Şikago sergisi'nin, Amerikalıların hayal gücünde bıraktığı izlenim hafızalardan silinmeyecekti. | Open Subtitles | ان معرض شيكاغو كان له تأثير عظيم علي المخيلة الامريكيه |
Eski uzay mekikleri sergisi olan bir astrofizik laboratuvarı gördüm. | Open Subtitles | رأيت مختبر الفيزياء الفلكية له معرض على البدلات الفضائية الممتازة |
Voila, ben daha bilim fuarına çıkmadan herkesin beni selamlayacağını biliyordum. | Open Subtitles | وهنا تبدأ الدهشة. أعلم بأنَّ الجميع في معرض العلوم سينحني أمامي |
Frank Shane'i fen fuarında görmek o kadar muhteşem ki | Open Subtitles | فرانك من الرائع أن ترى شاني مشتركة في معرض العلوم |
Nina, neden Lori'yi de alıp İnka kalıntıları sergisine götürmüyorsun? - Sergi mi? | Open Subtitles | نينا , لما لا تأخدى لورى الى المكتبه لترى معرض أثار حضاره الإنكا؟ |
Bak, Şeytani Bilimler panayırı'na bir iki saat kaldı. | Open Subtitles | اسمع , معرض العلوم الشريرة سيبدأ في غضون ساعات |
Şimdi, Ulusal Portre galerisinde, tablonun biyografisini bilmiyorsanız, o tablo size bir şey ifade etmez. | TED | الآن، في معرض الصور الوطني إذا لم تكن تعرف السيرة الذاتية للصورة فلا قيمة لها عندك |
Müthiş bir gösteri düzenleriz. Niye böyle bir şey yapamayayım ki? | Open Subtitles | وضعه في معرض عظيم, يمكنني فعل ذلك لماذا بإمكاني فعل ذلك؟ |
Bilmiyorum, kendimi galeride çalışırken hiç görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، أنا لم أر نفسي والعمل في معرض فني. |
Ve bunu, New York Modern Sanat Müzesi'nde Esnek Zihini Tasarla sergisi için canlı bir küre olarak kurduk. | TED | وقد أقمنا هذا المشورع ككرة أرضية حية في متحف الفن الحديث في نيويورك كتصميم في معرض مرونة العقل. |
Bu benim masam, üzerinde bir kartpostal sergisi ve çoğu İtalyan Rönesansı'ndan olan bazı ünlü ve ünsüz resimler var. | TED | هذه طاولتي، بها معرض لبطاقات بريدية لبعض الرسومات المشهورة والغامضة ينتمي معظمها إلى عصر النهضة الإيطالي. |
Böylece 2007'de sergi açtık, bu tığ işi resifin ufak bir sergisi. | TED | إذاً في عام 2007 أقمنا معرضاً، معرض صغير لشعاب الكوريشيه هذه. |
Ben de. Müthiş sıkı dostumla aktivite fuarına gidiyorum Kimmy Jin. | Open Subtitles | انا أيضا ,ذاهبة إلى معرض النشاطات مع صديقتي المخلصة كيمي جيم |
Bilim fuarına gidemeyesin diye benim su çiçeğimi istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تريد العنقز حتى تستطيع الخروج من معرض العلوم |
1893 yılında, Nikola Tesla ile Chicago dünya fuarında tanıştım. | Open Subtitles | نيكولا تسلر وأنا إلتقينا في معرض شيكاغو الدولي عام 1893 |
Yemin ederim, adamı taş ve mineral sergisine götürdüğümü sanıyordum. | Open Subtitles | أقسم بالله بأني ظننت سأوصله إلى معرض أحجار كريمة ومعادن. |
Bölge panayırı şehirde mi, bilgin var mı? | Open Subtitles | هذا سؤال جيد جداً هل تعرفين إذا كان معرض المقاطعة موجود في المدينة؟ |
Sanat galerisinde sana limonlu espresso mu yapmıştım? | Open Subtitles | لقد قدمت لك القهوة مع قشرة الليمون فى معرض الفنون |
Babamın, laboratuvarda büyük bir gösteri sunumu var. | Open Subtitles | عند أبي معرض كبير وأخبَرَ عنهُ المُختَبر |
Benimle ofisinin iki blok doğusundaki yeni galeride buluş. | Open Subtitles | قابلني في معرض الفن الجديد، على بُعد بنايتين من مكتبك. |
Yeni bir şov için hazırlanıyorum. | Open Subtitles | هو طيّار لبعض الجديد معرض شرطي تلفزيون حقيقة. |
Aslında sadece sana kefil olup onu da ilkel insan sergisinde bırakabiliriz. | Open Subtitles | يمكنني أن أكفلكِ فقط ويمكننا أن ندعه هنا في معرض الرجل البدائي |
Bu beklenir. Peki nasıl oluyor da, bir sanat galerisine gittiğimizde seçici olmamız o kadar da beklenmiyor? | TED | فلماذا إذاً لا يكون متوقعاً أن نكون انتقائيين عندما نذهب إلى معرض فنون؟ |
Resmen adamın özel röntgen gösterisi gibiymiş. | Open Subtitles | نعم، هذا الرجلِ كَانَ سَيكونُ عِنْدَهُ ملكه قليلاً معرض اللمحةِ الخاصِّ. |
Dünyanın en büyük yasadışı sanat sergisini başlattık. | TED | لقد اطلقنا اكبر معرض غير شرعي على الاطلاق. |
Dışarda Shane in fen Festivali vardı. | Open Subtitles | فى الخارج كان معرض شاني للعلوم والجميع يترقب الحدث |
Bir kelime edersen, yönetici vekilinin şovu olur ve artık senin olmaz. | Open Subtitles | تقول كلمة واحدة، يصبح نائب المدير معرض وليس لك أكثر |