"مسرع" - Translation from Arabic to Turkish

• hızlandırıcı
• hızlandırıcının
• hızlandırıcıyı
• hızlı
• hızlandırıcısı
• hız
• hızlandırıcıdan
• koşucuya
• koşucunun
• hızlandırıcıda
• hızlandırıcısına
• hızla

Ve sen ona anahtar deliğinden bakıyorsun veya bir "Partikül hızlandırıcı'dan" nasıl istersen.
و تنظر إليها عبر ثقب الباب أو من خلال مسرع الجزيئات كما تريد

Biliyorum. Bir keresinde, kaybettiği bir hava boşluğu hızlandırıcı partikülünü bulmuştum.
أعلم ، فقد وجدت له مسرع للجزئيات صغير كان قد أضاعه

9 ay önce, parçacık hızlandırıcı aynen planlandığı gibi çalıştı.
‫منذ 9 اشهر , عمل "مسرع الجزيئات" ‫كما خُطط له.

Bu duruma uyan bütün suçların tarihleri hızlandırıcının patlamasından bir ay sonraya dayanıyor.
جرائم متعددة من هذا النحو كل يعود تاريخها إلى شهر بعد الانفجار مسرع الجسيمات.

Yetkililer şu an parçacık hızlandırıcıyı kapatmaya çalışıyor.
يحاول المسؤولون الآن إغلاق مسرع الجسيمات، ولكن حتى الآن،

Çünkü daha dün bir hızlı trenin üzerine atlayıp elinde alev silahı olan bir psikopatı yakaladım.
لأن بالامس قفزت امام قطار مسرع وقضيت على مضطرب عقلياً بقاذفة لهب

Saatinin moleküler hızlandırıcı olduğu gibi bir şey söyledi.
لقد ذكر شيئا عن ساعته وعن مسرع الجزيئات او شىء أخر

Ve sen ona anahtar deliğinden bakıyorsun ya da bir "Partikül hızlandırıcı'dan"
و تنظر إليها عبر ثقب الباب أو من خلال مسرع الجزيئات كما تريد

Mantıklı, parçacık hızlandırıcı patladığında Central City'deydi.
هذا صحيح، كانت في مدينة سنترال حين انفجر مسرع الجزيئات.

9 ay önce, parçacık hızlandırıcı aynen planlandığı gibi çalıştı.
قبل تسع شهور مسرع الجزيئات دخل الى الشبكة بالضبط مثلما خطط له

Parçacık hızlandırıcı patlamasından tek etkilenen ben değildim, değil mi?
انا لم اكن الوحيد الذي تاثر بانفجار مسرع الجسيمات واليس كذلك

Evrendeki en büyük parçacık hızlandırıcı gibi davranıp, yeryüzünde başardığımız her şeyden daha güçIü bir şekilde yapıyor.
إنها تعمل فقط كأكبر مسرع للجسيمات في الكون بطريقة أكثر قوة من أي شيء يمكننا تحقيقه هنا على الارض

Meta-insanların parçacık hızlandırıcı yüzünden meydana geldiğini biliyorsak ve görgü tanıkları 14 yıl önce, Barry'nin annesinin cinayetinde bir meta-insan gördüğünü söylüyorsa, sanki tüm bunlar o zamanlar da başka bir parçacık hızlandırıcı olabileceğini düşündürüyor.
لو كنا نعرف أن المتحولين جاءوا بسبب انفجار مسرع الجزيئات والشهادة قالت، أن هناك تطور للمتحولين في جريمة قتل،

Bu parçacık hızlandırıcının nesi özel ki?
ما هو المهم بشان مسرع الذرات هذا على اي حال؟

hızlandırıcının patlamasından sonra hırsızlığı bırakan küçük bir hırsızmış.
وكان اللص الوقت ضيق الذين توقفوا عن السرقة بعد الجسيمات انفجار مسرع

Aslına bakarsanız parçacık hızlandırıcının patlayabileceğine dair uyarılmıştım.
أنني نبهت أن هناك إمكانية أن يفشل مسرع الجزيئات

Parçacık hızlandırıcıyı tekrar inşaa etmek gibi bir niyetiniz var mı?
ألديك أية نية في إعادة بناء مسرع الجزيئات؟

Manyak sensin! Çok hızlı geldin!
انا لا ، أنت اللعنه ، أنت كنت مسرع

Yerin 100 metre altında, 17 mil uzunluğunda, dünyanın en büyük ve en ünlü parçacık hızlandırıcısı
بطول 17 ميل مدفونة مائة متر تحت الأرض هناك أكبر وأشهر مسرع جزيئات في العالم

'hız'ı ele alalım.
فتعبرون عن كلمة " سرعة " بقول " "سريع" و " مسرع...

Bu da parçacık hızlandırıcıdan öğrenebileceğimiz her şey.
وهذا كل شيء يمكن ان نتعلمه من مسرع الذرات

Deathstorm'u da bir koşucuya zarar verdiği için öldürdü. Ama sonra Killer Frost'u hayatta bıraktı. Sonra da Barry'i alıp gitti.
وقتل (عاصفة الموت) لأنه أذى مسرع لكنه ترك (القاتلة صقيع) حية ورحل بـ(باري)

Sadece bir koşucunun çıkabileceği bir yer.
-مكان لا يمكن أن يصعده إلا مسرع

Parçacık hızlandırıcıda kimlerin çalıştığını biliyor musunuz?
هل تعرفين من يعمل على مسرع الجزيئات ؟ علمائنا

Ben de iz bırakan elementleri ortaya çıkarmak için külleri parçacık hızlandırıcısına koydum.
لذا وضعتهم في مسرع للذرات -ليحاول أن يبحث عن أي عناصر

Pencere camına hızla çarpan bir kuş gibi geldi.
ووصل الأمر وكأنه طائر مسرع ارتطم بأحد أجزاء النافذة.