"معزول" - Translation from Arabic to Turkish

    • izole
        
    • tenha
        
    • ıssız bir
        
    • uzak
        
    • ayrı
        
    • ücra
        
    • izbe
        
    • Issız
        
    • tecrit
        
    • kapanık
        
    • yalıtılmış
        
    Yıldırım düşerken arabada neden güvende olursun - tekerlekler tarafından izole edilmiş olursun. Open Subtitles لهذا أنت بأمان في السيارة أثناء عاصفة البرق فأنت معزول بواسطة الإطارات المطاطية
    - Ama bu darbe kafatasının sol tarafında izole edilmiş. Open Subtitles و لكن هذا الضرر معزول على الجانب الأيسر من جمجمتها
    Bence kasabadan ayrılsam iyi olacak. tenha bir yerlere giderim. Open Subtitles أحسبني عليّ الخروج من البلدة لمكانٍ معزول.
    İkisini de ıssız bir yere çekmeye başarmış, demek ki ne yaptığını biliyor. Open Subtitles لقد تمكن من إستدراج كلتاهما إلى مكان معزول مما يعني انه ناجح بالإغواء
    Ama, şimdi gittiği yer İmparatorluk'un en uzak sınırında tek başına dikilen bir kale. Open Subtitles لكنه سيغادر إلى حصن معزول في أقصى حدود الإمبراطورية
    Onlardan ayrı olduğun yanılsamasından kurtulduğun zaman, kendini sanki diğerleriymişsin gibi deneyimleyebilirsin. TED يمكنك ان تختبر نفسك كالكائن الاخر عندما ترى عبر وهم انك معزول عنهم
    Bu yaşlı insanların bilgeliği ücra bir yerdeki ihtiyarlar hakkındaki hikayelerin sadece bir derlemesi değil. TED ان حكمة هؤلاء الاجداد ليست مجرد تراكم علم من الاجداد في مكان معزول
    Talimatlar, sahilin üst tarafındaki izbe kanyona araçla gitmem yönünde... Open Subtitles التعليمات تحدد ان اقود سيارتى الى وادى معزول اعلى الشاطئ
    Issız bir yere gidin dikkat çekmediğinizden emin olun. Open Subtitles تذهبون معا الى موقع معزول حاولوا تجنب اي ملاحظة غير ضرورية
    Havalandırma sistemlerini tekrar kontrol edip karantinanın tamamen izole edildiğinden emin olmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أتحقق مجددا من أنظمة التهوية وأتيقن أن الحجر الصحي معزول بالكامل.
    Bunca yıl anneni içinde canlı tuttun canlı zihnindeki izole bir altyapı. Open Subtitles كل تلك السنوات التي أبقيتها حية بداخلك، روتين معزول في عقل حي.
    Bunu hesaplamıştı. O dünyayı içinde bir şey olmayan tamamen izole edilmiş bir ortam gibi düşünmüştü. Sadece enerji girişi ve çıkışı var şeklinde. TED كان يفكر في الأرض كأنها، نوعا ما مثل، تعرفون، مثل شيء معزول تماما بدون أي شيء داخله، حقا، فقط طاقة تأتي وتذهب.
    Ben de diyorum ki eğer köle olduğunu bilmiyorsan izole edildiğini veya ezilen olduğunu bilmiyorsan özgür olmak için nasıl savaşacaksın? TED فأجيبهم بالتالي: ما لم تدرك بأنك عبدٌ، وما لم تدرك بأنك معزول عن العالم أو مظلوم، فكيف لك أن تقاتل لتصبح حراً؟
    İzole olduğunu biliyorsan bu, izole edilmediğin anlamına geliyor. TED أعني، إذا كنت تدرك أنك معزول عن العالم، هذا يعني أنك ليس معزولاً.
    Bekçi, onları, en tenha kulübeyi istemelerinden hatırlamış. Open Subtitles الحارس تذكر لأنهم طلبوا أكثر كوخ معزول لديهم
    tenha bir yere doğru gidersiniz ve sizi takip edip etmediklerine bakarsınız. Open Subtitles عليك الذهاب إلى مكان معزول وترى إن كانوا سيتبعوك
    tenha, fazla kimse yok. Open Subtitles معزول سيارات قليلة
    Bu adam nasıl oldu da ıssız bir yerde göğsüne saplanmış bir okla ve yanında sahte milyon dolarlarla öldü ki? Open Subtitles في مكان معزول فجأة مع سهم معروز في صدره و بالقرب من مليون دولار
    Bu zamanı gözden uzak bir yer Bulmaya çalışarak kullanırsınız Open Subtitles فأفضل ما يمكنك استخدامه هو إيجاد مكان معزول
    Bilim topluluğundan ayrı durarak bu şekilde çalışamam. Open Subtitles لا أستطيع العمل هكذا معزول عن المجتمع العلمي
    Otoyolun ne kadarı kaçırma için yeterince ücra? Open Subtitles كم من طول الطريق السريع معزول بما فيه الكفاية للقيام بالاختطاف؟
    Çok az tanıdığım bir çocuğun peşinden izbe bir yere gitmezdim. Open Subtitles لم أكن لأتبع فتى بالكاد أعرفه نحو مكان معزول.
    Issız ama yakınlarda bir yerde geceyi geçirecektir. Open Subtitles سيمكث الليلة في أي مكان معزول ولكن ليس ببعيد.
    Eski bir "turist ağırlama merkezi". Tamamen tecrit edilmiş. Open Subtitles "مركز قديم للترحيب بالسيّاح، معزول كليّاً"
    İçine kapanık ve paranoyak bir hale geldi. Open Subtitles أصبح معزول ومذعور.
    Burada, yalıtılmış bir şekilde Afrika'nın çatısında, ...en nadir avcılardan biri yaşar, Open Subtitles معزول هنا على سطح أفريقيا واحد من أندر الصيادين في العالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more