا صاح, إن قام بأي تصرف مريب, فأصرخ
    Burası fidye teslimi için tuhaf bir yer. Sadece bir yerden giriş çıkış var. Open Subtitles هذا مكان مريب لتسليم فدية، ثمّة منفذ وحيد للدخول والخروج.
    Ne beklediğimi de tam olarak bilmiyorum onda ürkütücü ya da dolandırıcı bir hava yoktu. Open Subtitles لكن لم يكن هناك أي شئ مريب أو مزيف عنهُ هوه
    - Çünkü birtakım Korkunç işlere bulaşmış. Sana bir şey gösterebilir miyim? Open Subtitles .. لأنه كان مريب هل يمكننى أن أريك شيئا؟
    Haydi. Kapıyı çal, Burt'e 67. cadde üzerinde, tüyler ürpertici bir adam gördüğünü söyle. Open Subtitles أطرق الباب وأخبر برت أنك وجدت شخص مريب في الطابق 67
    Bana mı öyle geliyor yoksa bu suç mahallinde bir tuhaflık mı var? Open Subtitles هل أنا أتوهم ذلك أم ثمّة أمر مريب بشأن موقع الجريمة هذا ؟
    - Evet, bir gariplik oluğunu anlamıştım çünkü genelde Morty'nin büyükbabası onu okuldan alıyor. Open Subtitles نعم ، انظري ، كنت اعلم ان هنالك شيء مريب يجري لأنه عادةً جدّ مورتي الذي يأخذه الى المدرسة
    Bak burada bir terslik var. Open Subtitles حدسي ينبئني بشيئ مريب حول هذا الرجل
    Chan Soo'yu böyle savunman oldukça şüphe uyandırıcı. Open Subtitles انه مريب قليلا لي كيف كنت متمسكة بعناد لتشان سو.
    korkutucu başlayan bir şey çok tatlı bir şeye dönüştü. Open Subtitles ما كان يبدو على أنه أمرٌ مريب في البداية اتضح أنه أمر لطيف
    Ama babamız hep içgüdülerimize güvenmemizi söylerdi,... ve içgüdülerimiz yanlış şeyler döndüğünü söylüyor. Open Subtitles لكن والدنا أخبرنا دوماً أن نثق بغرائزنا وغرائزنا تخبرنا بوجود شيء مريب
    Elinizde bir yahudi varsa ve onu ısrarla kendiniz için alıkoymak istiyorsanız bu işte en azından bir bit yeniği var demektir. Open Subtitles الرغبة في الحفاظ على سجين يهودي هو أمر مريب جدا.
    Bunda bir bityeniği olduğu hakkında benimle aynı fikirdesin diye düşünüyorum. Open Subtitles إذا ً تتفق معي بأن يوجد شيء مريب بالموضوع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more