Belki de benden mantıksız olmamı istiyorsun böylece karşı koyabileceğin bir şeyler olur. | Open Subtitles | ربما أنت تريد مني أن أكون غير منطقية حتى يكون لديك شيءٌ مضاد |
karşı madde sadece yıkıntıları değil aşağıdaki depoyu da yok eder. | Open Subtitles | مضاد المادّة لن يلتهم الحُطام فحسب، بل وحدة التخزين تحته أيضًا. |
G.D. sistemlerini arındırmak için seviye 6 anti virüs çalıştırıyorum. | Open Subtitles | أنا أنشر مضاد للفيروسات مستوى سادس لتطهير أنظمة جي دي |
Kurşun geçirmez yerine, kurşuna dayanıklı cam... ..denmesinin bir sebebi vardır. | Open Subtitles | هناك سبب لتسميته زجاج مضاد للرصاص وليس زجاج لا يخترقه الرصاص |
Bu size İnanılmaz bir güç verir, depresyonun panzehiri gibidir. | TED | ويمنحك قوة كبيرة وترياقا رائعا مضاد للاكتئاب. |
Yerimde sayıyorum. Şu Bruce karşıtı engeli bir türlü aşamıyorum. | Open Subtitles | انا اتخبط فى الجدرانوهناك مضاد لبروس يجعلنى لا أسطتيعفعل شىء |
Onlar ki hayatı geri gelip erotizmi ölüme panzehir olarak görenler. | TED | وأولئك الذين عادوا إلى الحياة كانوا أؤلئك الذين فهموا العلاقة الجنسية بإعتبارها مضاد للموت. |
Her şey. Tabut, mezar taşı, koku önleyici sprey. | Open Subtitles | كل ما لديك ، النعش ، شاهد الضريح ورذاذ مضاد للإنتان |
Amaç, bunların bakterilere karşı geniş spektrumlu antibiyotikler olarak kullanılmaları. | TED | نأمل على ان نستخدمه كطيف واسع من المضادات الحيوية ليكون مضاد لكل انواع البكتيريا |
Ufak bir karşı atak yapıyordum. Bak, ufaktan hareketlendiler. | Open Subtitles | كنت اقوم بهجوم مضاد عليهم انظرى, انهم على المسار |
Ayrılıklara karşı gelmemiz kör talihimin suçu değil. | Open Subtitles | أنه ليس مصيرى الخطأ الذى قادنا إلى شقاق مضاد. |
karşı saldırı olabilir. Hazırlanmalıyız. | Open Subtitles | ربما يقومون بهجوم مضاد علينا أن نكون جاهزين |
anti yerçekimi alanları ve hareket sönümleyiciler modern uzay yolculuğunun anahtarı. | Open Subtitles | حقل مضاد للجاذبية .. وأنظمة القصور الذاتي مفتاح السفر الفضائي الحديث |
anti toksin yapabileceğini yaptı. Artık her şey ona bağlı. | Open Subtitles | مضاد التسمم عمل ما بإستطاعته، الأمر يعود له الآن |
anti toksin yapabileceğini yaptı. | Open Subtitles | مضاد التسمم يعمل جيدا الامر يعود له الان |
Evimdeki pencereler, kurşun geçirmez camla mühürlenmiş durumda. Böyle yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | النوافذ في منزلي محمية بزجاج مضاد للرصاص، لا أريد العيش هكذا |
Çam reçinesinden elde edilen zift ise gemileri su geçirmez kılmak için kullanılıyordu. | Open Subtitles | واستخدموا راتنج الصنوبر في صناعة قار كان يستخدم ليجعل جسم السفينة مضاد للماء |
İnce, puslu ve kurşun geçirmez bir tabaka cam vardı ve diğer tarafta Daniel McGowan vardı. | TED | يوجد صفيحة سميكة ضبابية وزجاج مضاد للرصاص وعلى الجانب الآخر، يوجد دانيال ماكغوان. |
Elbette panzehiri de var ve kana verildiği an virüsü nötralize ediyor. | Open Subtitles | بالطبع يوجد مضاد للفايرس ويمحى الفايرس بمجرد حقنه |
Yerimde sayıyorum. Şu Bruce karşıtı engeli bir türlü aşamıyorum. | Open Subtitles | انا اتخبط فى الجدرانوهناك مضاد لبروس يجعلنى لا أسطتيعفعل شىء |
Virüsü ele geçirince, en iyi ve en parlak olanları korumaya yetecek kadar panzehir yapacağım. | Open Subtitles | حالما احصل على الفيروس, ساصنع مضاد كافي. لحماية الأفضل والأذكى. |
Şansımıza, silah standart darbe önleyici kovandaymış. | Open Subtitles | لحسن الحظ, السلاح كان موضوع في نموذج مضاد للصدمات |
Mesela bu ilaç, reboxetine, ki bu benim de reçete ettiğim bir ilaç. Bu bir depresyon ilacı. | TED | هذا عقار يدعى ريبوكسيتين، و هو عقار قمت بوصفه بنفسي، هو عقار مضاد للاكتئاب |
Aynı anda yüzden fazla antikor tepkisinden veri topladık. | TED | لقد جمعنا بيانات أكثر من 100 استجابة جسم مضاد في آن واحد |
Pıhtılaşma engelleyici, ölülerde işe yaramaz biliyorsunuz değil mi? Size göre ölü doktor. | Open Subtitles | أنت تدرك بأن مضاد التجلط غير مفيد للموتى أليس كذلك ؟ |
Havayı kanıtları yok etmek için forensik önlem olarak kullanıyor, ama ayrıca bir tür simforofil olduğunu da düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنه يستخدم الطقس بإعتباره إجراءا مضاد للطب الشرعي وذلك لتدمير الأدلة لكن نعتقد أيضا أنه ربما لديه بعض |
Artık antiviral karışımla tedavi ediyorum. | Open Subtitles | أعالجهم بمزيج مضاد للفيروسات علينا الانتظار ورؤية النتيجة |
Bana Zit. | Open Subtitles | مضاد لي, أتيت إلى هنا |
Bence de... O zamanlar içtiği tek şey öksürük şurubu ve çilekli şaraptı. | Open Subtitles | كل ما كانت تأخذه سابقاً هو مضاد السعال والعصير ونبيذ الفراولة |