"معرفته" - Translation from Arabic to Turkish

• Bilmem
• bilmen
• öğrenmek
• bilmeniz
• öğrenmeye
• bulmaya
• bilmesi
• merak
• anlamaya
• bulmak
• bilgi
• çözmeye
• bildiğini
• bilinmesi
• öğrenmem

Ve onun hakkında Bilmem gereken herşeyi önceden bilmek istiyorum.
وحينها أيضا سأرغب في معرفة كل شيء تجب معرفته عنه

Sağlığın için iyi olmayan bir şey olduğu belli. Bilmem gereken de buydu.
من الواضع أنه شئ يتعارض مع الصحة العامة وهذا كل ما أريد معرفته

bilmen gereken her şey söyler. Tek yapman gereken, dili öğrenmek.
سوف يخبرك كل شيء تريد معرفته كل ماعليك هو معرفة اللغة

Lakin daha ileri gitmeden önce, bilmen gereken bir şey var.
ولكن قبل أن تتكلمي بالمزيد أعتقد أن هنالك شيء عليكِ معرفته

İnsanların sağlık hizmetlerine dair neyi öğrenmek istedikleri konusunda bir araştırma çalışması yürüttüm.
الخريف الماضي، أجريت بحثًا لكي استنتج ماذا يريد الناس معرفته عن رعايتهم الصحية.

Ve bazen, bu size neyi bilmeniz gerektiğini söylemeye yeter.
وفى بعض الأوقات يكون هذا كافياً لأخبارك ما تريد معرفته

Bunu dosya havuzuna göndermeden önce Bilmem gereken başka birşey var mı?
حسناً، هل من شيء آخر ينبغي علي معرفته قبل أن أعتمد القرض؟

Baksana, burayla ilgili Bilmem gereken başka bir şey var mı?
هل هناك من شيئ آخر ينبغي لي معرفته بشأن هذا المكان؟

Hakkında Bilmem gereken her şeyin bu zarfta olduğunu söyledi.
قال أن كل شيء أريد معرفته عنكِ في هذا الظرف

İyi bir ekip birbirine hep güvenir. Tüm bilmen gereken bu.
أفراد الفريق الجيد يثقون ببعضهم بعضاً هذا كل ما عليكم معرفته

Görevini ve emirlerini verirler o kadar, bilmen gerekenler sadece onlardır.
لديك مهمتك ، لديك أوامرك هذا كان كل ما تحتاج معرفته

bilmen gereken önemli bir şey var, o da onunla tenis oynamıyorum.
الشيء المهم الذي عليك معرفته هو أنه ليس شريكي في كرة المضرب

öğrenmek istediğim tek şey, kurşunların ping pong topları gibi vücudundan nasıl sektiği.
مالذي أريد معرفته هو كيفية خروج الرصاص من جسمه وكأنه آلة رمي الكرة

Bir insan neden tüm zamanını doktor olmayı öğrenmek için geçirir ve sonra Kraliyet Ordusu Sıhhiye Birliği'ne katılır bilmek ister?
إذا، ما أريد معرفته هو، لماذ يقضي أحدهم كل هذا الوقت في الدراسة ليصبح طبيباً، ثم يلتحق بالطاقم الطبي للجيش الملكي؟

İletişim, Isaac için zordu ve bu yüzden bilmesi gereken şeyi öğrenmek için geçici bir çözüm buldu.
التواصل كان صعباً على آيزك و لذلك وجد حلاً لأكتشاف ما هو في حاجة إلى معرفته.

Sizin tek bilmeniz gereken şey toprağımın havalandırılmaya ihtiyacı olması.
الشيء الوحيد الذي عليك معرفته أن تربتي يائسة وتحتاج لسماد

diye sorduk. öğrenmeye çalıştığımız, onlara verdiğimiz bilginin onların inandıklarını değiştirip değiştiremeyeceğiydi.
ما أردنا معرفته هو ما إذا كان الناس سيأخذون في الاعتبار المعلومة التي أعطيناهم ليغيروا معتقداتهم.

Neyin doğru olduğunu bilmiyorum, ama bulmaya çalışıyorum.
لا أعلم ما هو الصواب بعد ولكن أحاول معرفته

İyi bir savunma avukatının bilmesi gereken son şey gerçektir.
آخر ما يرغب محامي الدفاع الماهر في معرفته هو الحقيقة.

Estetik cerrahi diye bir şey duymamış mı merak ediyorum.
ما أريد معرفته هو لم يظن أن الجراحة البلاستيكية موجودة؟

Niye geldiğimiz yoldan dönüyoruz, ben onu anlamaya çalışıyorum.
ما أحاول معرفته هو سبب العودة من الطريق الذي جئنا منه

bulmak istediğimizde o, ama bu gemiye girmemiz anlamına geliyor.
هذا ما نود معرفته ولكن هذا يعني الصعود إلى السفينة

"Bir kanaryanın tolare edebileceği ilaç miktarı hakkında bir bilgi olmadan..." "...
ورغم قلة أو انعدام معرفته بكمية المواد الكيمائية التي يمكنن للطيور تحملها،

Bizim çözmeye çalıştığımız şey de bu.
حسنٌ .. ذلكَ هو ما أُحاول معرفته

Bir şey bildiğini inkar ediyor tabi ki.
لقد أنكر معرفته بالأمر، لكن كان هناك على حمالة المعاطف

12 saat boyunca ormanla ilgili bilinmesi gerekenler hakkında internette araştırma yaptım.
في الساعات الــ 12 الماضية عن كل شيء يجب معرفته عن الغابة

Ne düşündüğüm önemli değil ki. Böyle mi öğrenmem gerekiyordu yani?
لايهم ما أظنه، كان عليّ معرفته هكذا، صحيح؟